Kayıtlar

ama etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyada Yasak Ama Cennette Serbest Olan Şeyler?

  Dünyada Yasak Ama Cennette Serbest Olan Şeyler?   Soru Detayı - ​Örneğin içki, madem cennette serbest iyi bir şey olması gerekmez mi ve madem iyi bir şey dünyada neden yasak? - Veyahut kadınlara birçok erkek, erkeklere birçok kadın verilecekmiş cennette, burada niye yasak ve kötü olan bir şey cennette ödül olarak veriliyor? - Madem ödüllük bir şey, neden burada kötü biliniyor? - Ve kötü bildiğimiz bir şeyi biz cennette nasıl yapacağız, garip hissetmez miyiz?   Değerli kardeşimiz,   Dünyadaki yasaklar, imtihanın bir gereğidir. Nefsim hoşuna gitmesine rağmen kullanılması veya işlenmesi yasaklanan birçok şey vardır. Bununla insanların nefsinin arzu ve isteklerine mi, yoksa Allah’ın emirlerine mi tabi olacağını test edilmektedir. Cennette ise, imtihan olmadığı için, Allah’ın hikmetinin öngördüğü bazı dünyevi yasakların kaldırılması bir çelişki ifade etmemektedir.   Şunu unutmayalım ki, Allah neyi yasaklamış ise o haramdır, çirkindir. Neyi yasaklamamış ise o helald

Mescitleri Yıkabilirsiniz Ama İslâm’ı Asla…

Resim
                 Mescitleri Yıkabilirsiniz Ama İslâm’ı Asla…                Yeryüzü bütün Müslümanlara mescittir… Depremde minare ve cami ykılmıştı. Halkımız caminin avlusunda ve sokaklarda namaza durdu, secdeye vardı…   Ya Rabbi! Son nefesimize kadar Müslüman olarak yaşamayı, imanımızı kurtarmayı huzuruna yüzü ak, gönlü pak Müslüman olarak çıkmayı nasip eyle!

Ben Bütün Malımın Gitmesine Razıyım Ama…

              Ben Bütün Malımın Gitmesine Razıyım Ama…               Adamın biri anlatıyor. Ben lokantada oturmuşken telefonla konuşan bir adam birden sevinç çığlıkları atmaya başladı. Konuşmasını bitirdikten sonra garsona:             “- Burada olanlara hepsine benden pilav üstü kebap ver! 18 yıl aradan sonra baba olacağım!”             Bir kaç gün sonra aynı adamı sinemaya giderken elinde 3-4 yaşında bir çocukla bilet kuyruğunda gördüm.             Çocuk ona “Baba!” diyordu.             Adamın yanına gidip o günkü işinin hikmetini sordum.             Adam utana sıkıla olayı anlattı.             “- O gün yan masada yaşlı bir çift vardı. Yaşlı kadın menüye baktıktan sonra eşine: 'Keşke bu gün pilav üstü kebap yiyebilsek!' dedi. Kocası da hanımının yanında utanarak ancak çorba alacak paralarının olduğunu söyledi. Bunu duyunca üstüme kaynar su dökülür gibi oldu. Bende o yapmacık telefon konuşmasıyla onlara pilav üstü kebap almak istedim.”                   Ben a

