Kayıtlar

diye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Azrail’e Hoş Geldin Diye Bilmek

  Azrail’e Hoş Geldin Diye Bilmek   “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?   O dem ki perdeler kalkar, perdeler iner, Azrail’e hoş geldin diyebilmekte hüner...”   Eşref de bu husustaki duygu ve düşüncelerini söyle dile getirir:   “Düşünsek biz, ölümden korkmamak lazım gelir… Zira yerin altında üstünden ziyade akrabamız var!”   Büyük randevu, bilsem nerede saat kaçta? Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta?   Dünyada renk, lezzet, nakış... Ne varsa hepsine küsüm... Gözümde son marifet Azrail’e tebessüm   Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku!   Necip Fazıl Kısakürek

Yunan Zulmü: ‘La İlâhe İllallah’ Dedi Diye; Sırtından Bıçakladılar

Resim
Yunan Zulmü: ‘La İlâhe İllallah’ Dedi Diye; Sırtından Bıçakladılar   Aydın Kuşadası açıklarında kurtarılan 40 yaşındaki Yemen uyruklu Abdullah Mohamed Isaak, Yunanistan Sahil Güvenliği tarafından “‘La ilahe illallah’ deme diyerek dövülüp sırtından bıçaklandığını iddia etti. Sahil Güvenlik Komutanlığı, bir hafta önce Kuşadası açıklarında can salı içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisini aldı. İhbar üzerine bölgeye ulaşan ekipler 35 kaçak göçmeni sağ olarak kurtarırken, vücudunda bıçak izleri bulunan ve bilinci kapalı olduğu belirlenen 1 kişiye sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi. Yapılan tedavinin ardından Yemen uyruklu olduğu belirlenen Abdullah Mohamed Isaak (40), Yunan güvenlik güçleri tarafından darp edilerek bıçaklandığını söyledi. Sırtında 30 ve 20 santim uzunluğunda 2 büyük bıçak yarası olan ve Kuşadası Devlet Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından sırtına dikiş atılan Isaak, daha sonra diğer 34 göçmen ile birlikte Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönd

Ah Ümmetim Diye Ağlar Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesellem)

  Ah Ümmetim Diye Ağlar Muhammed ( Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Bir gün gelir mahşer yeri kurulur, Zerre-i miskalden hesap sorulur, Çoğu insanlara zincir vurulur, Ah ümmetim diye ağlar MUHAMMED! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Tüm insanlar bir araya toplanır, Herkesin kalbine hüzün kaplanır, Rasulün gönlüne hançer saplanır, Ah ümmetim diye ağlar MUHAMMED! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Üstümüzde zebaniler uçarken, Cehennem bizlere ateş saçarken, Anaları evledından kaçarken, Ah ümmetim diye ağlar MUHAMMED! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   güneşten kavrulup orda pişerken gülmek unutulup gözler şişerken insanlar sırattan kayıp düşerken ah ümmetim diye ağlar MUHAMMED! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)      

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler   Aklım var diye söyler tabîbler Lokman Hekim gibi bilgin olsa ne fayda Tevhîd etmez ise son nefesde bu diller Bülbül gibi dilin olsa ne fayda   Malım câhım var diyerek benlik edersin Ecel şerbetini bir gün sen de içersin Yalın ayak başın açık bu dünyâdan göçersin Kârûn gibi malın olsa ne fayda   Ne kadar ilmin olsa kardeşim Eğer îmân olmaz ise yoldaşın Hakk'a secde etmez ise o başın Dört kitâbı yutmuş olsan ne fayda   Zebânîler cehennemi sürüyünce Tütününden halka korku bürüyünce Dehşet ile halk üstüne yürüyünce Rüstem gibi gücün olsa ne fayda   Dünyâyı alırsın boynuna Hiç ölüm korkusu gelmez 'aynına Azrâil geldiğinde yanına Hazîne dolu paran olsa ne fayda   Bir gün olur götürürler evinden Allah'ın ismini bırakma dilinden Kim kurtuldu Azrâilin elinden Bin yıl kadar ömrün olsa ne fayda   Kabrini etseler zâhirde ma'mûr Yâhud yağsa üstüne kar ile yağmur Îmân ile göçmedinse gam budur Altın gümüş kubben olsa ne fayda   Dinleyin ahbâblar bir ma

Bahane Bulmak İsteyenler; “Herkes Yapıyor!” Diye Çoğunluğu İleri Sürerler. Çoğunluk Ölçü Değildir!

