Kayıtlar

nedir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünya ve Ahirette En Büyük ve Zor Olan Şey Nedir?

Dünya ve Ahirette En Büyük ve Zor Olan Şey Nedir?   İsa Aleyhisselâma sordular: "- Ey Allah'ın nebisi, bu dünyada da ve öte dünyada da en büyük ve zor olan şey nedir?" Şu cevabı verdi: "- Allah'ın Celle Celâlûhu’n gazabıdır." Sordular: "- Ondan kurtulmanın çaresi nedir?" Buyurdu ki: "- Öfkeni yenmen ve kinini söndürmen!"   (Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh)

“Kün Fe Yekün” Kelimesinin Anlamı Nedir?

“Kün Fe Yekün” Kelimesinin Anlamı Nedir? Kün, “Ol” demektir. “Emr-i kün feyekün”, “Allah’ın yaratmayı dilediği şeye, “ol” diye emretmesi ve böylece onun varlık sahasına çıkması” demektir. Tefsir-i Kebir sahibi Fahreddin Râzi, “ol” emri hakkındaki değişik te’villeri sıralar ve en kuvvetli te’vil olarak şunu kaydeder: “Cenâb-ı Hakk’ın “ol” demesinden maksat, eşyanın yaratılmasında İlâhî kudretin sür’atle nüfuz ettiğini göstermektir. Bir de bu, Hak Teâlâ'nın eşyayı deneme yanılma olmaksızın yarattığını gösterir “Kün” emriyle ilgili âyet-i kerimelerden iki misal:   “Göklerin ve yerin mübdii’ dir(onları önceden hiçbir örneği bulunmaksızın yaratandır) Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece ol der, o da oluverir.”(Bakara, 2/117)   Burada “ol” emri, kudretin hemen faaliyete geçmesi mânâsına geliyor. Bu emrin tevilini İslâm âlimlerimiz aynen böyle yapmışlar. Tıpkı, “her şeyin melekûtu O’nun elindedir” âyetindeki “el” tabirini, kudret olarak tefsir ettikleri gibi, bu “ol” emrini de

Altı Garip Şey Nedir?

  Altı Garip Şey Nedir?   Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: Altı şey, altı yerde gariptir: 1- Namaz kılmayanlar arasında mescid gariptir. 2- Okumayanların evinde Mushaf gariptir. 3- Fasık kimsenin içinde Kur’an-ı Kerim gariptir. 4- Müslüman saliha kadın, kötü huylu zalim adamın elinde gariptir. 5- Salih Müslüman erkek kötü huylu alçak kadının elinde gariptir. 6- Kendisini dinlemeyenler arasında âlim gariptir.   Sonra Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki; Allah Teâlâ bu altı şeyi garip bırakanlara kıyamet günü rahmet nazarı ile bakmaz! (M. Ç. Yar-i Güzin)

Sarıkamış Harekâtı

Resim
Sarıkamış Harekâtı Nedir?   Sarıkamış Harekâtı Nedir? Sarıkamış Harekâtı 22 Aralık 1914, 15 Ocak 1915 tarihleri arasında Sarıkamış bölgesinde gerçekleşmiş olan kara çatışmalarına verilen ismdir. Bu asker girişim, Osmanlı İmparatorluğu askeri birliğinin yapmış olduğu taktiksel hata sonucu büyük bir başarısızlık olarak sonuçlanmıştır. I. Dünya Savaşı yıllarında Kafkas Cephesi’nde gerçekleşen bu Harekât, sadece askeri ve maddi değil; aynı zamanda binlerce askerin soğuk ve hastalık nedeni ile ölmüş olmasından ötürü manevi anlamda da bir kayıp olmuştur.   Sarıkamış Harekâtı’nın Nedenleri Sarıkamış Harekâtı’nın düzenlenmesindeki öncül amaç, 1914 senesinin Kasım ayında Hasan İzzet Paşa komutanlığında 3. Ordu tarafından yenilgiye uğratılmış, dağılmış olan Rus güçlerinin tamamen yok edlmesidir. Hasan İzzet Paşa’nın, Rus güçlerini yenilgiye uğrattıktan sonra güçten düşmüş ordunun üzerine gitmek varken güçlerin 15 kilometre çekmiş olmasından dolayı böyle bir Harekâta ihtiyaç duyulmu

Bayramların Hikmeti Nedir?

                                                        Bayramların Hikmeti Nedir?   Allah'ü Teâlâ’nın kullarına dünyada bayram ihsan etmesinin sebebi, onlara ahiret bayramlarını hatırlatmak içindir. Bayram günü insanların kimini yaya, kimini bir binitin üzerinde, kimisinin yeni elbiseler giyinmiş, kimisinin de üzerinde neredeyse elbise namına hiçbir şey olmadığını görürsün. Bazıları atlas elbiseler giyinmiş, bazıları gülüp oynuyor. Bazıları ise ağlıyor… Şimdi kıyamet meydanını hatırla; zira orası da aynen böyle olacaktır. Allah'ın Resulü buyurdu ki: “- Yüce Allah’ü Teâlâ bayram sabahı meleklere emreder. Onlar da yeryüzüne inip sokak ağızlarında, yol başlarında dururlar. İnsan ve cinden başka bütün yaratıkların işitecekleri bir sesle şöyle seslenirler:” ‘- Ey Muhammed ümmeti! Azı kabul edip büyük karşılıklar ihsan eden ve büyük günahları bağışlayan Yüce Allah’ü Teâlâ’ya çıkınız!' derler. Onlar da cami ve mescitlere çıkarlar. Namazlarını kılıp dualarını ettikle

Nasuh Tövbe Nedir?

                                                                     Nasuh Tövbe Nedir?   Kaynaklarımızda içten yapılan tövbenin Allah’ü Teâlâ tarafından kabul edileceği söylenir. Allah’ü Teâlâ: “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim Sûresi, 8)             Buyurarak, yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayeti Kerime’de geçen nasuh tövbe ise şu şekildedir: Allah’ü Teâlâ’ya karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’ü Teâlâ’ya sığınmak ve pişman olmak. Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak. Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair kesin bir karar içerisinde olmak. Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek. Bir rivayette de “Nasuh Tövbe” şöyle tarif edilmiştir: 1- Günahlara pişmanlık. 2- Farz ibadetleri yapmak. 3- Zulüm ve düşmanlık yapmamak. 4- Kırgın ve kü

Hocam! Ölüm Nedir? Anlatır mısın?

  Hocam! Ölüm Nedir? Anlatır mısın?   Bir Gün Öğrencileri; Îmâm-ı Gazâlî Rahmetullahi Aleyh Hazretlerine: “- Hocam! Ölüm Nedir? Bize Özel Olarak Anlatır mısın?” Demişler. Velâyet nûru ile ölümünün çok yakın olduğunu anlayan Îmâm-I Gazâlî Rahmetullahi Aleyh Hazretleri: “- Men lem yezuk, lem ya’rif… (Yani; tatmayan bilmez ki!) Önce kendim tadayım, sonra size anlatırım…” Demiş. Öğrencileri de: “- Aman Hocam! Öldükten sonra sizinle nasıl bağlantı kurarız?” Dediklerinde gülümseyerek yalnızca, “İnşaallah!” diye cevap vermiş. Gerçekten aradan çok zaman geçmeden Îmâm-I Gazâlî Rahmetullahi Aleyh hazretleri ölümü tatmış ve öldüğü gece öğrencilerinin rüyalarına gelerek: “- Allah’ü Teâlâ dostları sözünü tutar… İşte, bugün ölümü tattım ve sözümü tutmak için rüyanıza geldim…” Demiş ve şöyle devam buyurmuş: “- Abdestimi tazeleyip sabah namazını kıldıktan sonra, yalnızca odama çekildim ve ölüm meleğini beklemeye başladım. “Lâ ilâhe illallah” diye zikrederken, bir ânda odam

Hatmi Tehlil Nedir?

