Kayıtlar

Temmuz 19, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Takvaya Ulaştıracak İlimler

Takvaya Ulaştıracak İlimler İlmin zâhir ve bâtında kemâlinin alâmeti, o ilmin faydalı olmasıdır. İlmin faydası ise, sahibinin haşyet ve takvâsını artırmasıdır. Yani kulun istikametidir. Dînimizin emirleri iki maddede hulâsa edilir: Tâzim li-emrillâh: Allâh’ın emirlerini huşû ile, kalp ve beden âhengi içinde, tâzim ile tatbik edebilmek. Şefkat alâ halkillâh: Allâh’ın mahlûkātına şefkat sergilemek. Cenâb-ı Hakk’ın rahmet sıfatından nasîb alabilmek. Bu kemâle erişebilmek için de, iki türlü ilim gerekir: Birincisi zâhirî ilimdir ki hocalardan, kitaplardan tahsil edilen ilimdir. İkincisi ise bâtınî ilimdir. Yani iç âlemimizde tahsil edeceğimiz bir ilimdir. Takvâdır ve neticesi ise irfandır. Bir mü’min bunu, kitaptan ve hocadan elde edemez. Ancak kalbini inkişâf ettirerek bu seviyeye nâil olabilir. Bu inkişâf da ihlâs ve takvâ neticesinde meydana gelir. Âyet-i kerîmede buyurulduğu gibi: وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُۜ “…Allah’tan ittikā edin (takvâ sah

İslâm’ın Özü Nedir?

İslâm’ın Özü Nedir? Edep, Hak yolcusunun en kıymetli azığıdır. İnsan hem dindar hem de kaba, geçimsiz ve nezâketsiz olamaz. Unutmamak gerekir ki şeytan, huzûr-i ilâhîden ilim veya amel noksanlığı sebebiyle değil, edepsizliği yüzünden kovuldu. Bu yüzden şeytanı mahveden en güzel fazîlet, edeptir. Mânevî terbiyenin gâyesi; kişiye dâimâ ilâhî kameraların takibi altında olduğu idrak ve şuurunu kazandırmaktır ki, bu sâyede nezâket, zarâfet, edep ve hayâ gibi yüksek hasletler, onun tabiat-ı asliyesi hâline gelebilsin. Edep, insanı diğer mahlûkattan farklı kılan bir husûsiyettir. İnsan; edep, nezâket, zarâfet ve takvâsı ile Hak katında kıymet kazanır. Bu sebepledir ki Hak dostlarının güzel vasıfları arasında edep ve nezâket fazîletinin müstesnâ bir yeri vardır. Nitekim nice mâneviyat büyükleri de tasavvufu, “güzel ahlâk ve edepten ibâret” görmüşlerdir. Emir Külâl Hazretleri’nin mânevî terbiyesi altında kâmil bir edep ve nezâketle yetişen Şâh-ı Nakşibend -kuddise sirruh-

İnsanın Üç Temel İhtiyacı

İnsanın Üç Temel İhtiyacı Osman Nuri Topbaş Soru: Efendim; “Dünya hayatında insanın istikbâline tesir edecek en mühim müessirler nelerdir?” Cevap: İnsan, bu dünyaya üç temel ihtiyaçla gelir. Bunlar gıdâ, ilim ve terbiye ihtiyacıdır. Birinci ihtiyaç; gıdâ: İnsan, varlık âlemine adım attığı andan itibaren gıdâya muhtaçtır. Doğumundan evvel kordon vasıtasıyla annenin gıdâsıyla beslenir. Doğduktan sonra bir müddet anne sütüyle gıdâlanır. Daha sonra da her biri Cenâb-ı Hakk’ın birerlûtfu ve ihsanı olan çeşit çeşit gıdalarla, nimetlerle hayatiyetini devam ettirir. Ancak unutmamalıdır ki; Bu beslenme ihtiyacı karşılanırken gıdaların helâl olması, insanın mânevî istikameti için çok mühim bir vesiledir. Çünkü helâl   olmayan, haram ve şüpheli şeylerle beslenen kişide ibadet şevki ve kulluk aşkı olmaz. Gönül hantallaşıp duygusuzlaşır. Temâyüller nefsânî arzulara göre şekillenir. Böylece İslâm ahlâkı ve yüce fazîletler âdeta unutulur. Yani, kulun mânevî inkişâfın