  Bahane Bulmak İsteyenler; “Herkes Yapıyor!” Diye Çoğunluğu İleri Sürerler. Çoğunluk Ölçü Değildir!   Kur'an-ı Kerim’de birçok hususta çoğunluğun, insanların çoğu veya onların çoğu ifadesi kullanılarak yanlış yolda olduğu bildiriliyor. Çoğunluğa uymanın zararlarını bildiren âyet-i kerime meallerinden bazı örnekler: 1- İnsanların çoğuna uyan sapıtır. (Enam 116) 2- Allah'ın mucize yaratabileceğini çoğu bilmez. (Enam 37) 3- Rızkı Allah'ın verdiğini çoğu bilmez. (Sebe 36) 4- İnsanların çoğu kâfirdir. (Nahl 83) 5- Çoğu fâsıktır. (Maide 49, 81,Tevbe 8, Hadid 16, 27) 6- Çoğu müşriktir. (Rum 42) 7- Çoğu inanmaz, iman etmez. (Bekara 100, Hud 17, Rad 1) 8- Çoğu inkârcıdır. (İsra 89) 9- Çoğu gâfildir. (Yunus 92) 10- Çoğu şükretmez. (Bekara 243, Yunus 60, Yusuf 38) 11- Çoğu zanna uyar. (Yunus 36) 12- Çoğu nankördür. (Furkan 50) 13- Çoğu yalancıdır. (Şuara 223) 14- Çoğu Allah'a ortak koşar. (Yusuf 106) 15- Çoğu haktan hoşlanmaz. (Zuhruf 78) 16- Ç

Allah Allah Diye

Allah Allah Diye Mü’min mevlaya el açar, Açar Allah Allah diye… Güneş ışığını saçar, Saçar Allah Allah diye… Derelerde seller coşar, Coşar Allah Allah diye… Mecnun Leylasına koşar, Koşar Allah Allah diye… Derviş olan hakkı yaşar, Yaşar Allah Allah diye… Yokuş çıkar, dağlar aşar, Aşar Allah Allah diye… Yüreğim kor olur yanar, Yanar Allah Allah diye… Hakkı hakikati anar, Anar Allah Allah diye… (Alıntı)

Ah, Su! Su! Diye İnledi…

Ah, Su! Su! Diye İnledi… Yermuk savaşında meydana gelen bir olay isar'ın (Diğergamlığın) en güzel bir örneğidir. Hz. Huzeyfe Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor: "Yermuk harbinde, yaralılar arasında kalan amcamın oğlunu aramak üzere savaş alanında geziyordum. Yanımda biraz su vardı. Hava da çok sıcaktı. Amcamın oğlunu yaralı halde buldum. Su isteyip istemediğini sordum. Başıyla “İsterim!” , dedi. Tam suyu içireceğim sırada öteden başka bir yaralı; "Ah su!" , diye inledi. Amcazâdem gitmemi ve suyu ona içirmemi işaret etti. Gittim, baktım ki Âsım'ın oğlu Hişâm. Tam ona su vereceğim sırada; Başka bir yaralı; "Su!" diye inledi. Hişam da suyu içmedi ve beni ona gönderdi. Arayıp buldum, fakat kendisine suyu ulaştırıncaya kadar o şehit olmuştu. Hemen Hişâm'ın yanına koştum, o da şehit olmuştu. Bari suyu amcamın oğluna içireyim diye onun yanına gittim, fakat o da şehit olmuştu. Nihayet su elimde kaldı. Allah’ü Teâlâ hepsine rahmet

Nefsine verdiğin en hafif ceza nedir? diye sordular.

