Miraç Kandili nasıl geçirilir?
Miraç Kandili nasıl geçirilir?
İslam âleminin
heyecanla beklediği mübarek üç aylar, Miraç Kandili ile taçlanacak.
Peki, Miraç
Kandili'nde neler yapılmalı? İşte bu mübarek gecede yapılacak ibadetler,
okunacak dualar…
Recep ayının 27.
gecesi Miraç Gecesi'dir. Mirâç, merdiven demektir. Cebrâil Aleyhisselâm gelip,
Peygamber Efendimizi, 52 yaşında iken, Recep ayının 27. gecesi, Mekke-i
Mükerreme'de Mescid-i Haram'dan, Kudüs'e Mescid-i Aksa'ya ve oradan göklere
urûc ettiler.
"Mirâç;
Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem uyanık hâlde iken, ruh ve mübârek bedeni
ile birlikte oldu. Âyet-i kerîme ile sabit olduğundan, Mekke'den Kudüs'e
götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere, bilinmeyen yerlere götürüldüğüne
inanmayan ise sapık olur."
Rasûlüllâh Sallâllâhu
Aleyhi ve Sellem, Miraç'da Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Kürsî,
Arş ve Ruh âlemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde,
mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allâh-u Te'âlâ'yı gördü. Hiçbir
mahlûkun bilemeyeceği, anlayamayacağı nimetlere kavuşup bir anda, Kudüs'e ve
oradan da Mekke-i Mükerreme'ye geldi.
Miraç'da 5 vakit
namaz farz oldu. Miraç'dan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Miraç
gecesi, akşam namazı 3 rekât, öteki namazlar 2 rekât farz oldu. Medine-i
Münevvere'de ikinci emirle sabah ve akşamdan başkası 4 rekâte çıkarıldı.
Hicretin 4. yılında bunlar, misafir için, yine 2'ye indirildi.
Ezan okumak da
hicretten önce Mekke'de, Miraç Gecesi başladı. Miraç hâdisesiyle, Müslümanların
imanı kuvvetlendi, kâfirlerin düşmanlığı arttı. Peygamber Efendimize kâfirler
inanmadı;
"Mescid-i
Aksa'nın kaç kapısı, kaç penceresi var?" gibi sorular sordular. Miraç'da
dikkat etmemişti. O anda, Cebrâil Aleyhisselâm, Mescid-i Aksa'yı gözünün önüne
getirdi ve cevap verdi.
Bu mübârek gece de,
diğer mübârek geceler gibi, kazâ namazları kılmalı, Kur'ân-ı Kerîm ve ilmihâl
okumalı, tevbe ve duâ etmeli, âlimleri ziyaret etmeli, fakirleri sevindirmeli
ve bütün Müslümanlara duâ etmelidir.
Miraç Gecesinde Yapılacak İbadetler, Okunacak Dualar
Mîrâç Gecesi;
Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Selleme, hiçbir peygambere nasip olmayan mîrac
gibi büyük bir şerefin ihsan edildiği büyük bir gecedir.
Ekseri ulemâya göre;
o gece hiçbir rasûle lutfedilmeyen vasl-ı uryân (apaçık görüşme) ve yüce
Mevlâ'yı ziyaretin, Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem cihetinden mahalli
olmuştur. Çünkü Allâh-u Te‛âlâ zamandan ve mekândan münezzehtir.
İmâm-ı Nevevî
(Radıyallâhu Anh)ın, "er-Ravza" isimli eserindeki beyanına göre;
mîrac mucizesi nübüvvetten on sene üç ay sonra Mekke'de recebin yirmi yedinci
gecesinde vuku bulmuştur.
Bu gece de, ihyâsı
müstehab olan gecelerdendir. Namazın farz olması gibi, ümmeti alâkadar eden
birçok önemli hükmün teşrî‛ edildiği ve amcasıyla, eşini peş peşe kaybetmesi
sonucu, müşriklerin eziyetlerinin artması nedeniyle hüzne boğulan Rasûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, en büyük teselliye mazhar kılındığı bir gece,
elbette en üst düzeyde kutlanmayı ve ihyayı hak etmiştir.
