Kayıtlar

Eylül 23, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Canlara Kıymayın Efendiler…

Canlara Kıymayın Efendiler… Kâinatın yaratıcısı yüce Allah, zaman ve mekânla kayıtlı olmadığı (münezzeh) gibi, bütün günler ve geceler de O’na aittir. Belli gün ve gecelerin, belli şeylere tahsis edilmesinin çok da anlamlı olmadığını düşünüyorum. Fakat yine de bu makalemi "anneler günü" vesilesi ile Türkiye’nin " akla ziyan " ortamından bir nebzecik de olsa sıyrılıp bir annenin yavrusuna yazdığı mektuptaki satırlara bırakmak istiyorum. "Yavrum! Bedenimde olduğunu ilk fark ettiğimde, beni ve babanı nasıl bir tarifi imkânsız sevince boğduğunu bir bilsen... Sen, bana ait olan her şeyi paylaşarak gelişip, minik bir insan hüviyetine büründükçe, sana olan sevgim de günden güne kat be kat arttı. İlk tekmelerini karnımda hissettiğimde, bir an evvel seni kollarıma alabilmek için sabırsızlandım. Sen doğmadan evvel yüzünü, kokunu, sıcaklığını hissetmesem bile hesapsız, karşılıksız bir sevgi yerleşmişti yüreğime. Yatağın, minik giysilerin, oyuncakların dâhi...

Duygu Reklâmı

Duygu Reklâmı REKLÂM, Gerçeği bir bakıma da bir başka türde süslemek hayâl ettirmektir. REKLÂM, Gerçeği iyimser bir açıdan dile getirmektir... Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü, kör bir adam dilencilik yapıyormuş. Dizlerinin dibine bir tabela koymuş. Üzerinde "Doğuştan Kör" yazılı imiş. Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş. Bir REKLÂMCI bunu görmüş. Tabelayı almış, arkasına bir şeyler yazmış, olduğu yere tekrar bırakmış. Ne olduysa olmuş... Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, başlamış dilencinin önündeki şapkaya, habire para atmaya... Bir cümle yetmiş, onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede ağzına kadar parayla dolup taşmasına... "Güzel bir bahar günü... Ama ben baharı görmüyorum!" (Alıntı)

Duygular Adası

Duygular Adası Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dâhil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi,  adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar. Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş. Çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş. Ada neredeyse battığı zaman, Aşk, yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde geçmekteymiş. Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş. Zenginlik, "Hayır, alamam. Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş. Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!" "Sana yardım edemem Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş Kibir. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk, yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim..." "Off, Aşk, o kadar üzg...

Sana yandım

Sana yandım Aynalarda soldu o gülen yüzüm, Ay yüzlü peygamber sende öksüzüm… Geceler çok soğuk olmuyor gündüzüm, Himmet eyle sana yandım ya resul… Şu gönlüm aşkınla yanıyor için için, Ay yüzlü peygamber gözyaşım senin için… Al beni yanına ne olur Allah için. Himmet eyle sana yandım ya resul… Dinmiyor gözyaşım bitmiyor acım, Derdimin ilacı başımda tacım… Olmuyor sensiz gel sana muhtacım, Himmet eyle sana yandım ya resul… (Alıntı)