Kayıtlar

göz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Seni Görmeyen Gözü Neyleyim!

  Seni Görmeyen Gözü Neyleyim!   Seni görmeyen gözü neyleyim! Seni bilmeyen aklı neyleyim! Seni özlemeyen kalbi neyleyim! Ya Rasulallah Selamü Aleyk…   Ya Rasulallah muhtacız sana; Ya Habib Allah aşığız sana; Ya Nebi Allah hayranız sana; Ya Şefi Allah hasretiz sana…   Ya Rasulallah bağışla bizi; Sana layık ümmet olamadık ki; Hatamız günahımız öyle çok ki; Huzuruna gelmeye yüzümüz yok ki…   Annen hasretine dayanamadı; Bu ayrılık yüreğini dağladı; Altı ay boyunca gülmedi ağladı; Fatımatüzzehra Ya RasulAllah…   Musab bin Umeyr Sana benzerdi; Bu yüzden Uhud'da şehit edildi; Aşkın ile yandı yandı eridi; Ne güzel sahabelerin var senin…   Tüm işkencelere göğsünü gerdi; Cemalin bir kez göreyim dedi; Ravzanda ruhunu teslim eyledi; Aşkından yandı Habbabın senin…   Aşkından kütükler bile inledi; Onu kimseler teskin edemedi ki; Mübarek elini değince dindi; Bir kütük kadar olamadık ki…   (Alıntı)

Kur’an-ı Kerim’i; Kalbinle, Ruhunla, Gözünle Ve Dilinle Oku!

·      Önce abdestini alarak, ağzını misvaklayarak (veya fırçayla temizleyerek) oku! ·      Allah Teâlâ’nın: “Kur’an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” (Nahl Sûresi- 98) ayeti kerimesi gereğince okumaya başlarken “eûzü besmele” çekerek oku! ·      Allah’ü Teâlâ’nın kitabı olduğu için; Allah’ü Teâlâ’nın rızasını kazanmak için oku. ·      Ağır ağır Kur’an oku! (Müzzemmil Sûresi- 4) ·      Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekerek oku! ·      Kur’an-ı Kerim’i Kâbe-i Şerif’e yönelerek; mescit veya bir başka temiz yerde oku. ·      Kur’an-ı Kerim’in Müslümanların ve tüm insanlığın huzur ve mutluluğa kavuşabilmesi için bir kurtuluş ve nur yolu olduğunu bilerek oku! ·      Aceleci davranmadan, sesini güzelleştirerek tane tane oku. ·      Yavaş yavaş, tertil ile manaya nüfuz ederek, düşüne düşüne oku! ·      Tecvid kural ve kaidelerine uyarak oku! ·      Kur’an-ı Kerim’i gözünle, kalbinle ve ruhunla oku! ·      Ramazan ayında, Cebrail Aleyhisselam Kur’an- K

Göze Takılanlar

  Göze Takılanlar   “Kanaat eden kimse, aç da olsa zengindir. Mal hırsına kapılan kimse, çok malı bulunsa da fakirdir.”   İmam Muhasibi Rahmetullahi Aleyh​ ​ Yaptığı iyiliklerin mükâfatını alacağını,​ günahlarıyla da hesaba çekileceğini bilen birisi nasıl amel ederse sen de öyle amel et. Şükrün sürekli olsun. Emellerini kısa tut. Kabirleri hüzünlü hüzünlü ziyaret et. Kalbinle haşir meydanında dolaş. İmam Muhasibî Rahmetullahi Aleyh​   Hz. Musa Aleyhisselâm’ın bir duası:​ Rabbişrahli sadri ve yessirli emri.​ Vahlül ukdeten min lisani yefkahu kavli”​ Ey rabbim.​ Göğsümü aç, genişlet.​ İşimi kolaylaştır.​ Dilimde bulunan düğümü çöz de, anlasınlar beni”​ (Taha: 25-28)​ ​ Rabia-i Adeviyye Rahmetullahi Aleyha şöyle demiştir: -Kul, ancak, nimette de, felakette de aynı halini muhafaza ettiği zaman,   “İhlâs, kul ile Allah’ü Teâlâ arasında bir sırdır. Melek onu bilmez ki sevap yazsın. Şeytan ona muttali olamaz ki ifsad etsin Hevâ ve heves on