“Nefsine verdiğin en hafif ceza nedir?” diye sordular. Bâyezîdi Bistâmî hazretlerine; “Nefsine verdiğin en hafif ceza nedir?” diye sordular. Cevabında; “Bir defâsında nefsim, bir itaatsizlikte bulundu. Buna ceza olarak bir yıl boyunca hiç su içmedim.” buyurdular. Yine buyurdular ki: “On iki sene nefsimin ıslahı için çalıştım. Nefsimi riyâzet, nefsin arzularını yapmamak körüğünde, müşahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak ateşiyle kızdırdım. Nefsi, yerme, kötüleme örsünde, kınama, ayıplama çekici ile dövdüm. Böyle uğraşa uğraşa kendi benliğimden bir ayna yapıp beş sene kendimin aynası oldum. Yapabildiğim ibâdet ve tâatlarla bu aynayı cilâlayıp parlattım. Bir sene ibret nazarı ile bu aynaya baktım. Netîcede bu aynada gördüm ki, belimde, gurur, riyâ, ibâdete güvenip amelini beğenmek gibi kalp hastalıklarından meydana gelen bir zünnâr bulunuyor. Bu zünnârı kesip atabilmek için beş sene daha uğraştım. Yeniden hakîki müslüman oldum. Uzun seneler nefsimi terbiye etmekle uğra

Hikmet Ehli Bir Zata “Nasılsınız?” Diye Sormuşlar

Hikmet Ehli Bir Zata “Nasılsınız?” Diye Sormuşlar Muhammed bin Vâsi hazretlerine; “- Nasılsınız?” , “- İyi misiniz?” diye sormuşlar. Üzüntülü bir şekilde; “- Hayır iyi değilim!” demiş. “- Ama iyi görünüyorsunuz!” dediklerinde de; “- Ömrü her gün azalan, ama günahı her gün çoğalan kimse nasıl iyi olur?” karşılığını vermiştir.

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi?

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi? Değerli kardeşimiz, Sorunuzu bazı soru ve cevaplarla açıklamaya çalışalım. Kader, bir iman rüknüdür ve şöyle tarif edilir: Kader: “Hak Teâlâ’nın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin, her şeyini ve her hâlini, zamanını ve mekânını, sıfatlarını ve özelliklerini ezelî ilmiyle bilip, ona göre, takdir etmesidir.” Kaza ise, kaderde planlanan bir şeyin yaratılması, varlık sahasına çıkarılmasıdır. Kâinatın altı devrede yaratılışından, insanın ana rahminde dokuz ayda teşekkülüne kadar her hâdise kaderi gösteriyor! Güneş sisteminden atom sistemlerine kadar her hikmetli tanzim, kaderi ilan ediyor! Elementlerin sayıları ve özellikleri, kaderden haber veriyor! Bitkilerin ve hayvanların cinslere, türlere ayrılmış olması, her türe farklı kabiliyetler takılması, hep kader ile olmuş! Meleklerin, hayvanların ve cansızların sabit makamlı kılınması, insanların ve cinlerin ise im

Yavrum Döner Diye Bekleme Anne!

Yavrum Döner Diye Bekleme Anne!   İçteki hainler kazan kaldırdı, Gidiyorum hakkın helâl et anne!                                 Alçak düşman pusu kurdu saldırdı, Yavrum döner diye bekleme anne!   Vatanım yanarken; nasıl yatayım? Gündüz savaş gece; nöbet tutayım! Dedelerim şehit, ben de olayım! Oğlun savaşıyor düşünme anne!   Ölmeyi isterim; kalmayı değil, Cenneti isterim; dünyayı değil, Vatanım sağ olsun; canımı değil, Kendini yıpratıp; üzülme anne!   Hep dua ederdin  “Şehit ol!”  diye! Allah’a vatana  “Kurban ol!”  diye! Rabbim kabul etti  “Mutlu ol!”  diye! Daha ne beklersin şehidim anne!   Sakın saç baş yolup boşa ağlama! Yüreğine hançer; vurup dağlama, Artık sevinçli ol; kara bağlama! Şehit anasısın; bayram et anne!   Şehadet şerbetin tadı doyumsuz, Cennetlere uçtum oldum ölümsüz, Nice makamlara erdim sorunsuz, Siz görmezsiniz ben diriyim anne!   Allah’ın Rasûlü elimden tuttu, Şehit başı Hamza alnımdan öptü, Cenne