Kayıtlar

Haziran 19, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah’ın, Bir Kulunu Sevdiğinin İki Alameti Vardır:

Allah’ın, Bir Kulunu Sevdiğinin İki Alameti Vardır: 1- Ona tam iman etmiş olmak, yani hiç şüphe etmeden, doğru bir şekilde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi inanmak. 2- Onun kullarının dünyasına ve ahiretine hizmet etmek. Dünyasına hizmet etmek, mesela bir işini görmek, maddi yardımda bulunmak, çok sevab olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: “İnsanlar, Allah’ın kullarıdır, Allah’ü Teâlâ’nın en çok sevdiği kimse, onun kuluna iyilik edendir.”

Din Kardeşine Karşı Yumuşak Davran!

Din Kardeşine Karşı Yumuşak Davran! Bir gün Hasan Basri Rahmetullahi Aleyh mecliste dostlarıyla sohbet ederken onlara: - Siz Hazret-i Peygamberin ashabına benziyorsunuz, dedi. Bunu işiten dostlarının bir kısmı bu müjdeye sevindiler. Bazıları da güldüler. Hasan Basri Rahmetullahi Aleyh tebessümle: - Latife olsun diye söyledim Zira siz onlara nasıl benzeyebilirsiniz. Eğer siz şimdi onları görseydiniz, onlara mecnun derdiniz. Ve onlar sizi görselerdi, sizlere Müslüman demezlerdi. Hak Teâlâ bir hadis-i kudsî'sinde Davud Aleyhisselâm'a hitaben şöyle buyurdu: "Ey Davud! Uyanık ol... Din kardeşine karşı yumuşak davran. Sana, benim isteğim doğrultusunda itaat etmeyene ve seninle muvafık olmayana dost olma. Çünkü o senin düşmanındır." Buradaki yakazadan (uyanıklıktan) murad, gaflet uykusundan kurtulmaktır. Ve cehaletten berî olmaktır.

Belâ Ve Musibetleri Hayra Çeviren Dua

Belâ Ve Musibetleri Hayra Çeviren Dua Bela musibet hayır belaları hayra çeviren dua dua Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in, eşi İmmü Seleme (Radıyallâhu Anhâ) şöyle anlatmıştır: Ben Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sdlem) 'Her hangi bir kula bir musibet isabet eder de o: Aşağıdaki duayı okursa; Allâh-u Te'âlâ mutlaka onu o musibetinden dolayı sevaba nail kılar ve onun yerine kendisine daha hayırlısını ihsan eder' derken işittim. إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، اَللَّهُمَّ آجِرْنِي فِي مُصِيبَتِي، وَأَخْلِفْ لِي خَيْرًا مِنْهَا؛ إِلَّا .أَجَرَهُ اللَّهُ فِي مُصِيبَتِهِ، وَأَخْلَفَ لَهُ خَيْرًا مِنْهَا Okunuşu: İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci´ûn, Allahümme ecirnî fi musîbetî vahluf lî hayran minhâ illâ Allahü fî musibeti ve ahlefe lehû hayran minhâ. İllâ ecerahüllahü fî musibeti ve ahlefe lehû hayran minhâ. Anlamı: Şüphesiz biz Allah'a âitiz ve muhakkak ki biz ancak O'na dönücüleriz. Allah’ım, Sen başıma gelen bu musibetimde beni mü

Benim Geçmişim Çöplüktür...

Benim Geçmişim Çöplüktür... Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış... Çıkıp her zamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş... Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fazıl'a: “Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinizle çelişen şeyler söylüyorsunuz... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir... Bu ne demek oluyor?” Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur; “Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar.”

Allah Rasûlu Sallallahü Aleyhi Vesellem, Bayramlarda Ne Yapardı?

Allah Rasûlu Sallallahü Aleyhi Vesellem, Bayramlarda Ne Yapardı? Bayramlar, küskünlerin barıştığı, insanların birbirleriyle kaynaştığı neşe ve sürur günleridir. Hiç düşündük mü acaba Rehberimiz Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, bu günlerde neler yapıyordu? Bayramı nasıl karşılıyordu? İsterseniz gelin hadisler ışığında Efendimiz'in bayramlarda neler yaptığına bir göz atalım. Evvela Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesilem, bayram namazına gitmeden önce birkaç hurma yiyordu. Ardından bayram namazını kılmaya yürüyerek gidiyor, namaza giderken ve gelirken farklı yolları kullanıyordu. Başka bir hadislerinde ise Allah Resûlü’nün bayram namazına gitmeden önce gusül abdesti aldığı zikredilmektedir. (Buhari, İdeyn, 4; Tirmizi, Salat, 390; Ebu Davud, Salat, 254) Daha sonra, "Bugünümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır" (Buhari, İdeyn, 3; Müslim, Edahi, 7) buyuran Efendimiz'in bayrama, bayram namazını kılarak başladığını anlıyoruz. O, bayram namazın

Edeb

Edeb Edeb, İslâm nazarında o kadar ehemmiyetlidir ki, onu kısaca târif etmek için “İslâm, edepten ibârettir.” denilebilir. Çünkü Allah ve Rasûlü’ne itaat edilerek yapılan işlerin tamamı, aynı zamanda edeb îcâbıdır. Yasaklar ise edebe muhâlif olan şeylerdir. Akıl ve hikmet nazarı ile bakıldığında Kur’ân-ı Kerîm’de en fazla üzerinden durulan mevzuun, edeb ve ahlâk olduğu görülür. Ondaki târihî kıssalar dahî edeb ve ahlâkı, yâni davranış mükemmelliğini telkin maksadıyla zikredilmiştir. Mevlânâ Hazretleri bunu ne güzel ifâde eder: “Gözünü aç da Allâh’ın kelâmına baştanbaşa bir bak! Âyet âyet bütün Kur’ân edeb tâliminden ibârettir!” Kullarına edeb ve inceliği tavsiye eden Cenâb-ı Hak, bunun zıddı olan çirkinliklerden de nehyeder. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Muhakkak ki Allah, adâleti, ihsânı, akrabâya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri (yâni edepsizlik ve hayâsızlığı), fenâlık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (en-Nahl, 90) Diğer bi

Mevlâna'nın Ölüm Günü Gerdek Gecesiydi

Mevlâna'nın Ölüm Günü Gerdek Gecesiydi Halk kafile kafile, Mevlâna Kuddise Sirrûh'un henüz bir mezar taşı  dahi bulunmayan mezarını ziyaret ediyordu. O: "Ölümümüzden sonra, mezarımızı yerde arama. Bizim mezarımız arif kişilerin gönülleridir" demesine rağmen, onu sevenler mübarek toprağını gözyaşları ile ıslatmaktan kendilerini alamıyorlardı. Oysa Mevlâna için ölüm, yeniden doğuştu. "Bu yanda ölümdür ama o yanda doğumdur" diyordu. Derin bir aşkla Hak'ka vuslatın doğumuydu. O halde ölüm günü, vuslat günü sevgilinin sevgiliye kavuşma günü, yani düğünü; gecesi de gerdek gecesiydi. Kur'an-ı Kerim'de "Allah'a dönüş" olarak vasıflandırılan ölüm, Mevlâna için yâre kavuşma, visal ve "Şeb-i Ârus - Gerdek Gecesi" dir. Mevlâna, son zamanlarda söylediği bir gazelinde. "Öldüğüm gün, tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün zaman, bende bu cihanın derdi var sanma... Bana ağlama, "yazık yazık, vah vah" deme. Şeyt