Allah'ü Teâlâ ‘Gafuru Rahim’dir!’ Ama Aynı Zamanda; ‘Allah Azîzün Züntikam’dır…

  Allah'ü Teâlâ ‘Gafuru Rahim’dir!’ Ama Aynı Zamanda; ‘Allah Azîzün Züntikam’dır… İki arkadaş medresede okuyup hoca olmuş. Biri başka şehre diğeri başka şehre gitmiş. Birisi hocalığa devam ediyor sürekli kendini geliştiriyormuş. Diğeri ise hocalığı bırakıp ticarete başlamış. Tüccar olan içkiye de başlamış. Her akşam kafayı çekiyormuş. Hocalığa devam eden, bir gün; arkadaşını ziyaret etmeye karar vermiş. Hocalığı bıraktığından haberi de yokmuş. O şehre gelip; arkadaşını sormuş. “- O şimdi meyhanede kafa çekiyor, sen hocasın galiba, O’nu ne yapacaksın?” Demişler. “- Ben O’nun eski arkadaşıyım; görmek istiyorum!” demiş. Etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında, meyhaneye girmiş. Bir de ne görsün, arkadaşı durmadan içiyor. Eski hoca arkadaşının geldiğini görünce şaşırmış ama bozuntuya vermemiş. “- Hoş geldin arkadaşım! Sen buralara gelir miydin?” demiş. Hoca olan: “- Buralara gelmem ama senin burada olduğunu duyunca geldim! Sen hoca olmuştun, neden içki içiyorsun? A

Bir Âma Vardı…

  Bir de yaldızlı bir bastonu. "- Karanlık nedir?" diye sordular O: "- Ne ola ki?" dedi "- Umman nedir?" diye sordular O: "- Ne ola ki?" dedi Yaldızlı bastonunu ortadan ikiye ayırdılar. "Karanlık bu olsa gerek... Umman bu olsa gerek..." dedi. Bakar körlerin düyasında bir parça olsun görebilenlere ne mutlu.

Yalan Haberlere Rağbet Var… Ama Gerçeklere…

  Adamın biri çıkıyor: “- Yağ stokları bitti, zam gelecek!” diyor. Millet marketlere koşuyor yağları kapışıyor fiyatları 2-3 katına çıkarıyor. Adamın biri: “- Bu gece deprem olacak!” diyor. Herkes evlerden kaçıyor. Allah’ü Teâlâ ve Rasûlü: “- Ölüm var! Kabir var! Kıyamet var! Son durak ya Cennet ya Cehennem!” Buyuruyor. Çok az kişi hariç, kimse kılını kıpırdatmıyor. Ahlâksızlık, cinayetler, yalancılık, dolandırıcılık, içki, zina… Aldı başını gidiyor…   Ya Rabbi! Bizleri, bir an bile Rabbini unutmayan, Rasûlünün sünnetlerini hakkıyla yaşayan, ölümü unutmayan ve hazırlıklı olan uyanık kullarından eyle!

Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…

  Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…   Namaz kılmak bir insanın yeryüzünde ulaşabileceği en büyük mutluluk...   Namazda Allah'ın huzuruna çıkıp O'na durumunu arz etmek, O'nunla olduğunu bilmek inanılmaz güzel bir duygu...   Rabbimiz bizi çok seviyor, bizi muhatap kabul ediyor ve her beş vakitte; buyur kulum diyor...   Ezan sesini duyup Allah'ın huzuruna davet ettiğinin bilincini taşıyan her insan; can ile baş ile O'na yöneliyor. Şah damarından daha yakın olan Rabbi ile buluşuyor.   Yarın ahrette ilk sorgumuz namaz... Allah soracak; kulum ben seni davet ettim neden gelmedin dediğinde ne cevap vereceğiz... Davete icabet etmek şart.   Namaz dinin direği diyoruz peki neden?   Neden biliyor musunuz? Namazla Allah'a yönelen insan asla ve asla kötülüğe yer vermiyor yaşamında... Ancak her şeyde olduğu gibi, namazda da samimiyetle yönelmek çok önemli...   Samimiyetsiz kılınan namazdan tabii ki hayır görmek; imkânsız...  

Kurt Korkutucu Bir Hayvandır Ama…

Kurt Korkutucu Bir Hayvandır Ama… Mevlâna Kuddise Sirrûh hazretleri bir gün eve gelir. Oğlunu üzgün görür sebebini sorar. Oğlu: “- Hiç!” der. Mevlâna Kuddise Sirrûh Ne kadar da sorsa oğlu söylemez sıkıntısını. Mevlâna Kuddise Sirrûh kapıda asılı kurt postunu görür. Onu üstüne alıp giyer ve oğluna doğru ulumaya başlar. Oğlu güler: “- Babacığım beni güldürdün, neşelendirdin!”. “- Gül diye yapmadım evlâdım. Gördün mü dünya işleri de işte böyledir. Kurt aslında korkutucu bir hayvandır ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın, güldün!”.

