Kayıtlar

Rasulullah etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yirmi Sekizinci Tavsiye: Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Sünnetini Yaşatma Hakkındadır

  Yirmi Sekizinci Tavsiye: Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Sünnetini Yaşatma Hakkındadır   Amr b. Avf Radiyallahü Anh Efendimiz'in Bilal b. Haris Radiyallahü Anh'a şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Ey Bilal, bil!” O da: “- Ya Rasulullah neyi bileyim?” Şöyle buyurdu: “- Şunu bil ki kim benden sonra sünnetlerimden öldürülmüş olan bir sünnetimi diriltirse ona bu sünnetle amel edenlerin ecri verilir! Onların ecirlerinden de eksilme olmaz. Kim de Allah’ü Teâlâ ve Rasulü'nün razı olmadığı sapık bir bitat ortaya koyarsa ona da bu bidatlâ amel edenlerin karşılığı verilir, bidati işleyenlerin günahlarından da eksilme olmaz.” (Tirmizi, İbni Mace) İbni Abbas Radiyallahü Anh Hz. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Ümmetimin bozulduğu bir sırada kim sünnetime sarılırsa ona yüz şehid sevabı vardır.” (Beyhaki, Taberani)

Söze, Allah'ü Teâlâ’ya hamd ve Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e Dua İle Başlamak

  Söze, Allah'ü Teâlâ’ya hamd ve Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e Dua İle Başlamak   Değerli okuyucularım, İnsanın beşinci boyutta olgunluğu yakalaması, ademlikten kurtulup gerçek anlamda bir "insan" olması, içinde bulunduğu "düzen"in yaratıcısı ve sahibi olan Allahü Tealâ'ya ve O'ndan gelen ilahi feyz ve rahmetin bizlere ulaşmasını sağlayan elçilerine inanmasına, O'nları sevmesine ve O'nlara teslim ve tabi olmasına bağlı bulunmaktadır. Ancak Allahü Tealâ, böyle bir nimeti herkese nasip etmemektedir. Onun için böyle bir nimete kavuşan herkes, bütün hayır ve iyiliklerin asıl sahibi olan Allahü Tealâ'yı çok hatırlamalı, O'na hamd etmeli; ve o rahmetin bize ulaşmasına vesile olan Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimize de dua edip selâm göndermelidir. Hadis-i şeriflerde; "Bir toplulukta Allahü Tealâ anılmaz ve peygamberine salevat getirilmezse, o topluluk, kıyamette, hasret ve nedamet çekerler." [Tirmi

Rasulullah Sallallahü Aleyhi Veselem’in Kadınlarla Sözleşmesi

Rasulullah Sallallahü Aleyhi Veselem’in Kadınlarla Sözleşmesi   Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Veselem Mekke'nin fethinden sonra erkeklerle sözleşti, dine uymada nelere dikkat edeceklerini bildirdi. Erkekler bildirilen bu hususlara uyacaklarına dair Rasulullah Sallallahü Aleyhi Veselem’e söz verdiler. Bu sözleşmeden sonra Peygamber efendimiz kadınlarla sözleşmeğe başladı. Kadınlarla yalnız söz ile olup, mübarek eli, kadınların ellerine dokunmadı. Kötü huylar, kadınlarda, erkeklerden daha çok olduğundan, daha çabuk tesir altında kaldıklarından kadınlarla sözleşirken, erkeklerden daha fazla şart, araya kondu. Allah’ü Teâlânın emirlerini yapmış olmak için, bunlardan kaçınmak lazım geldiği bildirildi. Bu sözleşmede bulunan kadınlara Rasulullah efendimiz hayır dua etti ve aflarını diledi. Bu sözleşmeyi her kim okuyup kabul edip bunlara uyarsa bu sözleşmeye dahil sayılır ve bu duaya kavuşur. 1- Bu şartlardan birincisi: Allahü Teâlâ’dan başka, hiçbir şeye ibadet etmem

