Ağlayan Göz
Ağlayan Göz Kızını çok seven ve üzerine titreyen bir adam vardı. O, Hasan-ı Basri Hazretleri’ne geldi ve kızı hakkında şikâyette bulundu. Kızı bütünüyle içe kapanmıştı. Evde sürekli Kur'an okur ve ağlardı ve sonra Kur'andan kalkınca namaz kılardı ve yine ağlardı. Ve namazdan kalkınca yaşlı gözleriyle hemen zikre başlardı. Zikir bitince yine ağlar ve sonra oturur gözlerini yumar ve Rabbi hakkında tefekkür ederdi. Tefekkürde daha fazla ağlardı. Ve tefekkür bitince gözlerini silmeden bir sonraki namaz vakti girmiş olurdu ve o derhal namaza dururdu. Namazda da hep ağlardı. Ve sonra yine Kur'an okurdu. Ve o boş vakitlerin hepsinde Kur'an okurdu. O kendisine hiç merhamet etmemişti. Ve o gözlerine hiç acımamıştı. Adam kızının durumunu Hasan-ı Basri Hazretleri’ne bildirdi ve “Yalvarırım bir şey yapın!” dedi. “Nerdeyse kör olmak üzere olan kızıma söz geçiremiyorum! Evimizi onurlandırıp kızımı ikna ediniz lütfen! Kızım size gönül dolusu bağlılık duyar ve eminim ki siz...