Kayıtlar

Haziran 22, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sultan İkinci Abdülhamid Han Rahmetûllahi Aleyh

Resim
Sultan İkinci Abdülhamid Han Rahmetûllahi Aleyh عبد الحميد ثانی Doğumu: 21 Eylül 1842; İstanbul Ölümü: 10 Şubat 1918 İstanbul (75 yaşında) Dini: Sünni, İslam Defin: II. Mahmud Türbesi, İstanbul Babası: Sultan Abdülmecid Annesi: Tirimüjgan Sultan Manevî annesi: Piristû Kadın Efendi Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı ve 113. İslam halifesidir. Bunalımlı bir dönemde tahta çıkan Abdülhamid Han Rahmetûllahi Aleyh, Batı'ya karşı dengeci, Doğuya karşı İslâmcı politikalar izlemiş, ülke içinde mutlakıyeti güçlendirmiştir. En çok iftira atılan Padişahlardan bir tanesidir. Doğumu:  22 Eylül 1842 (hicri: 16 Şaban 1258Rumi: 10 Eylül 1258) Saltanatı:  31 Ağustos 1876 (hicri: 10 Şaban 1293Rumi: 19 Ağustos 1292) 27 Nisan 1909 (Hicri: 6 Rabiulahir 1327Rumi: 14 Nisan 1325) (33 yıl sürmüştür. ) Vefatı:  10 Şubat 1918 (Hicri: 28 Rabiulahir 1336Rumi: 10 Şubat 1334) (75 yaşında) Babası:  Sultan Abdülmecid Annesi:  Tirimüjgan Sultan Manevî annesi:  Piristû Kadın

Allah'tan Korkan Gençler

Allah'tan Korkan Gençler Yüce Peygamberimiz Aleyhisselâm bir hadîs-i şeriflerinde, "Şayet Allah'tan korkan gençleriniz, ciğeri yaş hayvanlarınız, beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı belâlar üzerinize sel gibi yağacaktı" (Keşfü'l-Hafâ, 2: 163) buyuruyor. Bu hadiste hem şiddetli bir îkaz, hem de sevindirici bir müjde vardır. Buna göre, hadiste anılan üç şey, belâların def'ine sebeptir. Allah'tan korkup günah işlemekten kaçınan gençler, her halleriyle Allah'ın irâdesine boyun eğmiş masum ve mütevekkil hayvanlar ve âdetâ bir çocuk gibi âcizleşmiş beli bükük ihtiyarlar, Allah'ın şefkat ve merhametini celb etmektedirler. Böylece, başka insanların küfür ve isyanlarından, hatâ ve günahlarından dolayı sel gibi belâ ve musibet gelecekken, rahmet ve inâyet tecelli etmektedir. Başka rivâyetlerden anladığımıza göre, sadaka vermek ve İslâma hizmet etmek de belâ ve musibetlerin gelmesini engellemektedir. İşte gençlerin Allah'tan korkup günahlarda

Hayâtımızı ve Rızkımızı Bereketlendiren 10 Şey

Hayâtımızı ve Rızkımızı Bereketlendiren 10 Şey 1- Allah’tan Gereği Gibi Sakınmak (Takvâ) Ve En Güzel Şekilde Tevekkül “Eğer, o memleketlerin halkları îmân etseler ve Allâh’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.” (A’râf, 96.) “Kim Allâh’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allâh’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü koymuştur.” (Talâk, 2-3.) Ebu Zerr’den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Rasûlullâh (sav) şöyle buyurdu:  “Muhakkak ki ben gerçekten bir âyet biliyorum. Şâyet insanlar onu alıp uygulasalardı, o onlara yeterdi. (O âyet şudur):  “Kim Allâh’a (karşı gelmekten) sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu yaratır!” (Talâk, 2.) (Darimi, Rikak, 16) “Hz. Ömer (ra) Peygamber

Tevbe Kökü İle İstiğfar Yaprağını Karıştır...

Tevbe Kökü İle İstiğfar Yaprağını Karıştır... Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüp: — Ne yapıyorsun? diye sordu. Hizmetçi: — Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum, dedi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri: — Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? dedi. Hizmetçi hastalığının ne olduğunu sordu. Beyazıd Hazretleri: — Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum, dedi. Hizmetçi: — Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum, diye cevap verdi. Tam bu sırada tımarhane parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli, (!) Beyazıd-ı Bestamî Hazretlerine: — Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri, delinin yanına sokularak: — Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? Dedi. Deli (!) şu ilâcı tavsiye etti: — Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb