Kayıtlar

utanma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Edepsizliğin Sınırsızlığı

Edepsizliğin Sınırsızlığı Ali Günaydın Edeb: Hayâ demektir. Türkçemizde “AR” kelimesiyle de ifade edilmektedir. Utanmak, sıkılmak ve çekinmek anlamlarına gelmektedir. Kişiyi kötülüklerden alıkoyup, iyiliklere yönelten fıtrî bir ahlâk güzelliğidir Edeb/hayâ duygusu: Genel olarak yüzün kızarması, kişinin başını öne eğmesi, gözlerini kaçırması, şaşkın davranışlar sergilemesi gibi özelliklerle kendini gösterir. Edeb duygusu kişinin dînî yaşayışına, içinde bulunduğu toplumun örf ve âdetlerine göre şekillenir. Bir toplumda değer yargılarının değişmesiyle orantılı olarak edeb duygusu da değişir. Kişiden kişiye farklılıklar da gösterir. Hatta edebin hiçe sayıldığı toplumlarda tamamen ortadan kalkabilir. Edeb duygusunun mimarları da peygamberler olup, kavimlerine bunu öğütlemişlerdir. Buna işareten bir hadîs-i şeriflerinde de Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bili...

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!       Utanmak, insanın kalitesini gösteren bir güzelliktir. Utancından dolayı yanakları kızaran bir insan, gerçekten ve hala insan olduğunu gösteriyor demektir. “Utanmıyorsan, dilediğini yap!” ikazını, bütün büyükler tekrarlamışlardır. Çünkü insanın en güzel süsü, utancından dolayı, yüzünün kızarmasıdır. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesel-lem) Efendimiz de; “Hayâ imandandır” buyurmuştur.       İnsan, utanma duygusunu doğuştan getirir ama imanla korur ve geliştirir. Bütün güzellikler gibi, utanmanın, iffetin, hayânın da kaynağı imandır ve bu sebeple de kadın erkek herkesin asıl değeri, doğru bir biçimde Allah (Celle Celelühü)’a ve ahirete inanmak-tadır. İslam imanı, bütün mensuplarını iffete ve edebe çağırır.       Cenâb-ı Hakk (Celle Celelühü) Kur’an-ı Kerimde buyuruyorlar ki:       “(Rasûlüm!) Sana vahyedilen o Kitab’ı oku ve (Farz) namaz(lar)ı hakkıyla kıl! Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan v...

Hayâ Utanma Duygusu

Hayâ Utanma Duygusu        Ar, utanma duygusu. Edeb, mahcubiyet, utanmak; ar ve namus; nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeyleri terk etmesi. Hoş ve güzel olmayan bir olayın ortaya çıkmasından kalbte meydana gelen bir incelik ve ızdırabtır. Hayâ herkese nasib olmayacak kadar değerlidir. Ahmet Rıfat da Tasvir-i Ahlâk adlı sözlüğünde şunları söyler: "Bu güzel duygu, biri fıtrî, diğeri dinî olmâk üzere iki türü kapsamaktadır. Fıtri olan, halk yanında açılması haram olan yerleri açmamak gibi şeyler olup, dinîsi, halk ve Halık huzurunda edeb ve hürmet müntehi olur".     Fahri âlem efendimiz, "Hayâ imandan bir şubedir" buyurdular. "Utanmıyorsan dilediğini yap" nebevi hadisi de varid olmuştur ki, hikmetle damgalanmış bu hadis dünya ve içindekileri değer icazla düzenlenmiş bir kelâmdır.  İmam Ali -Allah onun yüzünü keremli kılsın ve ondan razı olsun-, "Bir kimse Hayâ elbisesini giyinse, yani Hayâyı kendisine prensip edinse...

Eğer bir Çocuk

Eğer bir Çocuk; ·         Sürekli eleştirilmişse,  “kınama ve ayıplamayı” öğrenir. ·         Kin ortamında büyümüşse, “kavga etmeyi” öğrenir. ·         Alay edilip aşağılanmışsa, “sıkılıp,  utanmayı” öğrenir. ·         Devamlı utandırılarak terbiye edilmişse, “kendini suçlamayı” öğrenir. Eğer bir Çocuk; ·         Hoşgörü ile yetiştirilmişse, “sabırlı olmayı” öğrenir. ·         Desteklenip yüreklendirilmişse, “kendine güven duymayı” öğrenir. ·         Övülmüş ve beğenilmişse, “takdir etmeyi” öğrenir. ·         Hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, “adil olmayı” öğrenir. ·         Güven ortamı içinde yetişmişse, “inan...