Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur
Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur
“Kulunu geceleyin,
delillerini göstermek için, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığı
Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, her şeyi çok
iyi işiten, çok iyi görendir.” (İsra s. 1)
Bu âyet-i kerîme,
Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in, Mekke’den, Kudüs’te bulunan Mescid-i
Aksâ’ya, ilâhî bir güçle götürüldüğünü beyan etmektedir. Bu hadiseye “İsra
ve Miraç” denilmektedir.
Resûlullâh Sallallahü
Aleyhi Vesellem uyanık bir haldeyken, geceleyin, Mekke’den Mescid-i Aksâ’ya
“Burak” denilen bir bineğe bindirilerek götürülmüş, Mescid-i Aksâ’ya
varınca bineğini Mescid’in kapısında bırakmış, içeri girip iki rekât mescid
namazı kılmış sonra, merdivene benzeyen ve “Mi‘rac” denen bir aracın yanına
varmış, o araç vasıtasıyla önce dünya semasına çıkmış sonra göğün diğer
katlarına gitmiştir. Her kata vardığında, oranın ileri gelen sâkinleri
tarafından karşılanmıştır.
Resûlullâh Sallallahü
Aleyhi Vesellem göklerin her katına vardığında, derecelerine göre oralarda
bulunan Peygamberlerle selâmlaşmış, altıncı katta Hz. Musâ Aleyhisselâm ile
yedinci katta da Hz. İbrahim Aleyhisselâm ile görüşmüş, daha sonra onların ve
diğer Peygamberlerin makamlarını da aşarak kaderleri yazan kalemlerin
gıcırtısının işitildiği makama kadar ulaşmıştır. Burada bulunan Cebrail Aleyhisselâm’ı
aslî suretiyle görmüş yine bütün ufukları tutan yeşil “Refref’i de
görmüştür. Göğün Kâbesi olan Beytül Mamur’u görmüş, yeryüzündeki Kâbe’yi
yapan Hz. İbrahim Aleyhisselâm’ın ona yaslandığına ve kıyâmete kadar bir daha
dönmemek üzere her gün oraya yetmiş bin meleğin gelip Allâh’ü Teâlâ’ya ibâdet
ettikten sonra ayrılıp gittiklerine şahit olmuştur.
Yine cennet ve
cehennemi görmüş, Allâh’ü Teâlâ, günde elli vakit namaz kılınmasını farz
kılmış, daha sonra bir lütuf olarak bu elli vakti beş vakte indirmiştir.
Eğer mi‘rac sadece
ruhla olsaydı, Kureyşliler’in bunu yalanlamalarına gerek kalmazdı. Çünkü
bilirlerdi ki, kişi uyku halindeyken birçok harika olayları görebilir. İsrâ ve
Mi‘rac olayı ise ruhen ve bedenen cereyan etmiştir.
(Ebû Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi
Tefsiri, c.5 s.253)
(Mevlana
Takvimi)
Yorumlar
Yorum Gönder