Kayıtlar

Temmuz 4, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gerçek Müflis Kimdir

  Gerçek Müflis Kimdir   Ebu Hureyre Radiyallaahü Anh’ hın rivayet ettiği bir hadiste sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem arkadaşlarına şu soruyu yöneltti: “- Müflis kimdir, biliyor musunuz?" Ashab:              “- Bize göre müflis, parası ve malı olmayandır" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “- Ümmetimin müflisi, kıyamet gününe; namaz, oruç ve zekât görevlerini yerine getirdiği halde, ona-buna sövmüş, iftira etmiş, şunun-bunun (haksız yere) malını yemiş, kanını dökmüş, onu-bunu dövmüş olarak gelen kimsedir.” Bu kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse, diğerlerinin günahları ona yüklenir, sonra da Cehenneme atılır" buyurdu. (Müslim, Birr, H. No: 59) İlk bakışta bu hadisten çıkartabileceğimiz anlam, Islâm’ın sadece belirli ibadetleri yerine getirmekle hakkı verilebilecek bir din olmadığı, Müslümanın da yalnızca bazı ritüelleri uygulayarak dinî görevlerini tamamlamış sayılmayacağı husus

Salâvat Getirmeyi Unutunca…

  Salâvat Getirmeyi Unutunca…   Yavuz Sultan Selim Han zamanında çok fakir bir adam borçlarını ödeyemeyince zora düşmüş ve sabah soluğu Yavuz Sultan Selim'in yanında almış, demiş ki: “- Sultanım, bana bir kese altın verecekmişsiniz. Selim Han: “- Vereyim vermesine de bir neden söyleyecek misin? Fakir adam: “- Ben, 63 yaşında, İstanbul eşrafından Mehmet. Ben çok zengindim sultanım. Lâkin bir süre önce başıma gelen bir musibet sonucu malımı, mülkümü, neyim varsa kaybettim. Ne ettimse kurtulamıyorum borç batağından. Dün gece herkesin yattığı o mukaddes teheccüd saatinde kalktım, iki rekât namaz kıldım, sonra koydum alnımı secdeye. “- Ya Rabbi, beni eşime, çocuklarıma ve dostlarıma mahcup etme. Derdi veren de sensin, dermanı veren de." dedim ve yattım. Rüyama Resûlullâh Efendimiz Sallâllahu Aleyhi Vesellem geldi, dedi ki: “- Ey Mehmet, niye hüzünlenirsin evladım? Yarın ilk işin, saraya git, Selim'ime selam söyle, sana bir kese altın versin. Eğer sebebini so

Bir Günün Sonunda Arzû

  Bir Günün Sonunda Arzû   Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi... Sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nâlân; Gün doğdu yazık arkalarında!   Altın kulelerden yine kuşlar Tekrârını ömrün eder i'lân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler?   Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde semâ kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!   Ahmet HAŞİM