Kayıtlar

Mayıs 5, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşk ve Akıl

Aşk ve Akıl Mümin aşktan, aşk da müminden zuhûr eder. Bizim imkansız gördüğümüz şeyleri aşk mümkün hale koyar. Akıl, belâgatle konuşan bir hatiptir. Aşk ondan daha beliğ, daha temiz, daha çolak, daha pervasızdır. Akıl sebeplerle illetler arasında sıkışıp kalmıştır. Aşk, avını pazısının kuvvetiyle elde eder. Akıl hilekârdır, tuzak kurar. Aklın sermayesi, korku ve şüphedir. Aşkta ise azim ve Allah’a yakîn mertebesi doğar. Akıl, viran etmek için imar eder. Aşk, imar etmek için viran eder. Akıl, nasıl, ne kadar, yani devamlı keyfiyet ve kemiyet terimi üzerinde kuvvet kazanır. Aşk, bu kemiyet ve keyfiyet elbisesinden soyunmuştur. Ne, nasılla ilgilenir, ne, ne kadarla ilgilenir. Akıl, önce ben der. Aşk, zahmeti kendine ver der. Akıl, birşey kazanmak için başkasını tanır ve sever. Aşk, kendinden verir ve kendisiyle hesap görür. Akıl, sevil de mesut ol, der. Aşk, kul ol ve bu yolla hür ol, der. (Muhammed İkbal, Esrar ve Rumuz)

İstilâ-yı Aşk

İstilâ-yı Aşk Öyle sermestim ki bilmem ben mi aşkım, aşk mı ben İmtizaçdan seçmez oldum ten mi ruhtur, ruh mu ten Ben isem aşk, aşk nedir, ya ben neyim ger aşksa ben Akl ü fikrim bunlar işte bende sergerdân eden Ger tecelli etse kalbe nur-i cevval-i hüda Cezbe-i Rahman budur, hem aşk-ı nevvâr-ı Hûda Gökten İsa indi, Mehdî zâhir oldu meydana Kesti Deccal’i kötü huylardan oldu kalp rehâ Gitti benlik, öldü Deccal, kalmadı zât ü sıfat Aşkın oldu her taraf, kalp buldu zulmetten necat Aşk imiş zâhirle bâtın şem’i, ancak aşk imiş Ben çıkınca aradan olmuş vücudum kâinat Uydu İsa Mehdî’ye, Mehdî hemen oldu imam Ettiler her ikisi birden namaza tam kıyam Nefs iken ismi değişti, bârekallah oldu ruh Etti ruh-i kuds ile bir ittihad ki asl ü tam Matla’-ı şems-i Muhammed kalbidir bir kamilin Mazhar-ı zât ü sıfat, hem kalbidir bir kamilin Cilveger aşkullah Allah kalb-i pâkinde onun Cümlenin maksudu ancak kalbidir bir kamilin Razıyım eflâkte olmaktans

Ayaksız Yürümek Kanatsız Uçmak

Ayaksız Yürümek Kanatsız Uçmak Bir gece Şems, Mevlana”yı ararken onu bir havuzun kenarında, derin düşünceler içinde otururken bulmuş. “Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Mevlana: “Suyun üzerine yansıyan yıldızları seyrediyorum,” cevabını vermiş. Şems bir an durmuş, sonra da gülerek söyle demiş: “O zaman niye başını kaldırıp, göğe bakmıyorsun?” Gerçekle yüz yüze geldiğimiz zaman, onu kabul edebilecek kadar cesur, taşıyabilecek kadar güçlü müyüz? Aslında bilgi, beraberinde çok büyük bir sorumluluk getiriyor. Yaşamlarına bilerek bilmeyerek dokunduğumuz her insan bizden bir parça taşıyor. Bu da bencilce değil, bilgece yaşamayı gerektiriyor.

Göl Olabilmek

Göl Olabilmek Hintli bir yaşlı usta, çırağının her şeyden sürekli şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. “Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle; “Acı” diye yanıt verdi. Usta gülümseyerek çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: “Tadı nasıl?” “Ferahlatıcı” diye yanıt verdi genç çırak. “Tuzun tadını aldın mı?” diye soran yaşlı adamı, “Hayır” diye yanıtladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi: “Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının

Kul Hakkı

Kul Hakkı Cenâb-ı Hak buyuruyor:       “Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret hâli müstesnâ, mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda yemeyin…” (Nisâ, 29) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellembuyurdular: “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyâmet günü namaz, oruç ve zekât sevâbıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zinâ isnâd edip iftirâda bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevâbı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sâhiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede cehenneme atılır.” (Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Kıyâmet, 2; Ahmed, II, 303, 324, 372) Kul hakkı yemenin, âhiretteki acıklı âkıbetini haber veren Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmuştur: “Bir kısım insanlar, Allâh’ın mülkünden haksız bir sûrette mal elde etmeye girişirler. Hâlbuki bu, kıyâmet günü onlara bir ateştir, başka bir şey değil.” (Buhârî, Humus, 7) “Kimin ü