Ağlayan Göz

  Ağlayan Göz   Kızını çok seven ve üzerine titreyen bir adam vardı. O, Hasan-ı Basri Hazretleri’ne geldi ve kızı hakkında şikâyette bulundu. Kızı bütünüyle içe kapanmıştı. Evde sürekli Kur'an okur ve ağlardı ve sonra Kur'andan kalkınca namaz kılardı ve yine ağlardı. Ve namazdan kalkınca yaşlı gözleriyle hemen zikre başlardı. Zikir bitince yine ağlar ve sonra oturur gözlerini yumar ve Rabbi hakkında tefekkür ederdi. Tefekkürde daha fazla ağlardı. Ve tefekkür bitince gözlerini silmeden bir sonraki namaz vakti girmiş olurdu ve o derhal namaza dururdu. Namazda da hep ağlardı. Ve sonra yine Kur'an okurdu. Ve o boş vakitlerin hepsinde Kur'an okurdu. O kendisine hiç merhamet etmemişti. Ve o gözlerine hiç acımamıştı. Adam kızının durumunu Hasan-ı Basri Hazretleri’ne bildirdi ve “Yalvarırım bir şey yapın!” dedi. “Nerdeyse kör olmak üzere olan kızıma söz geçiremiyorum! Evimizi onurlandırıp kızımı ikna ediniz lütfen! Kızım size gönül dolusu bağlılık duyar ve eminim ki siz

Gözümü Haram Bakıştan Nasıl Korunayım?

Gözümü Haram Bakıştan Nasıl Korunayım? Günlerden bir gün, bir kişi gelip Cüneyd-i Bağdâdi Kuddise Sirrûh'a sordu: Gözümü haram bakıştan nasıl korunayım? Cüneyd-i Bâğdadi'nin cevabı şuydu: “Her şeyi gören Rabbinin sana bakışının senin bakışından daha önce olduğunu bilmenle..."

Ey Ârif! Gözünü Aç!

Ey Ârif! Gözünü Aç! Hak teâlânın kudreti her şeyde görülüyor. Dilini ve kulağını kötü şeylerden koru ki, Allahü teâlâya yakın olasın! Ne mutlu o kimseye ki, ömür sermâyesini zayi etmeyip, sayılı olan nefeslerini, Allahü teâlâya hamd etmek ve O’nu zikretmekte sarf eyleye! “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demenin manası, Allah’ü Teâlâ’nın izni ve irâdesi olmadan hiç kimse ve hiçbir şey hareket edemez. Hareket ve hareketsizlik, hiç bir mahlûkun elinde değildir. Bütün fiiller, nimetler, sıhhat, hastalık, fayda ve zarar, hayır ve şer Allah’ü Teâlâ’nın yaratması ile olur.

Cehennem Ateşini Ancak Göz Yaşı Söndürür

Cehennem Ateşini Ancak Göz Yaşı Söndürür Rivâyet olundu: Kıyâmet günü olduğu zaman, cehennemden dağ gibi bir ateş kütlesi çıkar. Ümmet-i Merhumenin üzerine hücûm eder. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, ümmetinden o ateşi defetmeye çalışır. Bir türlü ateş sönmez. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri: -"Ey Cebrâil yetiş! Yetiş! Ateş ümmetimi yakmak istiyor!" der. Cebrâil Aleyhisselâm elinde bir bardak su ile gelir. Cebrâil Aleyhisselâm, o bardak suyu, Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretlerine uzatır ve şöyle der: -"Bunu al, ateşin üzerine dök!" Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, o bir bardak suyu alır, dağlar gibi yükselip ümmetin üzerine gelen ateşin üzerine döker; ateş hemen o anda sönüverir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, Cebrâil Aleyhisselâm'a sorar: -"Ey Cebrâil bu ne suyu idi? Ateşi söndürme yönünde bundan daha etkili bir su görmedim?" Cebrâil Aleyh

Ben Sana Hiç O Gözle Bakmadım ki

Ben Sana Hiç O Gözle Bakmadım ki                         İbrahim Ethem Rahmetullahi Aleyh Hazretleri ile uzun yıllar arkadaşlık yapmış olan bir kimse vardı. Bir defasında;             “Senelerdir beraber bulunuyoruz.             Rica etsem, bende gördüğün ve hoşuna gitmeyen şeyleri söyler misin?” Diyerek İbrahim Ethem Hazretleri'ne sordu.             Hazret ise, bu suale şu cevabı verdi;             “Ben sana hiç o gözle bakmadım ki!”             Şeyh Sadi Rahmetullahi Aleyh ne güzel buyurmuştur: “Şunu bil ki, bu dünyada başkalarının hep iyi taraflarını görenlerin, yarın mahşer günü kusurları görmezlikten gelinir.”             “Ey akıl sahibi!             Gül, dikenle beraber bulunur.             Senin dikenle ne işin var...             Gülü demet yap…             Eğer tabiatında daima ve yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ses ve ayaktan başka bir şey göremezsin!”

Göz Göre Göre Kanser Oluyoruz!

