Kul Hakkı
Kul Hakkı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan
ticâret hâli müstesnâ, mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda
yemeyin…” (Nisâ, 29)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellembuyurdular:
“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyâmet
günü namaz, oruç ve zekât sevâbıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zinâ isnâd
edip iftirâda bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu
dövdüğü için iyiliklerinin sevâbı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları
bitmeden sevapları biterse, hak sâhiplerinin günahları kendisine yükletilir ve
neticede cehenneme atılır.” (Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Kıyâmet, 2; Ahmed, II,
303, 324, 372)
Kul hakkı yemenin, âhiretteki acıklı âkıbetini
haber veren Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmuştur:
“Bir kısım insanlar, Allâh’ın mülkünden haksız
bir sûrette mal elde etmeye girişirler. Hâlbuki bu, kıyâmet günü onlara bir
ateştir, başka bir şey değil.” (Buhârî, Humus, 7)
“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu
veya malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet
günü gelmeden evvel, o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri
varsa, yaptığı zulüm miktârınca sevaplarından alınır, (hak sâhibine verilir.)
Şayet iyilikleri yoksam zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun
üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48)
Kısa Günün Kârı
İnsanın hayatta hak ve hukûkuna en fazla
titizlik göstermesi gerekenler ise, en yakınlarından başlayarak anne-babası,
âilesi, hısım-akrabâsı, konu-komşusu, beşerî münâsebetlerde bulunduğu herkes,
hattâ kendisiyle bir şekilde ilgisi bulunan bütün mahlûkattır.
"İki
Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.
Yorumlar
Yorum Gönder