Kayıtlar

Celle Celâlüh etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

“Hay” (Celle Celâlüh) Esmasının Anlamı

“Hay” (Celle Celâlüh) Esmasının Anlamı Hay: Her zaman diri Cenab-ı Hak buyuruyor: “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan.” (1) “Bütün yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştü.” (2) “O daima diridir.” (3) “Hay ve Kayyûm olan Allah’tan başka ilâh yoktur.” (4) Allah’ın “hayatı”, tam kâmil bir hayattır. O, ölümsüzdür. Hayat için başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Allah başlangıcı ve nihayeti olmayan ebedi ve ezeli hayat sahibidir. Mahdut sınırların mahkûmu, başlangıç ve sonuçların çerçevelediği ve zaman kavramından tamamen uzaktır. Allah’ın hayatı bambaşka bir hayat şeklidir. Cenab-ı Allah’ın hayat sıfatı, insanların hayat sıfatıyla alışa geldikleri özelliklerin hepsinden uzak olduğu gibi mutlaktır da. Allah Teâlâ’nın hayatı en mükemmel ve en eksiksiz bir hayat olduğuna göre; O, bu özelliğin zıddı olan bütün eksik ve kusurlu sıfatlardan uzaktır. İnsan acizdir ve çok az şeye güç yetirebilir. Dünyaya geldiği andan itibaren hay

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse “Dikkat et ey Ebu Hüreyre! Sana bazı kelimeler öğretiyorum. Bir kimseye Allah hayır murad ederse ona bu kelimeleri öğretir. Sonra da ebedi olarak unutturmaz. De ki: اللَّهُمَّ ‍ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّ فِي رِضَاكَ ضَعْفِي، وَخُذْ إِلَى الْخَيْرِ بِنَاصِيَتِي، وَاجْعَلِ الْإِسْلَامَ مُنْتَهَى رِضَايا. اللَّهُمَّ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّنِي، وَإِنِّي ذَلِيلٌ فَأَعِزَّنِي، وَإِنِّي فَقِيرٌ فَارْزُقْنِي Okunuşu: Allâhümme innî daîfun fe kavvi fî rıdâke da’fî ve huz ile’l-hayrî binâsiyetî vec’ali’l-İslâme müntehâ rıdâye. Allâhümme innî daîfün fekavvinî ve innî zelîlün feeizzenî ve innî fakîrün ferzuknî.” Anlamı: Allah’ım, hiç şüphe yok ki ben zayıfım. Benim zaafımı rızan hususunda güçlendir. Benim alnımdan tut, hayra ulaştır. İslam’ı hoşnutluğunun sonu kıl. Allah’ım, ben çok zayıfım. Beni güçlendir. Ben zelilim, bana izzet ver. Şüphesiz ben fakirim. Bana rızık ihsan eyle. (Râmûzu’l-Ehâdis, 2011)

Allah Celle Celâlüh Korkusu

Allah  Celle Celâlüh  Korkusu “Hikmetin başı Allah korkusudur!”  denilmiştir. İnsana en fazla lâzım olan duygu budur. Allah korkusunu idrâk etmemiş bir insana hiçbir şey kâr etmez. Bu sebeple ecdâdımız  “Kork Allah’tan korkmayandan!”  demişlerdir. Allah Teâlâ’nın bize örnek almamızı ve yolunu tâkip etmemizi emrettiği Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz ve ashâbının Allah korkusu nasıldı? İşte buna dâir birkaç misal: İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhümâ- şöyle buyurur: Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bir sahâbînin: “Hiç şüphesiz bizim nezdimizde  (onlar için hazırlanmış)  boyunduruklar ve yakıcı bir ateş vardır”  (el-Müzzemmil, 12) âyetini okuduğunu işitince, düşüp bayıldı. (Beyhakî,  Şuab,  I, 522/917; Ali el-Müttakî, VII, 206/18644) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Ben sizin görmediğinizi görürüm ve sizin işitmediğinizi işitirim. Semâ çatırdamaktadır. Onun çatırdaması da hakkıdır. Zira dört parmaklık bir boşl

Cenab-ı Allah Celle Celâlüh ve İnsanoğlu

Cenab-ı Allah Celle Celâlüh ve İnsanoğlu Ebû Hureyre radıyallahu anh Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın şöyle buyurduğunu anlatıyor: Allah’ü Teâlâ kıyamet gününde şöyle buyuracaktır: - Ey insanoğlu! Ben hasta olmuştum da sen ziyaretime gelmemiştin. İnsanoğlu: - Ey Rabbim! Ben senin ziyaretine nasıl gelirdim ki, Sen âlemlerin Rabbisin, diyecektir. Allah’ü Teâlâ: - Bilmiyor muydun ki, o hasta kulumun ziyaretine gitseydin benim rızâmı ve ecrimi o hasta kulumun yanında bulacaktın, buyuracaktır. Yine Allah’ü Teâlâ: - Ey insanoğlu! Bana yedirmeni istemiştim de, sen bana bir şey yedirmemiştin ki, sen âlemlerin Rabbisin, diye cevap verecektir. Allah’ü Teâlâ: - Bilmiyor muydun ki, filan kuluna kendisine bir şey yedirmeni istemişti de", sen ona yiyecek bir şey vermemiştin. Eğer ona yiyecek bir şey vermiş olsaydın, bunun ecrini bende bulacaktın, buyuracaktır. Yine Allah’ü Teâlâ: - Ey insanoğlu! Senden su istemiştim de sen bana su vermemiştin, buyuracaktır, insanoğl

Her şey O’nun (Celle Celâlüh) Elinde

Her şey O’nun (Celle Celâlüh) Elinde Büyük ariflerden Şeyhu’l-İslam Ahmed Cami Hz.lerinin huzuruna bir Türkmen beyi geldi. Yanında ailesi de vardı. Kadının elinde son derece güzel yüzlü bir çocuk bulunuyordu. Çocuğun iki gözü de kördü. Anne-baba büyük bir ızıdırap içindeydiler. Üzüntü ile Ahmed Cami Hz.lerine yaklaştılar ve: “Efendim! Bu bizim tek oğlumuz; her şeyi güzel, fakat iki gözü görmüyor. Dünyayı gezdik, pek çok doktora gittik, bir çare bulamadık. Dua edecek birçok veliye ve ulu kişiye gittik, fakat sonuç alamadık. Bizim malımız çoktur; bu yolda hepsini feda etmeye hazırız. Sizin dualarınızın Allah katında kabul edildiğini işittik; kapınıza geldik. Lütfen şu oğlumuza bir nazar ve dua edeniz de gözleri açılsın; bütün malımızı size hediye edelim. Eğer siz de himmet etmezseniz, biz kendimizi yerden yere vurup helak olacağız. Bizi boş çevirmeyin!” diye yalvarmaya başladılar. Ardından yüksek sesle ağlamaya başladılar. Ulu veli böyle bir istek karşında irkildi. Çünkü kendis