Kayıtlar

Kıran etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kocasının Gönlünü Kıran Ve İtaat Etmeyen Kadın

  Kocasının Gönlünü Kıran Ve İtaat Etmeyen Kadın   Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz bir Hadis'i Şerif’te mealen buyuruyor: “Dünyada bir kadın, kocasına eziyet ettiği vakit: O Kocasının cennetteki Hurisi, Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh senin belanı versin Benim Efendime eziyet etme, zira o eziyet ettiğin kocan senin yanında misafirdir Pek yakında senden ayrılacaktır... (Tirmizi) Sahabi kadınlardan biri, Peygamber Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem yanına gelerek: “- Ey Allah’ü Allah’ü Teâlâ’nın Rasulu Cihad ibadetini Allah’ü Teâlâ, erkeklere farz kıldı. Cihad’a çıkıp öldürüldüklerinde Rab’leri katında diri olarak rızklandırılıyorlar Şehid oluyorlar. Peki ya biz kadınlar bu sevaba nasıl nail olacagız?” Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem kadına şöyle yanıt verdi: “- Karşılaştığın bütün kadınlara şu bilgiyi ulaştır ki, kadının kocasına itaati, onun haklarını kabul edip yerine getirmesi buna erkeklerin cihad sevabına denktir. Ne yazıkki sizden ç

Kocasını Gönlünü Kıran Ve İtaat Etmeyen Kadın

  Kocasını Gönlünü Kıran Ve İtaat Etmeyen Kadın   Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz bir Hadis'i Şerif de mealen buyuruyor: Dünyada bir kadın, kocasına eziyet ettiği vakit: O Kocasının cennetteki Hurisi, Allah Celle Celâlüh senin belanı versin! Benim efendime eziyet etme! Zira eziyet ettiğin o kocan, senin yanında misafirdir. Pek yakında senden ayrılacaktır... (Tirmizi) Sahabi kadınlardan biri, Peygamber Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem yanına gelerek: Ey Allah’ın Rasulu Cihad ibadetini Allah, erkeklere farz kıldı. Cihad’a çıkıp öldürüldüklerinde Rab’leri katında diri olarak rızklandırılıyorlar, şehid oluyorlar. Peki ya biz kadınlar bu ecre nasıl nail olacağız? Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem kadına şöyle yanıt verdi:   “Karşılaştığın bütün kadınlara şu bilgiyi ulaştır ki, kadının kocasına itaati, onun haklarını kabul edip yerine getirmesi buna erkeklerin cihad sevabına denktir. Ne yazık ki sizden çok azı bunu yapar…” Görüldüğü üzer

Karısının Kalbini Kıran Adama İbretlik Ders

Karısının Kalbini Kıran Adama İbretlik Ders Adam hanımına pek hoş davranmaz, kalbini kırar. Sonra hanımından sofrayı kurmasını ister. Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını. Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra hanımından tuz ister. Hanımı; “Sen yemeğe devam et ben getiririm!” der ve içeri gider. Adam ikide bir; “Tuz nerde kaldı hanım?” diye sorar. Kadın her seferinde “Tamam getiriyorum!” diye cevap verir. Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez. Adam tuzu isteye isteye karnını doyurur. Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler. Hanım mutfağa gider, ve elinde tuzla geri döner. Adam merak eder ve sorar ; “Bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım!” der. Karısı da ona; “Senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz!” der. Hani derler ya

Yoksula Ekmek Veren Eli Kıran Babanın Akıbeti!

Yoksula Ekmek Veren Eli Kıran Babanın Akıbeti! Bağdat’ı kıtlık kasıp kavuruyordu. En çok etkilenenler de hamallardı. Günlerdir eli ekmek görmeyen bir hamal, halini arz ettiği bir evden verilen ekmeği alınca sevinçle evine doğru hızlandığı sırada karşıdan gelen öfkeli bir adamın ‘Bu ekmekleri hangi evden adın?’ sorusuna muhatap olunca, geriye dönüp parmağıyla ekmek aldığı evi işaretledi. Bunun üzerine hızla yürüyen adam, öfkeyle geldiği evinde, ‘Ekmeği kim verdi hamala?’ diye bağırdı. Hanım korkudan kızını gösterdi. Güya acıyacağı kızına tepki göstermeyeceğini düşünüyordu. Ancak elindeki sopayla kızının ekmek veren eline öyle bir darbe indirdi ki cimri baba, bilek kemiğinin çat diye kırılmasına bile aldırmayarak söylendi: “Ben her isteyene ekmek verseydim bu evde ekmek kalır mıydı şimdiye kadar?” Hâlbuki Rabbimiz, “Verdiğim nimete şükrederseniz nimeti çoğaltırım, etmezseniz elinizden alır, şükür edene veririm. Size de azabım şiddetli olur!” buyuruyordu. Nitekim bu şükürsüzl