Kayıtlar

Şubat 9, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hafaza Meleklerinin Görevleri

Hafaza Meleklerinin Görevleri ·      Kuran-ı Kerim'de bildirildiğine göre, "Şerefli Yazıcılar "  ya da "Hafaza Melekleri" denilen iki melek bulunmaktadır. ·      Hafaza Meleklerinin görevleri, Allah’ü Teâlâ’nın istek ve arzularını yerine getirmek için Yaradan ile insan arasında ara bulucu anlamını ifade etmektedir. İslam'a göre melekler, latif şeklinde ve nurani yapılı değişik şekillere girebilen ruhani ve özel varlıklardır. ·      Ve yalnızca Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ve itaat etmekle meşgul olup, Allah’ü Teâlâ’nın emirlerinden asla dışarı çıkmazlar, melekler kanatları olan ve kendi istekleri, arzuları bulunmayan varlıklardır. ·      Hafaza melekleri insanı doğum anından ölüm aya kadar terk etmemekle görevlidirler. ·      Hafaza Melekleri tüm insanların iyi ve kötü işlerini gözetleyerek, bu işleri kayıt altına almak ve insanları korumakla görevlidirler. ·      İnsanı Allah’ü Teâlâ’nın dilemiş olduğu süreye kadar muhafaza ederler. ·      All

Melekler ve Görevleri

Melekler ve Görevleri 1) Cebrail Aleyhisselam Allah’ü Teâlâ ile rasulleri arasında vahiy memurluğu yapan büyük meleklerden biri olup Allah’ü Teâlâ’nın en değerli mahlûklarındandır. Allah’ü Teâlâ’dan aldığı vahyi Allah’ü Teâlâ’nın dilediği nebi veya rasule indirir. Allah’ü Teâlâ şöyle buyuruyor: “De ki: Cebrail’e kim düşman ise şunu bilsin ki, Allah’ü Teâlâ’nın izniyle Kur’an’ı senin kalbine, önce gelenleri tasdik edici, bir hidayet ve mü’minler için bir müjde olarak o indirmiştir.” Bakara 97 Allah’ü Teâlâ şöyle buyuruyor: “O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’nın sahibi indinde itibarlı bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. O, orada sayılan, güvenilen (bir elçi)dir.” Tekvir 19, 21 Cebrail (Aleyhisselam) ’nın Ruh, Namus, Ruhu’l-Emin ve Ruhu’l-Kudüs diye isimlendirildiği de ayet ve hadislerle bilinmektedir. Şuara 193, Nahl 102, Nebe 38, Buhari 147, Müslim 160/252 2) Mîkail Aleyhisselam Rüzgârın estirilmesi ve yağmurun yağdırılması gibi tabiat olay

Hatemi Zahid’in Namazı

Hatemi Zahid’in Namazı Bir kere Hatemi Zahid Hazretleri, Âsım b. Yusuf Hazretlerinin yanına girdiğinde Âsım ona: - Ey Hatem! Namaz kılmayı güzel becerebiliyor musun?" diye sordu. O da: - Evet, dedi. Bunun üzerine Âsım Kuddise Sırruhu: - Peki, nasıl kılıyorsun?" diye sorunca dedi ki: - Namaz vakti yanaşınca abdestimi sünnet vechi üzere tazeliyorum. Sonra namaz kılacağım yere gelip dikiliyorum, ta ki her uzvum yerleşiyor. Kâbe'yi iki kaşımın arasında, makamı İbrahim'i göğsümün hizasında, Allahu Teâlâ'yı mekândan münezzeh (pak ve uzak) olduğu hâlde başımda hazır, kalbimdeki her şeyi bilir olduğu hâlde görüyorum. Sanki ayağım sırat köprüsünün üzerinde, cennet sağımda, cehennem solumda, ölüm meleğini de arkamda hissediyorum. Ve kılacağım namazın, son namazım olduğunu zannediyorum. Sonra ihsan ile (Mevlâ'yı görür gibi) iftitah tekbirini alıyorum, düşüne düşüne okuyorum. Tevazu ile rükûya eğiliyor, tazarru ile secdeye kapanıyorum. Sonra tamamıyla oturuyo

Aceleyle Kılınan Namaz, Namaz Sayılmaz

Aceleyle Kılınan Namaz, Namaz Sayılmaz Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, itinasız kılınan namazı, namaz saymazdı. Bir gün gelişigüzel namaz kılan bir kimseye: – Dön de, namazını yeni baştan kıl. Çünkü sen namazı kılmış olmadın, dedi. Adam dönüp yine eskisi gibi kıldı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yine ona: – Dön, yeni baştan kıl. Çünkü sen namazı kılmış olmadın, diye buyurdu ve bu ihtar üç defa vuku buldu. En sonunda adam: – Seni hak din ve kitapla gönderen Allah’a yemin ederim ki, ben bundan başka türlüsünü bilmiyorum, bana doğrusunu öğret, dedi. Bunun üzerine Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: – Namaza duracağın zaman tekbir al. Sonra ne kadar kolayına gelirse, o kadar Kur’ân oku. Arkasından rükûa varıp, mutmain [azaların yatışmış] oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta doğruluncaya kadar dur. Daha sonra, secdeye varıp mutmain oluncaya kadar kal. Sonra başını kaldırıp mutmain oluncaya kadar otur. Bunu namazın bütününde böylece yap,

Pişman Olmuşların Ahiretteki Sözleri

Pişman Olmuşların Ahiretteki Sözleri Dünyada iken tevbe ve istiğfâr ile hâllerini ıslah etmeyen gafillerin kıyamet günü pişmanlıklarını nasıl dile getirceğini Kuran haber veriyor. İşte pişman olmuşların ahiretteki sözleri... Gafletin en kötü ânı, ölüm esnasında tezâhür eder. Bu sebeple bir mü’min; hayatının safhalarını tefekkür ile tâdâd etmeli, gafletle geçen anları için son nefese kadar her dâim istiğfar hâlinde olmalıdır. Dünyada iken tevbe ve istiğfâr ile hâllerini ıslah etmeyen gafiller, âhirette çok acı fakat faydasız nedâmetlere dûçâr olurlar. Kur’ân-ı Kerîm’in istikbalden verdiği haberlerle, âhiretteki hüsran dolu nedâmet tablolarında, mücrimler; يَا لَيْتَن۪ي يَا لَيْتَنَٓا “Âh keşke!” diyerek pişmanlıklarını dile getirmektedirler. Cenâb-ı Hak; bize dünyada iken bunları işittirerek, ölmeden önce pişmanlık duyup, nasûh bir tevbeye sarılmamızı istemektedir. İşte o âyetler: “(Cehennemlikler) yüzleri ateşte evirilip çevrildiği gün; “–Eyvah bize! Keşke Allâh’

Namazı Geç Kılmak...

Namazı Geç Kılmak... Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: “- Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı?” Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı. Kendisi ise, nefsini bir türlü yenemiyordu. Ne oluyorsa, hep... Namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namaz ini alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezaninin okunmasına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, "Yine geciktirdim namazı." dedi kendi kendine. Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendisini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazı eda etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi. "Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana." dedi. Çok seviyordu onu... Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi. Namazda öyle bir mahvi