Kayıtlar

gençlik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İsveç'te Kilisenin Gençlik Kolları Başkanı Müslüman Oldu

Resim
İsveçli ateist bir baba ve Hristiyan bir annenin oğlu olan Hugo, Müslüman oldu. İslam’la şereflenen Hugo, son olarak; kilise gençlik kolları başkanı olarak görev yapıyordu. İslam'la şereflenmeden önce İsveç'te bir kilisenin gençlik kolları başkanı olan Doktor Hugo, Müslüman oldu. Ateist bir baba ve Hristiyan bir annenin oğlu olan Hugo, "İslam hakkında okumalar yaptım, Kur'an meali okudum. Rahiplerle tartıştım, Müslümanlarla konuştum. İçten içe aslında Müslüman olduğumu hissettim!" dedi. Domuz eti yemeği bıraktığını söyleyen Hugo, "Benim için tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu. Kiliseye gittiğimde herkes dua ederken ben içimden Fatiha Suresi’ni okuyordum. Fark ettim ki ben sadece kendimi kandırıyorum. Ramazan’da namaz kılıp oruç tutabilmek için Ramazan'dan önce şehadet getirmeye ve Müslüman olduğumu açıklamaya karar verdim!" ifadelerini kullandı. Kendisini en çok etkileyen ayetin Fatiha suresi olduğunu belirten Hugo , "Bana göre Fat

Bitirdim Gençliği

  Bitirdim Gençliği   Bitirdim gençliği oldum ben yaşlı, Köyümün dağları kış'lı mı kış'lı, Yaşadım bir zaman oğlanlı kızlı, Şimdi hiç birini bulamıyorum…   Yaşadım bir zaman oğlanlı gızlı, Şimdi hiç birini bulamıyorum, Bir karı bir koca kaldık evlerde, Gençlik gitti elden tutuldum derde…   Hani malım mülküm hani nerede, Dünyanın tadını alamıyorum, Hani malım mülküm hani nerede, Dünyanın tadını alamıyorum…   Çalışırdım yorulmayı bilmezdim, Kaçardım atlıdan geri kalmazdım, Kötüye namerde muhtaç olmazdım, Şimdi merdiveni çıkamıyorum…   Kötüye namerde muhtaç olmazdım, Şimdi merdiveni çıkamıyorum, Evlatlarım geldi benim yaşıma, Hayaller kurup da düştüm peşine…   Param yok giderdim elin işine, Şimdi bir kemeri takamıyorum, Param yok giderdim elin işine, Şimdi bir kemeri takamıyorum…   Duymuyor kulağım sıkılır canım, Anlamıyor beni hiç evlatlarım, Yine de yanımda o güzel karım, Onada her zaman kıyamıyorum…   Mey

Eyvah Gençliğime

  Eyvah Gençliğime   Geçti gençlik deli dolu sevdalı. Akıldan geçmezdi yaşlılık hali. Uçtu gitti aynı bir kuş misali. Çabuk uçtu gitti eyvahlar olsun.   Hep böyle kalırda bitmez diyordum. Gerçekleri asla göremiyordum. Nasihat sıkardı dinlemiyordum. Uçup gitti gençlik eyvahlar olsun.   Deli kanlı çağı mazide kaldı. Çabuk geçti ama bir iz bıraktı. Bitmeyecek diye umudum vardı. Hani nerde gitti eyvahlar olsun.   Kısa geçti benzedi bir geceye. Sanki sokakta gezen bir devriye. Baktı geçti daha gelmez geriye. Çabuk uçup gitti eyvahlar olsun.   Kapandı böylece gençlik sayfası. Sarsıldı ömrümün güçlü kalesi. Sızlanmanın olmaz daha faydası. Uçtu gitti gençlik eyvahlar olsun.   Kısa ömrün vardır birkaç safhası. Gençliktir bunların en harikası. İhtiyarlık Yaşamın son noktası. Uçup gitti gençlik eyvahlar olsun.   Bel bağlama sayılı güne geçer. İyi yaşanmışsa her safha güzel. Yaşlılık ve gençlik insana özel. Uçup gitti gençlik ey

Ey Gençliğini Benim İçin Harcayan Genç!

