Kayıtlar

ilâhi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yalan Dünya

  Yalan Dünya   Yalanın çok yalancısın, Hem tatlısın, hem acısın, İçime düşen sancısın, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Ne Süleyman, ne Harun’a, Ne Firavun, ne Karun’a, Ne canlar gitti uğruna, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Bırak Hakk’a kul olayım, Sana değil Mevla’yayım, Nasıl edip kurtulayım? Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Zalimlere sevilirsin, Başlara taç edilirsin, İşini iyi bilirsin, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   (İlâhi Sözleri)

Dosdoğru Olabilmek

Dosdoğru Olabilmek Yalnızca doğru insanlar, Allah’ü tealânın rızasını kazanıp İlâhi Rahmete nail olabilirler. Yüce Rabbimiz bizden; doğru yolu bulabilmemiz için dua etmemizi emir buyurmaktadır. Bu doğru yol, Kur’ani ifadeyle; Sırat-i Müstekîm ’dir. Keşke bütün insanlar doğru olabilse ne güzel olurdu… Anneler en iyi anne, babalar en iyi baba, aileler en iyi aile olsa… Öğretmenler çocukları en güzel okutsa; çöpçüler temizliğini en güzel yapsa, doktorlar hastalara en güzel baksa, çiftçiler en güzel ürünleri yetiştirse, işadamları en güzel fabrikaları kursa, en güzel malları üretse… İşçiler ve memurlar alın teriyle en güzel çalışsa; esnaflar dosdoğru olsa… Askerler siyasete karışmasa; sadece vatanımızı savunsa, bilim adamları sürekli bilim ve proje üretse; devlet adamları adil olsa, öğrenciler güzel çalışsa… Kısacası doğruluk herkese yayılsa, tüm insanlar güzel insan olsalar hayat ne tatlı olurdu!!! Dünya barış ve huzur dolardı. Yokluk ve yoksulluk ortadan kalkardı. Hapishaneler boşal

AŞK VE VUSLAT

AŞK VE VUSLAT Yüce Rabb’im ben sana, candan âşık olmuşum. İlâhi Cemaline kalbimden vurulmuşum.   İslâmi düzen için, gece gündüz ağlarım. Dermansız derde düştüm, ömür boyu yanarım.   Güneşe değse elim; hemen yanar kavrulur. Parçalanır kül olur, uzaylara savrulur.   Doktor, ilâç, hiçbir şey; bana fayda vermiyor, Okyanusları içsem, susuzluğum kanmıyor.   Günden güne vücudum, bir mum gibi eriyor. İnsanlığın bu hali, yüreğimi deliyor.   Kalmadı siyah saçım, her dakka aklaşıyor. Zaman hızla bitiyor,  “Büyük Gün”  yaklaşıyor.   Şudur senden niyazım, bu sevgi azalmasın! Her an yansın bu aciz, yeter ki bozulmasın!   İbadet gıdam olsun; gönlüm bundan bıkmasın! Dağ gibi dert gelse de; doğru yoldan çıkmasın!   Kavuşabilmek için, ölüm sen ne güzelsin! Ayrılmazsın peşimden, gölge gibi gezersin!   İnşallah yakalarsın, gafletsiz bir anımda. Tövbe edip ağlarken, Rabb’imin huzurunda.   Gülerek son veririm, ruhumdaki hasrete. Şehitlik nasip olur, kavuşurum vuslata.                       12 Mayıs 2002 Yaş