Kayıtlar

Elçin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Adalet

Adalet İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkûmları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkûmların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi. Durum Hazreti Fatih'e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih'e de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti - Sizlere şöyle bir teklifim var Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleketimi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve Müslüman halkımın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu ispat ediniz. Hazreti Fatih'in bu teklifi papazlar için çok

Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez!

Resim
Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez! Bir adam atıyla bir yolculuğa çıkmış. Epey yol aldıktan sonra bir çölde yorgun argın adım atamayacak halde derviş kılıklı birine rastlamış. Selâm vermiş. Adamın konuşması onu çok etkilemiş. İyi kalpli yolcu, derviş kılıklı adama; “Kardeş ben hep at sırtındayım. Atıma biraz da sen bin! İleride de ben binerim. Hem yârenlik ederiz hem yorulmadan gideriz!” demiş. Derviş kılıklı adam ata biner binmez; atı mahmuzlayarak dörtnala oradan uzaklaşmış. Atın sahibi, adamın arkasından; haykırmaya başlamış… “Ne olur, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim! Dinle de nereye gidersen git!” Derviş kılıklı hırsız adam, merak edip durmuş; “İsteyeceğin ne olabilir ki… Ne kadar yalvarsan da atını geri vermeyeceğim! “Hayır, atımı istemiyorum. İstesem de vermeyeceğini biliyorum. Sen içimdeki iyi adamı öldürdün! Sakın bu olayı kimseye anlatma! Onu demek istiyorum!” “Anlatsam ne olacak ki?” demiş derviş kılıklı adam hayâsızca…