Cevap: Hatmi tehlil, 70.000 Kelîme-i tevhîd, yâni “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” sözünü okumaktır. Bir kimse bu mübârek sözü tekrar tekrar söyleyince, Allahü teâlâdan başkasını yok bilmekte, her şeyden yüz çevirip, hak olan bir mâbûda dönmektedir. Tevhîd kelimesini çok okumanın sevâbı birçok hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir. Îmân ile ölenlere hatm-i tehlîl yapmak ve sevâbını rûhlarına hediye etmek çok faydalıdır. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bir kimse kendisi için veya başkası için yetmiş bin aded kelime-i tevhîd okursa, günâhları affolur.”, “Lâ ilâhe illallah diyen kimse Cennet’e girer.” İmam Rabbani hazretleri Perkene şehri kadılarına baş sağlığı için yazdığı 104. mektubunda buyuruyor ki; “Merhum hazretin ölümü acısı, her ne kadar pek şiddetli ve çok çetin ise de, fakat kul için, sâhibinin işinden râzı olmaktan başka çare yoktur. İnsan, bu dünyada kalmak için yaratılmadı. Dünyada iş yapmak, çalışmak için yaratıldık. Çalışmalıyız! Çalışıp da, kazanıp da ölen bir k

Saygı Nedir?

  80 yaşında bir adam, 5 yaşındaki bir çocuk içeri girince ayağa kalkmış… Etrafındakiler; Aman Efendim! Ne yapıyorsunuz, çocuk o?" demişler… Yaşlı adam; "Çocuk saygıyı bizden öğrenmeyecekse kimden öğrenecek?" Diye cevap vermiş. Saygı budur; Çocuğunuzun saygıyı öğrenmesini istiyorsanız: "Saygılı ol!" Demek yerine “Saygı gösterin!”

İslâm Dünyası'nın Hali Nedir? Neden Birbirleriyle Kavga Ediyorlar?

  İslâm Dünyası'nın Hali Nedir? Neden Birbirleriyle Kavga Ediyorlar?   Hasan Kayhan, Suriye'li Tefsir Hocası Dr. Muhammed Rıdvan'a şu suali sormuş; “-   İslâm dünyası'nın hali nedir? Neden birbirleriyle kavga ediyorlar? Gelen cevab şu; “-   Köylünün biri trende seyahat ediyor. Ve elinde ağzı bağlı   bir çuval var. Çuvalı yere koymuş fakat iki de bir çuvalı sallıyor. Bu durum, karşısında oturan adamın dikkatini çekiyor ve soruyor köylüye:” “-   Hayırdır bu çuvalda ne var?” “-   İki tane fare var.” “-   Ne yapacaksın onları?” “-   Bir dostuma lâzımmış, ona götürüyorum.” “-   Peki niye ara sıra çuvalı sallıyorsun? bırak yerde dursun.” Köylü, şu ibretlik cevabı veriyor ; “-   Eğer ben onları rahat bırakırsam; düşünüp bu çuvaldan çıkmanın yollarını ararlar. Çuvalı kemirip dışarı çıkarlar. Oysa ben çuvalı salladıkça birbirleri ile yer kapmak için kavga ediyorlar. Bir müddet sonra sakinleşince, köşelerine çekilip düşünmeye başlıyorlar. İşte o zaman bi

Şükür Nedir?

  Şükür Nedir?   İslam âlimleri şükrü şöyle tarif etmişlerdir: Şükür, her nimetin Allah’ü Teâlâ’dan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allah’ü Teâlâ’nın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır. Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, günahlardan kaçınmaktır. İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur. Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir. Bu amel, kalb, dil ve diğer azâlarla olur. Kalb ile iyiliğe niyet eder. Dil ile hamd eder, şükrünü açıklar. Uzuvlarla şükür ise, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Mesela gözün şükrü, Müslümanların, arkadaşların kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmaktır. Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri Onun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allah’ü Teâlâ’ bir kula birbirini takip eden çeşi

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?   Babası öldükten sonra: “- Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz…” bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzurevine yatıran oğlu çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu. Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlâtlarıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzurevinden bir telefon aldı. Telefondaki ses: “- Annen çok hasta her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup: “- Anne senin için ne yapabilirim? Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur bir sesle: Artık çok geç! Ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!” dedi ve devam etti. “- Çoğu akşam yemek yeti

Ömür Dediğin Nedir ki Gülüm?

