Kayıtlar

sevinç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaygı da Geçer, Sevinç de.

Kaygı da Geçer, Sevinç de. Saltanattan daha yüksek bir makam olamaz, deme; zira yücelttiğin makam, fakirin derecesinden daha üstün değildir. Yükü hafif insanlar, rahat yürürler. Sözün doğrusu budur. İrfan sahipleri de bunu böyle kabul ederler. Eli boş kimse, sadece ekmek kaygısı çeker; padişahsa çok geniş ülkelerin idare­sini. Yoksulun akşama ekmeği varsa, gece Şam hükümdarı gibi rahat ve huzur içinde uyur. Kaygı da geçer, sevinç de. Yeter ki ölmeyegörsün insan. İster başında taç, ister boynunda vergi; sonun toprak olduktan sonra ne fark eder! İster zenginlik içinde yıldızlara değsin başın, ister yoksulluk çekip zindanlarda çürüsün gövden; ölüm kapısından girdikten sonra her şey biter; bütün insanlar o gün varlıkla yoklukta eşit olur. Ecel, başa gelince; insan, tanınmaz olur. Bilene, pa­dişahlık başa beladır. Dilencinin görünüşüne aldanma, gerçek padişah odur. (Gülistan ve Bostan) 

GÜLÜMSEME

GÜLÜMSEME Sular güneşe gülümsedi; Güneş ışıttı, ısıtıverdi… Buharlaşıp göklere uçtular, Kümelenip bulutlara dönüştüler... Gökyüzü, bulutlara gülümsedi; Bulutlar sevinçten yayıldılar… Pamuk tarlaları oluşuverdi… Soğuk hava bulutlara gülümsedi; Bulutlar yağmur olup boşanıverdi… Damla damla, yeryüzüne düştüler... Çatlamış yerler, yağmurlara gülümsedi; Kara toprak, yeşilliğe dönüşüverdi... Altın başaklar, meyveli ağaçlar oluşuverdi. Bitkiler, hayvanlar, insanlar gülümsedi; Bitkiler yeşilleşti, güzelleşti, Hayvanlar cıvıldadı, koşuştu, İnsanlar neşelendi, gülüştü… Yeryüzünde gülen, canlı cansız ne varsa; Bitkiler, hayvanlar, insanlar, hepsi, hepsi… Zikirle şükürle doldu. Güzelleşti, olgunlaştı, mutlu oldu… İnançsızlar, inkârcılar, maddeciler, gülmediler; Gülümsemediler, gülümsetemediler; Sarardılar, karardılar, soldular… Her şeyde hata arayıp durdular… Allah’ın yarattığı her şeyde kusur buldular… Acılarla kıvrandılar, mutsu...