Kayıtlar

Ferhat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aşk bir Züleyha çağrısıdır

  Aşk bir Züleyha çağrısıdır   Aşk bir Şirin çağrısıdır, Dağları delmeye Ferhat gerek… Yunusça yanmamışsa sözün; Gökleri tutan heyhat gerek…   Sevmek gönül ağrısıdır, Dert çekmeye Eyüp gerek… Aşk bir Züleyha çağrısıdır, Reddetmeye Yusuf gerek…   Nuh Keniş

Akibet Görürsün Hele Ferhat

Akibet Görürsün Hele Ferhat    Evliyaullah'a pek yüksek bir hürmet ve bağlılık gösteren Yavuz Sultan Selim Han'ın kendisi de hiç şüphesiz babası gibi Allah'ın has kulu idi. o'nun, Allah'a kurbiyetinden dolayı keramet nev'inden pek çok davranışlar ortaya koyduğu tarihi gerçekler arasındadır. Şöyle ki: Yavuz, bir gün divandan içeri hiddetli bir şekilde girmişti. Elbisesini dahi değiştirmeden bir müddet odada dolandı ve kendisini kızdıran şeyi mırıldanıp durdu. Meğer Ferhat Paşa'nın İskender Çelebi'yi olur olmaz koruyup kayırmasından gazaplanmıştı. Çünkü aralarındaki dostluktan başka şeyler de sezinlemişti. Sonunda yüksek sesle şu sözleri sarf etti: - Akibet görürsün hele Ferhat! Sen şimdi İskender'i koruyup duruyorsun, ama bu korumaktan ne fayda çıkacağını inşallah birbirinize karşı asıldığınız zaman görürsünüz! Gerçekten de aradan seneler geçti ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde bu iki şahıs, Selim Han'ın geleceği görmüşçesine dediği

Vah Benim Canım Evlâdım!

Vah Benim Canım Evlâdım! Yaşlı bir nine oflaya puflaya belediye otobüsüne biner. Otobüs tıklım tıklım doludur. Saçları uzun ve örgülü, kulağı küpeli bir genç nineye yer verir. Nine çok sevinerek; “Allah razı olsun! Canım kızım, Allah ne muradın varsa versin!” Der. Uzun saçlı genç bozularak; “ Nine  ben kız değilim! Der. Nine şaşırmıştır. “Vah benim canım evlâdım! Bu genç yaşta dul mu kaldın!” Der.