ABD Evanjelik Şeriat Kantonları İmparatorluğu (Uzun ama bu yazıyı herkes okumalı!)

ABD Evanjelik Şeriat Kantonları İmparatorluğu (Uzun ama bu yazıyı herkes okumalı!) Galip İlhaner “Tek Din ve Dünya Devleti ABD artık bir ŞERİAT (din Evanjelik) devletidir. Yeni bir eyalet sistemine geçiyor. Dünya Din İmparatorluğu'nu kuruyor Amerika Birleşik Devletleri'nden Amerika Birleşik Din (Evanjelik/Hristiyan/Yahudi ve İSLAM) Devletleri oluyor. Tek dine doğru gidiyoruz” (18:47 - 1 Şub 2020) * Küçük Filistin, küçük Kürdistan kantonları ve MEGA İsrail Yukarıdaki twitter mesajımda da özetlediğim gibi, ABD (Hristiyan/Evanjelik) merkezli tek din (Yahudilik/Hristiyanlık/İslamiyet) devletine, kanton modelli tek din Evanjelik İmparatorluğuna doğru gidiyoruz. ABD’nin Filistin (Kudüs’ün İsrail’in bölünmez başkenti kararı ve Küçük Filistin Devleti) hamlesi, ÜÇ (YHİ modeli) dini birleştirip tek din haline getirme projesi midir? Büyük İsrail Arzı Mevud hedefi artık küçük mü görülüyor? Daha büyük bir proje mi söz konusudur? İsrail artık Nil-Fırat ara

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşamasın!

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşamasın! Üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. Biri Türk, biri Kürt, diğeri de Ermeni. Ama Ermeni olan aynı zamanda pa paz. Sıcak, bir süre sonra yolda susuyorlar. Etrafta su yok. Bağların olgun zamanı. "- İki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın!" diye bir bağa giriyorlar. Bağın sahibi bir Türk ama onu görememişler. "- Kaç paraysa veririz?" diyerek yemeye başlamışlar. Bu sırada bağın sahibi gelmiş. Bakmış üç kişi üzümünü yiyor. Fena bozulmuş ama üç kişiyle de başa çıkamayacağını düşünmüş. Birine bakmış, kıyafetinden Ermeni ve papaz olduğu belli. Diğerine bakmış, konuşmasından Kürt olduğunu anlamış. Üçüncüsü de Türk. Dönmüş Ermeni'ye: "- Bak bu adam Türk, yesin malımı. Benim kanımdandır. Helâli hoş olsun! Bu da Kürt'tür ama din kardeşimdir. Sen niye yiyorsun benim üzümümü?" Demiş. Bu laf, üzerlerine sorumluluk yüklenmeyen Türk ve Kürt'ün hoşuna gitmiş.

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse Muhammed bin Vâsi Kuddise Sirrûh hazretlerine; “- Nasılsınız , iyi misiniz?” diye sormuşlar. Üzüntülü bir şekilde; “- Hayır iyi değilim!” demiş. “- Ama iyi görünüyorsunuz!” dediklerinde de; “- Ömrü her gün azalan, ama günahı her gün çoğalan kimse nasıl iyi olur?” karşılığını vermiştir...

Teknoloji Yoktu Ama İnsanlık Çoktu

Teknoloji Yoktu Ama İnsanlık Çoktu      Eskiden herkes birbirinin derdine ortak olur, akrabalık ve komşuluk ilişkileri hiçbir şekilde kesilmezdi. Köyler bu kadar terk edilmez, gurbete giden olsa da sonradan mutlaka köyüne dönerdi. O zamanlar köylerde evlerimizde teknoloji ve getirdikleri yoktu ama aile hayatı vardı büyük vardı küçük vardı, sohbet, sevgi, muhabbet vardı, huzur vardı. Sonra dede ve nineler ölünce anne babalar yalnız kalmaya başladı. Evlâtlar çocuklar yavaş yavaş köyü yurdu terk edip gurbete gitmeye başladılar.      Köyler evler terk edilmeye başlandı. Benim memleketteki evimin şimdi kapıları kilitli,      “Ne zaman bir insan gelip de açacak?” diye bekliyor.      Bir zamanlar biz o evde on kişi bir arada kalıyorduk. Şimdi bâzı yazlar gidip birkaç gün kalıyor, sonra yine kapıları kapatıyor odaları yalnızlığa terk ediyoruz. Her gidişimde balkonda oturur büyüklerimi ve yaşadığım çocukluk hatıralarımı yâd ederken ağlamaktan, gözyaşı dökmekten kendimi alamıyorum...

