Kayıtlar

huzur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Derler

  Hanımsız ev, Susuz kuyu gibidir… Huzursuz ev Dikenli tarla gibidir...   İtaatsiz evlât Eğitimsiz at gibidir… İbadetsiz hayat Ot bitmeyen çöl gibidir...   Şükürsüz nimet, Kabul görmeyen dua gibidir... İnançsız insan, Rotasız gemi gibidir...   Dürüst olmayan insan, Atıl peçete gibidir... İlmi ile amel etmeyen âlim, Makyajlı bayan gibidir...   Âşık DEHA der ki; Her şeyin başı insan. İnsana elzemdir iman. Allah'tan korkmayan insan! Sanki bir vahşi hayvan…   Âşık DEHA (Deham İÇTEN)

Huzur Evine Anne ve Babalarını Kapatanlar

Resim
Huzur Evine Anne ve Babalarını Kapatanlar   Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzur evine yatıran oğlu; çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu.             Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlatlârıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzur evinden bir telefon aldı. Telefondaki ses: "- Annen çok hasta, her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup: "- Anne senin için ne yapabilirim; senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur bir sesle: "- Artık çok geç ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!" ...

Rabbimin Huzuruna Nasıl Çıkacağım?

Rabbimin Huzuruna Nasıl Çıkacağım?   Amr bin Kays Rahmetullahi Aleyh hazretlerinin devamlı olarak ağladığını gören dostlarından biri sordu ki: “- Niçin ağlıyorsun?” Cevabında: “- Bu kadar günahla Rabbimin huzuruna nasıl çıkacağım, ona ağlıyorum!" buyurdu. İlim ehlinden ve Allah adamlarından bir kimse gelince, önünde diz çökerdi. Ve kendisine: “- Allah’ın sana bildirdiklerinden bana da öğret!" diye yalvarırdı. Bir gün bu zata: “- Cennete gitmenin yolu nedir efendim?” diye sordular. Cevaben; “- Rasûlullah’a uymaktır!” buyurdu. Sordular ki: “- İmanın esası nedir?” Cevaben; “- Rasûlullah’ı sevmektir. Şaşıyorum şu insanlara ki, olur olmaz kişilere muhabbet besliyorlar da Peygamber Efendimizi sevmeyi o kadar benimsemiyorlar!” buyurdu. Bir gün de: “- Kardeşlerim! İki şey olmasaydı, bu dünyada yaşamaya değmezdi!" buyurdu. Sordular ki: “- Onlar nedir?” Cevabında; “- Biri; seher vakitlerinde tövbe istiğfar etmek, öbürü, Allah dostlarıyla b...

Huzur Evleri Açmayın…

Resim
Öyle okullar açın ki; Anaya babaya ataya saygı gösteren; anne ve babanın değerini bilen çocuklar yetişsin. Ana babanın değerini bil! Bir gün toprağını öpersin! Ama iş işten geçmiş olur… Ya Rabbi! Gözbebeği evlâtlarımızı imanla, Kur’an-ı Kerim’le; Allah’ü Teâlâ ve Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâm’a sevdalı, ana-babalarına vatan ve milletine saygılı ve hizmet duygusuyla dolu   evlâtlar yetiştirmeyi; nasip eyle!

Huzur

Bir gün bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan etti. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katıldı. Günlerce çalıştılar, birbirinden güzel resimler yaptılar. Sonunda, eserlerini saraya teslim ettiler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlandı. Ama birinciyi seçmek için karar vermesi gerekiyordu.             Resimlerden birisinde, sükûnetli   bir göl vardı. Göl bir ayna gibi etrafına yükselen dağların huzurlu görüntüsünü yansıtıyordu. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Resme kim baktıysa, onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu. Diğer resimde de dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli gökyüzünden yağmur boşalıyor ve şimşek çakıyordu. Kısacası, resim hiç de huzur dolu görünmüyordu. Fakat, kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklarda bir çatlaktan çıkan bir çalılık gördü. Çalılığın üzerinde ise anne kuşun ördüğü bir kuş y...

Mürşidin Huzurundaki Edepler

Mürşidin Huzurundaki Edepler Herkesin terbiye seviyesi edebiyle anlaşılır. Özellikle kalbi Allah’ü Teâlâ’nın nazar yeri ve “Manevi Kâbe” hükmünde olan kâmil mürşidi ziyaret anında edebe çok dikkat etmelidir. Bu şerefli makamda ve yüksek huzurda gerekli edebleri iyi bilmeliyiz. Bunları kısaca açıklıyoruz: ·           Abdestli Olmak ve Temiz Giyinmek ·           Kâmil insanı ziyaret ederken, taşıdıklar ilahi şerefe hürmeten abdest almak gereklidir. Mümkünse gusül abdesti almalıdır. ·           Bir mürşidin eli zaruret anında abdestsiz olarak öpülebilir, Yoksa abdest için imkân ve zaman varken lakayt bir şekilde mürşidin elini öpüp geçmek edebe uygun değildir. İhmale dayanan bütün davranışlar müridi ve talebeyi zarara sokar. Edebi hafife almak kalbi dağıtır, faydayı azaltır, feyzi keser. Hâlbuki muhabbet gevşeklik değil, edep ister. Edep zillet...