Bu geceyi ibadetle
geçirmenin fazîleti hakkında birçok hadîs-i şerîf ve rivayetler mevcuttur.
Nitekim Selmân-ı
Fârisî Radıyallâhu Anh’ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh Sallâllâhu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Recebde bir
gün ve bir gece vardır ki, o günü oruçlu geçirip, gecesini ibadette kāim olan
kişi, zaman olarak yüz seneyi oruç, yüz seneyi de (gece ibadetinde) kıyamla
geçirmiş gibi olur. O gün, recebin bitmesine üç (gün ve gece) kaladır. Muhammed
Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem de o gün (peygamber olarak) gönderilmiştir."
Enes (Radıyallâhu
Anh)ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte de Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur:
"Recebde bir gece vardır ki onda amel edene,
yüz senelik haseneler yazılır. O, recebin bitmesine üç (gece) kaladır."
Bu mübarek gecelerin
camilerde, sohbetler, namazlar ve dualarla ihyasını, bazı âlimler, bidat ve
mekruh saymışlarsa da bu görüş kabûle şâyân değildir.
Zira birçok sahabeyi
görmüş, onlardan nakiller yapmış ve tüm hadis hafızları tarafından güvenilir
kabul edilip rivayetleri alınmış olan tâbi‛în tabakasının uluları ve Şam
ehlinin gözde fukahası konumundaki zatlar, bu gecelerin mescitlerde cemaatle
ihyasını müstehab saymışlardır.
Onlar bu gecelere
son derece değer vermiş ve bu gecelerde ibadete çok gayret göstermişlerdi,
diğer insanlar da bu gecelerin fazîlet ve tâzimini onlardan öğrenmişlerdi.
Bu zatlar o
gecelerde en güzel elbiselerini giyer, gözlerine sürme sürer, buhurlar yakar ve
gece boyu camide kıyamda bulunurlardı.
Miraç Kandili gecesi
nasıl geçirilmeli? Haberin videosunu izlemek için
Miraç Gecesi Namazı Ve Orucu
Receb ayının yirmi
yedinci gecesine rastlayan mübarek Mi'râc Gecesinde on iki rekât nafile namaz
kılınması iyi görülmüştür. Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak iki
rekâtta bir selâm vermeli, sonra yüz defa:
"Sübhanallâhi
velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber" demeli. Bundan
sonra, yüz defa istiğfar ederek yüz defa da Salât ve Selâm okumalıdır.
Nitekim bu hususta Enes (Radıyallâhu Anh)ın rivayet
ettiği bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
"Recebde bir
gece vardır ki onda amel edene, yüz senelik haseneler yazılır. O, recebin
bitmesine üç (gece) kaladır.
Her kim o gecede on
iki rekât kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve Kur'ân'dan bir sûre okur, her iki rekâtta
(oturup) teşehhüt okur ve sonlarında selam verirse,
Sonra yüz kere:
«سُبْحَانَ اللّٰهِ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ وَلٰا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ
وَاللّٰهُ أَكْبَرُ»
Deyip, yüzkere de
istiğfarda bulunur, sonra da Nebî Sallâllâhu Aleyhi ve Selleme yüz defa salât
okursa;
Bu kişi dünyadan
yâhut âhiretten dilediği herhangi bir hususta kendisi hakkında duâda bulunursa,
bir de sabah oruca niyet ederse, bir mâsiyet (günah) ile alâkalı dua yapmış
olmadıkça, gerçekten Allâh-u Te‛âlâ onun bütün dualarını kabul eder."
