Kayıtlar

şan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Vatan Benim, Ben Vatan!

Vatan Benim, Ben Vatan! Dinle iblis uşağı; ateş öyle yakılmaz, Fırat’ıma, Dicle’me kem göz ile bakılmaz! Kılıcı Alpaslan’ın kından çıksa sokulmaz! Ne gözüm kaçırırım, ne gözün kaçsın benden; Böldürtmem vatanımı çıkmadıkça can tenden… Daha nice badire, nice engel aşmışız, Malazgirt’te şahlanıp, Kosova’da coşmuşuz! Sen zehrini kusarken cehl ile savaşmışız, Işığımız İslam’dır; geçmez gönül sevenden! Böldürtmem vatanımı çıkmadıkça can tenden… Geçmişim şanla dolu alnım açık yüzüm ak, Terazim adalettir, bende namustur toprak, Bir senin kirli yüzen, bir de tarihime bak! Korkmaz asil milletim; ne kininden ne senden, Böldürtmem vatanımı çıkmadıkça can tenden… Türküm, Kürdüm, Laz, Boşnak ben vatanım arkadaş, Ege’de Zeybeğim ya Erzurum’da can dadaş! Diyarbakır’da halay Horon’da çekerim baş,   İki elbise çıkmaz tek yürek bu bedenden, Böldürtmem vatanımı çıkmadıkça can tenden… Doğu güneşim benim, ova bayır aşarım, Çukurova’da doğar, Marmara’da

Gün Doğmadan Neler Doğar

Zalim Bir Kral, bir gün; avdan dönüyormuş. Şehrin girişinde güzel bir ev görmüş. Evin bahçesi çok hoşuna gitmiş. Bahçeye bakarken bahçede güzel mi güzel bir kadın gezinmiyor mu? Kadına dikkatlice bakmış, genç kadının endamına, güzelliğine hayran kalmış. Kral saraya döner dönmez baş veziri huzuruna çağırmış ve şöyle demiş: -Ben bu memleketin kralıyım,  benden başka büyük yok, mal benim, makam benim, şan benim, şeref benim. Bugün şehrin girişinde güzel bir bahçe bahçede de güzel bir kadın gördüm. Kadına âşık oldum. Ne yapıp yapıp buna bir çare bulun, tez elden bu güzel kadını bana getireceksiniz! Bu güzel kadın benim olmalı! Haydi, çabuk olun, bir şeyler yapın!” Diye emirler vermiş… Baş vezir “hay hay efendim, hemen hallederiz” deyip gitmiş. Kadını araştırmış. Bir marangozun karısını olduğunu öğrenen baş vezir sinsi bir plan kurup marangozun yanına gelmiş. -Kralımızın emri var, yarın sabaha kadar 100 tane ceviz sandık yapacaksın, yoksa seni zindana atarız, belki de asarız!&quo

Kul namaza duracağı zaman;

Kul namaza duracağı zaman; Allah (Celle Celâlühü) meleklere buyurur; kulumun üstünden günah ağırlıklarını alın ki namazı rahat kılsın.'' Melekler emri yerine getirir, kul namazı bitirir ve melekler Allah'a sorar. ‘‘Günahlarını yükleyelim mi?’’ Mevla şöyle buyurur; Alınan günahı geri yüklemek benim şanıma yakışmaz. Hz. Selman anlatıyor: Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “Mümin kul namaz kılmaya kalktığı zaman, günahları başının üzerine konulur. Sonra (Namaz esnasında), ağacın dallarının sağa-sola dağıldığı gibi günahları dağılıp gider.” (bk.Taberani, el-kebir, 6/236) Rabbim namazı hakkıyla kılanlardan eylesin...  Âmin!

MEHMETÇİK

MEHMETÇİK Hatırlarsın; demir dağları yardın, İki aileden, devletler kurdun. Ülkeler fethettin, düşmanı vurdun, Tarihimize şan, verdin Mehmetçik!... Üç büyük kıtanın, hâkimi oldun. Mazlumu güldürdün, zalimi kovdun. Karanlık cihanı, ışığa boğdun. Gönüllere selâm, saldın Mehmetçik!... Merhamet dağıttın, gözün yaş doldu. Kahraman vuruşun, kutsal iş oldu. Düşmana yenilmen, hayal düş oldu. “Türk gibi, kuvvetli”, oldun Mehmetçik!... Dört cepheden barbar, saldırmış idi. Ateş kusan kâfir, kudurmuş idi. Bizi haritadan kaldırmış idi. Hepsini yerlere serdin Mehmetçik!... Dünya ateş olsa, seni yakamaz. Hakkın yardımıyla, kimse yıkamaz. Bileğini hiçbir, düşman bükemez. Kükremiş bir aslan oldun Mehmetçik!... Eski düşman, uyanmış da kükrüyor. Yaptığı vahşete, vahşet ekliyor. “Esir eller” hasret, seni bekliyor. Yeter dinlendiğin, şahlan MEHMETÇİK!...                                                         Yaşar AKKAŞ “Bu eserlerin izin