Dudakları Rasulullah Aleyhisselâm’ın Ellerine Değecek Gencin 10 Özelliği

Dudakları Rasulullah Aleyhisselâm’ın Ellerine Değecek Gencin 10 Özelliği 1) Gönlü Mabede Bağlı, Kulağı Ezan’a Mıhlıdır… Efendimiz Hz. Muhammed(sav):”Altın tasla Havza-ı Kevser de ümmetimi bekleyeceğim. Oraya gelenlere ikram edeceğim.” der. Ahir zaman gençlerini görünce elinde ki tası bırakır. Bunu görenler: “Onlara vermeyecek misin ya Rasulullah?” diye sorunca: “Ahir zamanda alnını secdeye koyan gençlerle arama altın tası koymak istemiyorum. Onlara elimle ikram edeceğim.” Uyusun yatağında alem, sen kalk, Kemer beste-i ubudiyetten el çözme sakın… 2) Günahı ne olursa olsun, geçmişine tevbe ile set çeker… Bırak zırlasın ardında şeytan, Terk ettiğin şeylere bir daha geri dönme sakın. Hizmet aşkı sahralardan engin olan genç, Günahına bakıp davandan gizlenme sakın. Günahının altında ezilen değil; günahını ezendir. Neticede günahını tevbesinin altında bırakan “Adam”; “Adem” Aleyhisselâm olmuştur. 3) Özüne güvenir, ye’se düşmez Kimseye taşıyamayacağı

Rasulullah'ın Sultan Selim'e Emridir!

Resim
Rasulullah'ın Sultan Selim'e Emridir! Yavuz’un en büyük gururu Osmanlı topraklarını iki katına çıkartması ya da Avrupa’da nüfuzunu artırması değildir. Onu asıl sevindiren Rasulullah’ın beldesinin hizmetkârı seçilmesidir.  Yavuz Sultan Selim Osmanlı’nın en kısa süreli padişahları arasında sayılıyor. Ancak tarihçiler onun bu 8 yıl süren saltanatında 80 yıla sığacak hizmetler yaptığında birleşiyor. Gerçekten de Osmanlı, onun döneminde hazinesini doldurmakla kalmıyor, topraklarını genişletip, siyasi nüfuzunu; Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda artırıyor. Babasından devraldığı tatminkâr hazineyi ağzına kadar doldurdu. Hazinenin kapısını mühürledikten sonra, söyle vasiyet etmişti: "Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührümle mühürlensin." Bu vasiyet tutuldu. O tarihten sonra gelen padişahların hiçbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı daima

Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ve Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh’in Birbirine Şakası

Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ve Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh’in Birbirine Şakası Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ve Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh önlerindeki tabaktan hurma yemekte iken; Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh küçük bir latife yapmak istemiş olacak ki yediği çekirdekleri Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in önündeki tabağa atar ve hurmalar bitince: “Ey Allah’ın Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem bütün hurmaları bitirmişsiniz bu kadar çok mu acıktınız?”. Der gülümseyerek… Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bakar ki kendi tabağı çekirdek dolu iken Ebubekir Radiyallahü Anh’in tabağı bomboş… Gülümseyerek latifeye latife ile karşılık verir Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem… “Ya Ebubekir bu kadar çok mu acıktın ki bütün hurmalarını çekirdekleriyle beraber yutmuşsun?” Kıssadan Hisse: Zirveden gelen her şey güzel oluyor… Şakalar bile…

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der   Fatiha Sûresi’nin Sırrı   Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Cebrâil Aleyhisselâm bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: “Kul benim huzurumda namaza durup; "Allâhu Ekber!" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım! Kul "ELHAMDÜ!" dediğinde Allahü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar. O da "LİLLAHİ!" diye cevap verir. Allâhü Teâlâ: "Allah kimdir?" diye sorunca: "RABBİLALEMİN!" der. "Âlemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca: "ERRAHMANİRRAHİM!" der. "Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca: "MÂLİKİ YEVMİDDİN!" Yani; Din gününün sahibi, der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ; "Ey kulum, din gününün sahibi benim!" der. Kul, "İYYÂKE NA'BUDÜ VE İYYÂKE NESTAÎN! "; “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz!" deyince Allâhü Teâ