Merfû‛ bir haberde
şöyle gelmiştir:
"Her kim, recebin yirmi yedinci gecesi iki rekât
kılıp her bir rekâtta bir Fâtiha ve yirmi kere İhlâs sûrelerini okur, namazı
bitirince, Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Selleme on kere salâvat getirdikten
sonra:
اَللّٰهُمَّ
إِنِّي أَسْأَلُكَ بِمُشَاهَدَةِ أَسْرَارِ الْمُحِبِّينَ وَبِالْخَلْوَةِ الَّتِي
خَصَّصْتَ بِهَا سَيِّدَ الْمُرْسَلِينَ حِينَ أَسْرَيتَ بِهِ لَيْلَةَ السَّابِعِ
وَالْعِشْرِينَ أَنْ تَرْحَمَ قَلْبِيَ الْحَزِينَ وَتُجِيبَ دَعْوَتِي يَا
أَكْرَمَ الْأَكْرَمِينَ
'Ey Allâh’ım! Ey
keremlilerin en keremlisi olan Allâh’ım! Şüphesiz ben Senden, âşıkların
sırlarının müşâhedesi bereketine ve yirmi yedinci gece kendisini mîrâca
çıkardığında, gönderilenlerin Efendisi'ne tahsis ettiğin halvet (teke tek
beraberlik) hürmetine, benim kederli kalbime acımanı ve duama icâbet etmeni
isterim' derse, muhakkak Allâh-u Te‛âlâ onun duasını kabul eder, şânını
yüceltir, yalvarışına acır ve kalplerin öldüğü günde onun kalbini diri tutar
(rûhunu öldürmez, îmân nûrunu söndürmez).
Gündüzünde (16 mayıs
cumartesi günü) oruçlu bulunmalıdır. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın
yapılacak her duanın kabûlü Allah'dan umulur.
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen
bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Recebde bir
gün ve bir gece vardır ki, o günü oruçlu geçirip, gecesini ibadette kāim olan
kişi, zaman olarak yüz seneyi oruç, yüz seneyi de (gece ibadeti ve) kıyamla
geçirmiş gibi olur. O gün, recebin bitmesine üç gün kaladır. Muhammed Sallâllâhu
Aleyhi ve Sellem de o gün (peygamber olarak) gönderilmiştir."
Ebû Hureyre
(Radıyallâhu Anh)ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh Sallâllâhu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Recebin yirmi
yedinci günü oruç tutana, altmış ay orucu(nun sevabı) yazılır. O gün, Nebî Sallâllâhu
Aleyhi ve Selleme, Cibrîl'in risâleti ilk getirdiği gündür."
Nebî Sallâllâhu
Aleyhi ve Sellemden şöyle rivayet edilmiştir:
"Her kim recebin yirmi yedinci günü oruç tutup,
o gün sadaka verirse, Allâh-u Te‛âlâ orucuna karşılık o kişiye bin hasene ve
iki bin köle âzâdı (sevabı) yazar."
Kaynak:
Beyhakî, Fedâilü'l-evkāt, no:11, sh:95-96;
Şu‛abu'l-îmân, no: 3530, 5/345;
İbni Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb, sh:6;
Geylânî, el-Ğunye, 1/332;
İbni Hacer, Tebyînü'l-aceb, sh:58;
Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs, no:4381, 3/142;
Süyûtî, Cem‛u'l-cevâmi‛, 1/591;
ed-Dürrü'l-mensûr, 4-186;
Ali el-Müttakî, Kenzü'l-ummâl, no:35269, 12/312)
Beyhakî, Fedâilü'l-evkāt, no:12, sh:97;
Şu‛abu'l-îmân, no: 3531, 5/346;
Ebu'l-Kāsım İbni Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb,
sh:6;
İbni Hacer, Tebyînü'l-aceb, sh:59;
Süyûtî, Cem‛u'l-cevâmi‛, ed-Dürrü'l-mensûr, 4/186,
1/591;
Ali el-Müttakî, Kenzü'l-ummâl, no:35170, 12/312-313)
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder