Kayıtlar

Düşen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Büyük Belâya, Haksızlığa, Derde, Azaba Düşenlerin Okuyacağı Dua

Büyük Belâya, Haksızlığa, Derde, Azaba Düşenlerin Okuyacağı Dua Gece kılınan namazdan sonra, mümkünse secdede veya beş vakit namazın farzlarının arkasından devam edilirse bu duaya, kısa zamanda selâmete erilir… أَللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَبِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لَا اُحْصِى ثَنَآءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ Okunuşu: Allâhumme inniy eûzü birızake min sehatike ve bimuâfâtike min ukubetike ve eûzü bike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.” Anlamı: Allah’ım! Gadabından rızâna, cezâlandırmandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Seni ne kadar medhetsem de hakkıyla medhetmiş olamam. Sen kendini nasıl medhettiysen öylesin. Mevcut kaynaklardan Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bu duayı, gece namazında, secdede yaptığını öğreniyoruz. Kaynak: (Malik, Dua, No: 497, Müslim, Salât, 222)

Mısır'ın Fethinden Yavuz'a Düşen Hisse

Mısır'ın Fethinden Yavuz'a Düşen Hisse Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır fetholunup Emanet-i Mukaddese ve hilafet istanbul'a taşındığında, Yavuz, en emin adamlarından biri olan Kemal Paşa - zadeyi Mısır'ın emlâkinin yazılmasına memur etti. Kemal Paşa - zade riyasetindeki memurlar yazıp - çizdikten sonra Mısır'da her şeyin vakıf olduğunu ve istanbul'a bir şey getirmenin mümkün olmadığını bildirerek: — Mısır'da uçan kuştan yerde gezen canlılara Kadar herşey vakıftır, dediler. Bu haber kendisine ulaşan Osmanlı Sultanı Büyük Yavuz, kendisine hiç bir şey getirilemeyeceğini öğrenince: — Zararı yok! Bize Hadim-ül Haremeyn olmak şerefi yeter, buyurdular. Osmanlıların bir emperyalist olduğunu ve kendi idaresinde bulunan milletleri sömürdüğünü iddia edenlerin kulakları çınlasın. Osmanlılar kendi idaresindeki yerleri değil sömürmek, onlara hazineden yardım yaparak imar bile etmişlerdir. Bugün yabancı diyarlarda kalan Osmanlı eserleri bunun bir n

Kazdığı Kuyuya Kendi Düşen Genç

Kazdığı Kuyuya Kendi Düşen Genç 23 Mart 1994’te Ronald Opus’un cesedini inceleyen adli tabib, onun kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı. Ronald Opus, on katlı bir binanın tepesinden, intihar niyetiyle aşağıya atlamıştı. Umutsuzluğunu, geride bıraktığı bir notta açıklıyordu. Ancak dokuzuncu katın önünden geçerken pencereden gelen kurşun başına isabet etmiş, hayatı bu kurşunla sona ermişti. Apartmanın sekizinci kat penceresi düzeyinde cam silicileri korumak için konulmuş bir ağ vardı; ama bu ağın varlığını ne silahı çeken, ne de müteveffa Ronald Opus biliyordu. Açıkçası, kurşun olmasaydı, Opus’un intihar girişimi başarılı olamayacak; zemine çakılmadan, sekizinci kattaki ağa takılıp kalacaktı. Opus’un dokuz kat aşağıda yere çakılmayıp ta dokuzuncu kattan düşüyor olduğu anda başına gelen kurşunla vurulmuş olması, yere çakılmış olsaydı, muhtemelen onun ölüm sebebini intihardan cinayete çevirmeyecekti. Fakat Opus’un intihar girişiminin başarılı olamayışı, savcıyı elind