Göz Göre Göre Kanser Oluyoruz! "Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır" diyen Prof. Erkan Topuz'un verdiği bilgiler tüyler ürpertici! İşte kansere yol açan nedenler... Esra Ceyhan'ın Kanal D'deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalarda bulundu. Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı. Bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılar...  "Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar

Gözü Haramlardan Korumak

Gözü Haramlardan Korumak Göz gönlü doğrudan etkilediği için önemlidir. Yüce Allah'a kulluğun dostluğun merkezi gönüldür. Bunun için gözün her işi gönlü de ilgilendirir. Gözü korumak gönlü afetten korumaktır. Gönül ve kalp aynı şeydir. İnsana verilen kalp Yüce Allah'ın nazar ettiği manevi bir cevherdir. Kalp Allah ile irtibat yerimizdir. Kalbi günahla kirli, kapalı ve hasta olan kimse gerçekten Müslümanlığın tadını alamaz. Kalbin manevi hayatı, tadı ve aşkı için gözün haramlardan korunması gereklidir. Göz, Yüce Yaratıcı'nın insanoğluna verdiği en güzel hediyelerdendir. Göz, kulak, dil, gönül... Evet, bunlar birer emanettir ve her mükellef insan bunlarla yaptıklarından sorumludur. Gözün haramdan korunması farzdır. Bu emir hem erkekler için hem de kadınlar için geçerlidir. Yabancı bir kimse ile karşılaşma, konuşma muhatap olma durumunda bakışların kontrol altında tutulması gerekir. Bir mümin hiçbir mazeret yokken karşısındaki kimsenin bakılması haram olan y

Kâinâtın Gözbebeği

Kâinâtın Gözbebeği Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(Ey Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız, bana itaat ediniz ki, Allâh da sizi sevsin ve günahlarınızı mağfiret buyursun!..” (Âl-i İmrân, 31) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Ümmetim içinde beni en çok sevenlerin bir kısmı benden sonra gelenler arasından çıkacaktır. Onlar beni görebilmek için mallarını ve âilelerini fedâ etmek isteyeceklerdir.” (Müslim, Cennet, 12) Sahâbe-i kirâm hazarâtının Allâh Rasûlü (sav)’e duydukları dâsitânî aşk ve muhabbetin yanık tezâhürleri sayısızdır: Enes bin Malik (ra) anlatıyor: Rasûlullâh (sav) Efendimiz’e bir adam geldi ve: “–Yâ Rasûlallâh! Kıyâmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz (sav): “–Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca o da: “–Allâh ve Rasûlü’nün muhabbetini…” cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz: “–Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın.” buyurdular. Enes (ra) bu rivâyetin devâmında der ki: “İslâm’a girmekten başka hiçbir şey bizi Allâh’

Allah'ım Rasülünü Görmeyen Gözü Al

Allah'ım Rasülünü Görmeyen Gözü Al   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem vefat ettiği zaman, Eshabı Kiramdan Zeyd bin Abdullah Radiyallahü Anh tarlada idi. Başka bir sahabi koşarak geldi ve:   “- Resûlullah dünyadan göçtü, sen hâlâ burada çift sürmekle meşgulsün!”, dedi.   Bir anda kendinden geçen Zeyd bin Abdullah Radiyallahü Anh, ellerini açarak:   “- Allah’ım, Rasulünü görmeyen gözü başımda taşımak istemiyorum. Onu görmeyen göz bana lâzım değil, gözlerimin nurunu al!” Diye dua etti.   Bu sözler onun ağzından değil, kalbinden geldiği için, Allah’ü Teâlâ duasını kabul etti, o zamana kadar gören gözlerinin ikisi de bir anda kör oldu.

Göz hakkı

Göz hakkı (Yüzde yüz yaşanmış ibret dolu bir hikâyedir) Yazar:  Yaşar AKKAŞ Çok eskiden iki arkadaş yakın köylerden birine yürüyerek düğüne gitmişler. Yine yürüyerek sohbet ederek geri dönüyorlarmış. Arkadaşlardan birisinin adı İsmail iri yarı nüktedan eli açık birisi… Diğeri de tam tersi… Zayıf, cimri, çabuk darılan, mızmız birisi… Onun da adı Abdi. Yolda gelirken; cimri Abdi önceden cebine doldurduğu üzüm ve leblebileri yiyor arkadaşına hiç vermiyormuş. Çok akıllı ve kurnaz olan arkadaşı bir bakmış vermiyor, iki bakmış vermiyor… Canı sıkılmış. Cimri Abdi’ye bir oyun oynamaya karar vermiş. Cimri Abdi’ye; “Ben bir küçük abdest bozayım, sen ağır ağır git! Ben sana yetişirim!” demiş. Ufak abdest bozar gibi yapıp;  yerden nohut büyüklüğünde kurumuş koyun pislikleri toplamış. Arkadaşına yetişince hiç çaktırmadan Abdi’nin cebine koymuş. Her şeyden habersiz arkadaşı cebindeki çerezleri tekrar ağzına atmış. Ağzı koyun pislikleri içinde kalan cimri Abdi; -Ulan ne yaptın İs