Dua Aynı Dua, Ama Okuyan Ağız...

Dua Aynı Dua, Ama Okuyan Ağız... Muhyiddîn-i Arabî (kuddise sırruh) hazretlerinden: Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali Radiyallahü Anh'ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder: - Çoluk-çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun, der. Hz. Ali Radiyallahü Anh hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki, kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş... - Al, der fakire. İhtiyacını karşıla! Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur: - Allah aşkına söyle yâ Emîre'l-mü'minîn! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? Der. Hz. Ali Radiyallahü Anh anlatır: - Kur'ân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Ben de Kur'an-ı Kerîm'i okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara... Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali kerremall

Camiye Giderken Düştü Ama Yılmadı…

Camiye Giderken Düştü Ama Yılmadı… Adamın biri camiye gitmek üzere evinden çıkar, fakat karanlıktır ve giderken yolda ayağı takılır düşer. Kalkıp üstünü silkeleyip evine geri döner, elbisesini değiştirip temiz kıyafetlerle tekrar yola çıkar, fakat yine düşer. Yeniden eve gidip üstünü değiştirir ve yola çıkar. Yolda elinde lamba ile birini görür. Yolunu aydınlatan bu adamla beraber mescide doğru ilerlerler. Adam lambayı tutan kişiden namazı kendisinin kıldırmasını ister lambayı tutan adam ise kabul etmez . Düşen adam ısrarla teklif eder tekrar red cevabını alınca merak edip sorar neden kıldırmıyorsun ? Lamba tutan adam kendisinin şeytan olduğunu söyler… Adam şok olur ve neden kendine ışık tutup yolunu aydınlattığını sorar ; Şeytan der ki : Seni düşüren bendim mescide gitmemen için ve sen ilk düştüğünde eve gidip elbiseni değişip tekrar mescide doğru çıkınca Allah senin tüm günahlarını affetti. Ben seni ikinci defa düşürdüm sen tekrar üşenmedin eve gidip elbiseni değiş

6 Madde ile Tesettüre Girmek İstiyorum “Ama”…

6 Madde ile Tesettüre Girmek İstiyorum “Ama”… 1- “İstiyorum ama, henüz zamanı değil...” Her ölüm ölen için zamansız iken, bir saniye sonrasını bilemediğimiz zaman nasıl beklenir? Başımız secdeye eğiliyor olabilir, oysa biz biliyoruz ki bedenden ibaret değiliz, peki ya nefsimiz? Bizi bekleten zaman değil, henüz ‘eğilmemiş’ nefsimizdir, hal bu iken, nefs ölmez der büyüklerimiz, nefsimizi öldürmeye değil, bu konuda eğitmeye gayret etmeliyiz, ki o şımarık bir çocuk olarak dünyaya gelir; yaş değil ders ile büyür, yetişir. “Erteleyenler helak oldu” buyuruyor Efendimiz, bu vakti dar dünyada hayrı ertelememeliyiz. 2- “Ya pişman olursam?” İmanınızın nefsinizi dizginleyebileceğine güvenmek; direksiz göğün altında dururken, bir ayağını kaldırsa düşecek bedeninize güvenmekten elbette akıllıcadır. ‘Beşer’ fıtratı elbet hazzı arzular; nefse, arzulara ve şeytana direnmek ‘insan’ın çilesidir ve bu dünya hazların daimine ulaştırıcı çileli bir sırattır. Her an sırattan geçiyoruz.