Uyurken – Uyanınca Okunacak Dualar

Uyurken – Uyanınca Okunacak Dualar Huzeyfe ve Ebû Zer radıyallahu anhümâ şöyle dediler: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman: بِاسْمِكَ اللَّهُمَّ أَحْيَا وَأَمُوتُ Okunuşu: Bismike’llâhümme ahyâ ve emût Anlamı: Allahım! Senin ismini anarak ölür, dirilirim. derdi. Uykudan Uyanınca da اَلْحَمْدُ للَّهِ الَّذِي أَحْيَانَا بَعْدَ مَا أَمَاتَنَا وَإِليْهِ النُّشُورُ Okunuşu: Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba‘de mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr: Anlamı: Bizi öldükten sonra dirilten Allah’ü Teâlâ’ya hamdolsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da O’dur. derdi. (Tirmizî, Daavât 28. Ayrıca bk. Buhârî, Daavât 7, 8, 16, Tevhîd 13; Müslim, Zikir 59; Ebû Dâvûd, Edeb 98; İbni Mâce, Duâ 17)

İnsanı Helâk Edici Yedi Şey Hadisi Şerifi

İnsanı Helâk Edici Yedi Şey Rasulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem, “Helak edici olan yedi şeyden uzak durunuz!” buyurdu. Ey Allah’ın Rasulû, Sallallahü Aleyhi Vesellem! Onlar nedir? Denildi. Allah Rasulû Sallallahü Aleyhi Vesellem: 1- Allah’ü Teâlâ’ya şirk koşmak, 2- Sihir yapmak, 3- Bir hak karşılığı olması dışında Allah’ın haram kıldığı bir cana kıymak, 4- Yetim malı yemek, 5- Faiz (yoluyla elde edilen kazancı) yemek, 6- Düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, 7- Zinadan uzak durmuş (onu hatırından bile geçirmeyen) Müslüman kadınlara zina isnat etmek” buyurdu. Sahih-i Müslim, 129

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 2

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 2 Ey temennim, haccımda umrem de sanadır; Cemaatin haccı toprağadır, taşadır. Arabi Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendisidir iki cihanın, Yeri toprak olsun kapısında toprak olmayanın. Ayıplarsa kusurlu biri onları; Kem sözlerden beridir onların sahaları. Kırabilir mi hiç onu hilekâr tilki; Bağlanmıştır onunla dünyanın tüm aslanları Olunca ilim sahibi nefsine esir; Onunla battığı yerden kim çıkabilir? Gaye hazinesinden gösterdim sana nişan; Biz varmadıksa da sen varabilirsin, inan!.. Boştur Allah Celle Celâlühü’den Gayrına ibadet ettikleri; Yazıklar olsun ona ki, batıldır seçtikleri... (İmam-ı Rabbani Kuddise Sirruh)

Vietnam'da Napalm Saldırısı

Resim
Vietnam'da Napalm Saldırısı Yer Vietnam; Tarih, 1972 Fotoğrafçı Nick Ut Bu fotoğraf  Vietnam'da  1972  tarihinde,  Fotoğrafçı Nick Ut  tarafından çekilmiştir.   Dokuz yaşındaki Vietnamlı kız çocuğu Kim Fuk’u, cildi yanıklar içinde koşarken gösteriyor. Kim’in arkasında, Güney Vietnamlı askerleri de kaçarken görüyorsunuz. Kim’in kardeşleri de yanında. Birisi, geri dönmüş yoğun, siyah dumana bakıyor. Kim çok kötü görünüyordu, öleceğini düşündüm. O gün, pek çok fotoğraf çekmiştim ve kasabadan ayrılmak üzereydim. Tam o sırada iki uçak gördüm. Her iki uçak da dörder tane napalm bombası attı. Beş dakika sonra yardım çığlıkları atan insanlar koşmaya, kaçmaya başladılar. Kim beni gördüğü anda, Vietnamca, “bana su verin. Yanıyorum, kavruluyorum” diye bağırmaya başladı. Ona biraz su verdim ve yardım edeceğimi söyledim. Onu arabama alıp yaklaşık 15 kilometre ötedeki hastaneye götürdüm. Hastane ölen ya da ölmek üzere olan Vietnamlılar’la, askerlerle doluydu. Kimse

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 1

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 1 Kerîmlerle yapılan işler zor olmaz! Ahmaklar ne anlar büyüklerin hallerinden Kısa sözlü selamla, sessiz geç önlerinden Gayb olmuşum, artık beni aramayın, Gayb olanları sakın ayıplamayın. Bir şey değilim daha noksanı kimdir? Muattal kalır o ki bir şey değildir. Tuttular beni aynaya sanki kuşlarıyım; Kavlini ezeli ustamın konuşmalıyım. Misk, gülsuyuyla yusam ağzımı bin kere, Yine de ehil olamam onu zikre. (İmam-ı Rabbani Kuddise Sirruh)