  Ömür Dediğin Nedir ki Gülüm?   Kundakla kefen arasında geçen zaman Gelirken ana karnından çıkarsın, Şaplatırlar silleyi ağlarsın tepe üstü Toplanırlar etrafında sevinir herkes Arkasından emeklersin, yürürsün Sonra bin bir eziyet çile çekersin Sanırsın ki yaşadım hayatı   Gün gelir Azrail çöker yakana, alır canını Sarıp sarmalarlar üçbeş metrelik beze Ağlaşırlar, ağıt yakarlar etrafında Koyarlar bir metrelik toprağa   Geldiğinde ağlamışsın, gittiğinde ağlatmışsın İşte ömür dediğin budur gülüm   İki beyaz arasına sıkışıp geçen bir zaman Gelirken beyazlar içindesin kundaklamışlar Giderken de beyazlar içindesin kefenlemişler   Dinçer Demirel

Hayat Nedir?

  Hayat Nedir?   Bir gün bir çocuk dedesine sormuş; “- Dedeciğim hayat nedir?" diye. Dedesi “- Ezanla namaz arasıdır!" cevabını verince, çocuk büyük bir şaşkınlıkla sormuş “- Ömür bu kadar kısa mı?” Diye. Dede tatlı bir tebessümle cevap vermiş; “- Ne zannettin ya... Evet, o kadar kısa! Ama, bu ezanla bu namaz nedir bilir misin?" Çocuk düşünceli düşünceli bilmediğini söyleyince dede: “- O namaz, ezansız namaz; o ezan ise, namazsız ezandır!" cevabını vermiş. Çocuk; “- Onlar da nedir dedeciğim?" dediğinde: Başını okşayıp: “-   Hani geçen gece Talib Amca’nın yeni doğan bebeğinin kulağına isim takmak için ezan okumuştuk ya... “NAMAZSIZ EZAN” değil miydi o ezan?" dedi. Bunun üzerine çocuk: “- Ya ezansız namaz nedir dedeciğim?" diye sordu. Dede torununun yüzüne uzun süre baktıktan sonra şu cevabı verdi: “- Bir gün deden öldüğünde onu da öğrenirsin. O   da cenaze namazıdır. Çünkü cenaze namazı için Ezan-ı Muhammediye

Ey Dîde Nedir Uyku Gel Uyan Gecelerde...

Ey Dîde Nedir Uyku Gel Uyan Gecelerde...   Ey dîde nedir uyku gel uyan gecelerde... Kevkeblerin et seyrini seyrân gecelerde...   (Uykuyu bırak, geceleri uyanık ol da Hakk'ı zikreyle. Gökyüzündeki yıldızların ihtişâmında Hakk'ın âyetlerini seyreyle.)   Bak hey'et-i âlemde bu hikmetleri seyret Bul sâni'ini ol ana hayrân gecelerde...   (Kâinât kitâbını oku da hikmetlerini tefekkür eyle ki onları yaradan Allah'ü Teâlâ'nın kudretini anla.)   Çün gündüz olursun nice ağyâr ile gâfil Koy gafleti dildârdan utan gecelerde...   (Gündüz insanlarla haşır neşir olur, Allah'ü Teâlâ’yı unutursun. Hiç değilse geceleri uykuyu terk eyle de Allah'ü Teâlâ’yı hatırla.)   Gafletle uyumak ne revâ 'abd-i hakîre Şefkatle nidâ eyleye Rahmân gecelerde...   (Rahmân'ın lutfuna muhtâc olan hakîr bir kula uyumak yaraşmaz, geceleri uyuma ki Hakk'ın rahmetinden ve sonsuz lutfundan bol bol nasîb alasın.)   Cümle geceyi uyuma Kayyûm&#