  Ey Gençliğini Benim İçin Harcayan Genç! Muaz bin Cebel (radıyallahu anh), Hazret-i Peygamber'den (sallallahu aleyhi ve sellem) şu hadisi rivayet etmektedir: "Allah, 'Ey gençliğini benim için harcayan, şehvetini benim için terk eden genç! Sen yanımda bazı meleklerim gibisin. ' demektedir.” (Ebû Nuaym, Hilyetu'l-Evliya, V, 237) Bundan daha temiz kalpli kim olabilir? Veya bulûğ çağına vardıktan bu yana günah işlemeyen, Allah’ü Teâlâ’ya itaat ve ibadetle gelişen, O'nun hakkına uymayı âdet haline getiren kişiden, yardım ve desteğe kim öncelikli olarak hak kazanabilir? Öyle ise bu işi kendine âdet edinen, bunun zıddına asla yanaşmayan kişiye, Allah hakkına riâyet etmek kolay ve güçlüğü azdır. Allah yolunda çalışması ise uzun sürelidir. İkinci kısım ise hevâ-yı nefsine uyduktan sonra tövbe eden, cehaletinden dönüp Allah’ü Teâlâ’ya yönelen, zamanında işlediği günahlarına pişman olan kimsedir. Allah o kişiye, hiçbir farzı terk etmeme ve geçmişte işlediği hiçbi

Asr-ı Saadet Gençliği ve İslam’a Hizmetleri

Asr-ı Saadet Gençliği ve İslam’a Hizmetleri Gençlik çağı kişinin en dinamik olduğu, enerji dolu ve hareketli bir çağıdır. Bu dönemde kişi, hayatı tozpembe görür, karşılaştığı olayları hisleriyle değerlendirir, sahip olduğu enerjiyi harcayabilmek için daha çok harekete ihtiyaç duyar. Bu enerji itibariyle genç insan, birçok meseleyi çözebilecek hareket ve beceriye de sahiptir. Kendisine fırsat verildiğinde çok önemli başarılara imza atabilecek yeteneğe sahip bulunmaktadır. Çok ciddi görevleri yerine getirebilecek kabiliyet, genç insanda daima mevcuttur. Esas olan, gençteki bu kabiliyeti keşfedip; onu geliştirmek, bunun içinde ona görevler vererek sorumluluk bilinci kazandırmaktır. İslâmî anlayışa göre, gençlik yaşına gelmiş kişi, artık çocuk kabul edilmemektedir. Böyle bir kişi, hayatın her türlü sorumluluğuna muhataptır ve mükelleftir. Akıllı olup buluğ çağına ulaşmış ve İslâm anlayışına göre genç kabul edilmiş kimse, tam bir eda ehliyetine sahiptir. Böyle bir genç, hiç kimsen

Gençliğinde Bir Büyük Zata Hizmet Ettin mi

Gençliğinde Bir Büyük Zata Hizmet Ettin mi Bâyezîd-i Bistâmî "kuddise sirruh" hazretleri, Hacca giderken bir köyde konakladı. Fakat kimse onu tanımıyordu. Orada bir yemek daveti vardı. Onu da, bir garip yolcu diyerek davet ettiler. Yemek yenildikten sonra namaz için, orada bulunanlar abdest alıyordu. Bu esnada bir ihtiyarın, kendi başına bir köşede elindeki ibrikle abdest almaya çalıştığını gördü. Hiç kimsenin kalkıp da bu ihtiyara yardım etmemesi, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin dikkatini çekti ve ihtiyarın yanına geldi. Usulcacık ibriği tutarak, ona su döktü. O zât da, pek memnun oldu. Ayaklarına da suyu döküp, ihtiyarın potinlerini giydirdiği sırada, yavaşça kulağına eğilen Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri; "- Amcacığım, sen gençliğinde bir büyük zata hiç hizmet etmedin mi ki, şu insanların hiçbiri sana hizmet etmiyor. Bu nasıl bir iş merak ettim!"  dedi. İhtiyar amca uzun uzun tebessüm etti, o da Hazret-i Şeyh'in kulağına eğilerek; "- Ah güzel evlâ

Ey Gençliğine Güvenen!

Ey Gençliğine Güvenen! Bir gün üzerinde güzel kumaştan yapılmış elbise bulunan bir genç Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh’in yanından geçer. Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh ona şöyle der: – Ey gençliğiyle övünen, güzel görünmekten hoşlanan kişi! Şimdi, kabrin seni içine aldığını, amelinle baş başa kaldığını düşün. Vah sana, kalbini tedavi et! Çünkü Allah Tealâ sadece kulların kalplerinin salih olmasına bakar. (İmam Gazâlî, Mükâşefetü’l-Kulûb)

Gençlik Bir Kere Yaşanır Özgürce Yaşa!

Gençlik Bir Kere Yaşanır Özgürce Yaşa! Yazan: Emre Dorman Evet, gerçekten de gençlik bir kere yaşanır. Bir kere yaşanır ama çoğu kişi için boşa yaşanmış bir hayat ile sonuçlanır. Şu an yaşlılık dönemini geçiren dede ve ninelerimiz ya da anne ve babalarımız dünyaya bu şekilleriyle gelmediler şüphesiz. Onlar da tıpkı bizim gibi gençtiler. Şimdi ise yaşlı. Yaşlanabilecek kadar ömrümüz varsa şayet kısa bir zaman sonra biz de onlar gibi yaşlanacağız. Yaşlandığımızda ise boşa geçirip özgürce peşinden koştuğumuz süslü hayallerimizden dolayı derin bir sızı ve pişmanlık duyacağız. Ömür bu kadar kısa iken amelleri kısaltıp emelleri uzatma! Zemahşerî Zamanın kıymetini kim bilir? Çoğu kez müsrifçe harcadığımız ve geri döndürülmesi mümkün olmayan zamanımızı hiç önemsemeyiz. Belki bazen düşünüp ah vah ederiz ama boşa geçmemesi için kayda değer bir önlem almayız. Bizim için çoğu zaman değersiz olan dakikalar, saatler bazen öyle önemli hale gelir ki ister istemez değeri anlaşılır. Şiirsel b

Kıyamette Gençlik Nimeti Sorgulanacak

Kıyamette Gençlik Nimeti Sorgulanacak Tüm insanlığı hayat veren sözleriyle uyaran Allah’ın Resulü (aleyhisselam), “verilen nimetlerin hakkıyla değerlendirilmesi” konusunda çok durmuştur. Nitekim konuyla ilgili bir hadislerinde şöyle buyurur: “İnsanoğluna şu beş şeyden hesap sorulmadıkça onun ayakları Kıyâmet Gününde Rabbinin huzurundan ayrılmayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve öğrendiği ilimle nasıl amel ettiğinden.” (Tirmizi, Sıfâtü-l Kıyâme: 1) Görüldüğü gibi burada her yaş ve her baştaki insanı yakından ilgilendiren beş nimetin hesabının sorulacağı belirtilmektedir. Ömrünü nerede tükettiğinin sorulması, bir bakıma “hayat nimeti”nin ve insana ihsan edilen “zaman”ın nerede harcandığıyla ilgilidir. İnsana, hayatı ve zamanı ihsan eden Allah olduğuna göre, bu nimet Onun rızası ve emirleri doğrultusunda kullanılmalıdır. Yüce Peygamberimiz Aleyhisselâm, İbn-i Abbas’dan rivâyet edile