Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sabır ve Merhamet!

Sabır ve Merhamet!   Bir gün Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz, bir müşriki karşısına almış, ona İslamiyet’i anlatıyordu.             Her anlatışta o müşrik, Rasûlullah efendimizle alay ediyor, inkâr ediyordu. Bu, bir müddet devam etti. Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh, dayanamayıp, kılıcını alıp geldi: “- Yâ Rasûlallah, dayanamıyorum, izin ver!”, dedi. “- Hayır, yâ Ömer, git yerine otur!” Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh gitti, yerine oturdu. Rasûlullah yine nasihat etmeye devam etti, müşrik yine inkâr etti, alay etti. Bu durum epey bir müddet sürdü… En sonunda o müşrik: “- Tamam yâ Rasûlallah!” diyerek Müslüman oldu. Peygamber efendimiz Hazret-i Ömer’e buyurdu ki: “- Eğer sana peki deseydim, bu kişi müşrik olarak Cehenneme giderdi. Ben bu dini iki şeyle yaydım!” “- Sabır ve merhamet!” “Allah Teâlâ, onlardan razı olsun; şefaatlerine nail eylesin!”

Hangisi Çok Seviyor?

Hangisi Çok Seviyor?   Kayınvalide ve Üç Damadı, tatile denize gitmişler. Kayınvalide: “- Bakayım damatlarım ben ne kadar seviyor?” deyip denize atlamış. Ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. “- Büyük damadım boğuluyorum, ne olur kurtar beni!” demiş. Büyük damat da hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bir “Reno Laguna” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.” Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde o da hayatını kurtarmış onunda kapısında bir “Reno Safrane” ve üzerinde bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.”             Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. “- Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni!” demiş. Küçük damat: “Boğulursan, boğul!” demiş. Kadın da oracıkta boğulup can vermiş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde de bir “Ferrari” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın; kayınpederin.”

Gaziantepli Helvacı Ökkeş Ustanın Hikâyesi

Gaziantepli Helvacı Ökkeş Ustanın Hikâyesi   Bundan 30 yıl kadar önce, Gaziantep’te helvacılık yapan Ökkeş usta iflas eder. Elinde avucunda ne varsa yitirir. Alacaklarını tahsil edemez, işçilerini çıkarır, işyerini kapatmak zorunda kalır. Ama bir yerlerden de tekrar başlaması gerekmektedir. Helvacı Ökkeş ustanın cebinde beş parası yoktur. Kalkar, hiç tanımadığı toptan şeker satan bir dükkâna gider. Kendisini tanıtır, helvacılık yaptığını, iflas ettiğini anlatır. Parasının olmadığını, iş yerinin tekrar üretme geçebilmesi için acil bir torba şekere ihtiyaç duyduğunu, ancak şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğini söyler. Şeker satıcısı Bahaddin usta, Ökkeş ustayı dikkatlice dinler, yerinden kalkar, yanında çalışanını çağırır; “- Oğlum bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin, Ökkeş ustamın dükkânına indirin!” der. Şekerci Bahattin usta küçük bir kâğıda da, isim, adres belirtmeden, sadece “20 torba şeker” yazar, kâğıdı Ökkeş ustaya uzatır… Ardından d

Ey Oğul!

  Ey Oğul!   Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra; öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana...   Ey oğul, sabretmesini bil, Vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma; İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.   Ey oğul, işin ağır, İşin çetin, gücün kula bağlı. Allah yardımcın olsun... Güçlüsün, kuvvetlisin, Akıllısın, kelâmlısın! Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen! Sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve İradene sahip olasın!   Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler, feth edilmeyenler, görünmeyenler, Ancak sen faziletli ve ahlâklı olursan Gün ışığına çıkacaktır.   Ey oğul! Ananı, atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir. İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin. Açık sözl

Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın Ümmetine Düşkünlüğü:

  Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın Ümmetine Düşkünlüğü:   Ümmetim! Ümmetim!   Rahmet Elçisi’nin Sallallahü Aleyhi Vesellem ümmetine olan düşkünlüğünü Yüce Rabbimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle ifade eder: "Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı raûf (çok şefkatli) ve rahîm (çok merhametli)dir." (Tevbe, 9/128)   Hz. Peygamber'in Ümmetine Düşkünlüğü: Ümmetim! Ümmetim! Ebû Hüreyre'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:   “Benimle ümmetimin durumu (geceleyin) ateş yakan kimsenin hâline benzer. Böcekler ve kelebekler o ateşe düşmeye başlar. İşte ben de sizler ateşe girerken kuşaklarınızdan tutup engellemeye çalışıyorum.”   عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : “إِنَّمَا مَثَلِى وَمَثَلُ أُمَّتِى كَمَثَلِ رَجُلٍ اسْتَوْقَدَ نَارًا، فَجَعَلَتِ الدَّوَابُّ

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın Gözleri Yaşartan Öğüdü

  Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın Gözleri Yaşartan Öğüdü   Sahâbe, Resûl-i Ekrem’in sözleri karşısında ürperir, kalpleri titrer ve gözlerinden yaş akıtarak ağlarlardı. Bütün bunlar, samimiyetle inanmanın, itaat arzusu içinde olmanın, Allah ve Resûlü’nü sevip, saymanın birer göstergesidir. Kur’an ve Sünnet karşısında bizlerin de örnek almamız gereken davranışlardır. Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye Radıyallahu Anh şöyle dedi:   “Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem   bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler:   - Ey Allah’ın Resûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bari bize bir tavsiyede bulun, dedik. Bunun üzerine:   – “Size, Allah’a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan H