Kayıtlar

âşık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ey Talip Olan Âşık

  Ey Talip Olan Âşık   Ey tâlip olan âşık seyretmeye cihânı, Dikkâtle temâşâ kıl her gördüğün insanı…   Mahbûb temâşâsın men’eyler imiş münkir, Kör gözlerinin yoktur nûn göremez onu…   Âyîne-i insanî bil sûret-i Rahman’dır, Bu âyîneye gel bak gör anda sultanı…   Ben hâtem-i lâ’lünden bir zerre haber duysam, Bir habbeye almazdım sad mülk-i Süleymân’ı…   Sûrette görünmez can ger derse münâfıklar, Sen câna nazar kılsın görmek dileyen onu…   Sen nîr-ı dilârâdan göz yumsa n’ola zâhit, Huffâş gözü görmez hurşîd-i dırahşânı…   Esrâr sözün Ahmed keşf eyleme nâdâna, Hayvana mahal görme ser-çeşme-i hayvânı…   Şarban Ahmet Rahmetullahi Aleyh

Ben Ona Âşık Oldum!

Ben Ona Âşık Oldum!   Musa Aleyhisselâm zamanında hiç kimsenin sevmediği, günahkâr bir kimse vardı. Bu kimse öldü. Bu adam da adam mı diye çöplüğe attılar... Allâh’ü Teâlâ Musa Aleyhisselâma emretti, benim falanca çöplükte bir kulum var, onu oradan çıkar, temizle, namazını kıl ve defin et... Musa Aleyhisselâm adamı çöplükten çıkardı, güzelce yıkadı, kefenledi, namazını kıldı. Bu arada ahali şaşırdı, Allâh’ü Teâlâ’nın Peygamberi, bunların çöpe attığı adamı, temizliyor, kefenliyor, namazını kılıyor... Definden sonra Musa Aleyhisselâm adamın evine geldi. “- Ey hatun bu adam ne yaptı, hangi hayırlı ameli yaptı?” Kadın Dedi ki: “- Ey Allâh’ü Teâlâ'nın peygamberi, bu hiç kimsenin sevmediği, herkesin kendinden kaçtığı birisi, bunun iyi bir ameli yoktu...” “- İyi düşün, bunun hayırlı bir ameli, iyi bir işi var.” Kadın yine: “- Hiç bir iyiliği yoktu, hep günah işlerdi!” dedi. Üçüncü defa sordu: “- Bunun mutlaka bir şeyi var ki, Allâh’ü Teâlâ bana bunu defnetmemi

Âşık ve Aşk…

  Âşık ve Aşk…   Âşık, aşk için şöyle der; “Aşk atına binen kişi, hiç yorulup usanır mı?” İşte bu at vücuttur. Aşk ta Allah’ü Teâlâ’ya olan düşkünlüktür. Kul, Allah’ü Teâlâ’ya âşık olduğu için Allah’ü Teâlâ’nın zikir meclisini arar. ’Allah’ü Teâlâ ı sevenleri arar. Allah’ü Teâlâ’yı konuşanları arar. Allah’ü Teâlâ’ya muhabbet eden insanları arar. Allah’ü Teâlâ’ya gidebilmek için, gece gündüz uğraşır. Oturduğu yerde birisi gelip de: “- Adın ne?” dese; “- Allah’ü Teâlâ!” der. Birisi tokat vursa; “- Allah’ü Teâlâ!” der. İşte âşık insan budur.   Kaynak: http://www.abdullahbaba.com

Canım Kurban Olsun

  Canım Kurban Olsun   Canım kurban olsun senin yoluna, Adı güzel kendi güzel Muhammed... Şefaat eyle bu kemter kuluna Adı güzel kendi güzel Muhammed...   Mü'min olanların çoktur cefası Ahirette olur zevk u sefası On sekiz bin âlemin Mustafa'sı Adı güzel kendi güzel Muhammed...   Yedi gökleri seyran eyleyen Kürsi'nin üstünde cevlan eyleyen Mi'racda ümmetini dileyen Adı güzel kendi güzel Muhammed...   Dört caryâr onun gökçek yâridir Anı seven günahlardan beridir On sekiz bin âlemin sultanıdır Adı güzel kendi güzel Muhammed...   Âşık Yunus nider dünyayı sensiz Sen hak Peygambersin şeksiz şüphesiz Sana uymayanlar gider imansız Adı güzel kendi güzel Muhammed... (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Yunus Emre Kuddise Sirrûh Kenter: Değersiz Cevlan: Dolaşma Şek: Şüphe Şefaat: Bağışlanmasını dileme

Âşığın Halleri

  دل گفت : وصالش بدعا باز توان یافت عمریست که عمرم همه در کار دعا رفت Gönül dedi: Kavuşmayı dua ile tekrar bulursun   Bir ömürdür ömrüm sadece dua ile geçti!   گر در سرت هوای وصال است حافظا بايد که خاک درگه اهل هنر شوی Ey Hâfız! Eğer başında (Allah’a ) kavuşma isteği, arzusu varsa Marifet ehlinin (Allah dostlarının) dergâhının toprağı olmalısın.   دانی که چیست دولت؟ دیدار یار دیدن در کوی او گدایی بر خسروی گزیدن Mutluluk nedir bilir misin? Sevgilinin yüzünü görmek Padişahlığı, onun sokağında dilencilik yapmaya tercih etmektir.   صبحدم مرغ چمن با گل نوخاسته گفت ناز کم کن که در این باغ بسی چون تو شکفت گل بخندید که از راست نرنجیم ولی هیچ عاشق سخن سخت به معشوق نگفت Sabahleyin, bülbül yeni açılmış gül goncasına: ” Çok nazlanma. Zira bu bağda senin gibi nice güller açtı. ” dedi. Gül gülerek : ” Doğru sözden incinmeyiz lakin, hiç bir âşık da maşukuna böyle ağır söz söylememiştir! ” diye cevap verdi.   غرور حسنت اجازت مگر نداد ای گل که پرسشی نکنی عن

Beni Hor Görme Gardaşım

Beni Hor Görme Gardaşım   Beni hor görme gardaşım, Sen altınsın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz, Sen gümüşsün ben sac mıyım?   Ne var ise sende bende, Aynı varlık her bedende, Yarın mezara girende, Sen toksun da ben aç mıyım?   Kimi molla kimi derviş, Allah bize neler vermiş, Kimi arı çiçek dermiş, Sen balsın da ben çeç miyim?   Topraktandır cümle beden, Nefsini öldür ölmeden, Böyle emretmiş yaradan, Sen kalemsin ben uç muyum?   Tabiata Veysel âşık, Topraktan olduk kardaşık, Aynı yolcuyuz yoldaşık, Sen yolcusun ben baç mıyım?   Âşık Veysel  

Âşık oldum ben Allah’ın adına

Âşık oldum ben Allah’ın adına Âşık oldum ben Allah’ın adına Doyamadım lezzetine tadına Yeni girdim erenler arasına Bana Allah gerek! Cihan kar etmez... Benim gönlüm zikir ister, eğlenmez. Derviş oldum gezdim dağ ile taşı Irmak oldu aktı gözümün yaşı Terk eyledim ana baba kardeşi Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez. Allah Allah deyip her dem yanalım Andıkça adını kalmaz kararım Bir oda düşmüşün daim yanarım Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez. Bilmez misin sen Yunus"un halini Gece gündüz zikreder cemalini Görebilsem Allah"ın nidarını Bana Allah gerek cihan kar etmez Benim gönlüm zikir ister eğlenmez.

Ateşin Yakmadığı Âşık

Resim
Ateşin Yakmadığı Âşık   Yemen’de ortaya çıkan yalancı peygamber Esvedül-Ansi, o bölgede oturan Müslüman salihlerden Ebu Müslim Havlaniyi yanına çağırttı. Ona kendisini peygamber olarak seçtirmek istiyordu. Yanına gelince: Benim peygamber olduğuma şahitlik eder misin? Diye sordu, Ebu Müslim Havlani (Rahmetullahi Aleyh), Duymuyorum, kulağım sağır! Diye cevap ver di. Esved, Muhammedin peygamber olduğuna şahitlik eder misin? Diye sordu: Ebu Müslim, Evet, şahitlik ederim dedi. Esved tekrar, Benim peygamber olduğuma şahitlik eder misin? Diye sordu… Ebu Müslim tekrar: Duymuyorum kulağım sağır! Diye cevap verdi. Esved tekrar, Muhammedin peygamber olduğuna şahitlik eder misin? Diye sordu: Evet, şahitlik ederim dedi. Esved, sorusunu tekrar tekrar sordu, Ebu Müslim de (Rahmetullahi Aleyh)aynı hep aynı şekilde cevap verdi. Esved kızdı, onu cezalandırmak istedi. Büyük bir ateşe attı. Ateş ona hiçbir zarar vermedi. Ebu Müslim (Rahmetullahi Aleyh) ateşin içinde n

Âşık Uyuyunca

Âşık Uyuyunca  Aşığın âşık, sevgilinin sevgili olduğu eski zamanlarda zavallı bir âşık vardı. O vaadinde duran gerçek bir âşıktı. Uzun seneler sevgilisine bağlanmış onun kulu kölesi olmuştu. Nihayet yıllar sonra sevgilisinden bir haber geldi.  Sevgili ona:  - "Gel falan odada gece yarısına kadar bekle gece yarısından sonra sen çağırmadan ben geleceğim."  diye ona haber yolladı.  Bunu duyan âşık kurbanlar kesti. Ziyafetler verdi. Söylenen o günde denilen odaya giderek beklemeye başladı.  Gece yarısını geçince sevgili söz verdiği gibi çıkıp geldi. Fakat bu sırada âşık beklemekten usanmış uykuya dalmıştı. Sevgili bunu görünce eteğinden bir parça kesip:   - "Sen çocuksun bunlarla oynarsın."  diye birkaç cevizle beraber aşığın cebine koyup gitti.  Âşık neden sonra uykusundan sıçrayıp uyanınca yanında duran etek parçasını ve cebindeki cevizleri gördü. Eyvahlar ederek saçını başını yolmaya başladı.  - "Yazıklar olsun, bütün kötülükleri

Gel Ey Âşıkı Sadık

Gel Ey Âşıkı Sadık Gel ey âşıkı sadık, dilersen vaslı cananı; Ara kâmil insanı, kabul kıl canla anı… Kim koysa başı dergâhına, azâd etmez asla anı; Terk eyle kıl ü kali bulasın vaslı cananı... Budur maksûdî aslî, budur âşîka sermaye; Âşıkı sadık ola gör sayın ola meşkûr... Feyzullah Efendi Hazretleri

İhlâslı Kadın, İffetini Korudu

İhlâslı Kadın, İffetini Korudu Adamın biri bir kadına tutulur. Günün birinde kadın bir iş için yolculuğa çıkar. Adam peşine takılır. Kafilenin mola verdiği bir sırada yol arkadaşlarının uykuya dalmalarını fırsat bilerek kadınla baş başa kalmayı başaran âşık, ona sırrını açar. Kadın adama: “- Bak bakalım herkes uyuyor mu?” der. Bu sözü, karşı tarafın arzusuna ram olmak üzere olduğu şekilde yorumlayarak sevince kapılan deli gibi âşık olan adam derhal yerinden fırlayarak kafilenin etrafında bir tur atar. Herkesin mışıl mışıl uyuduğunu görür. Kadının yanına dönerek; “- Evet, herkes uyuyor!” der. Bunun üzerine kadın adama: “- Acaba Allah’ü Teâlâ hakkında ne dersin? O da mı uyuyor?” diye sorar. Adam: “- Haşa ve haşa âlemlerin Rabbi olan Allah’ü Teâlâ uyumaz! O’nu hiç bir zaman ne uyku ve nede uyuklama hali yakalamaz!” diye karşılık verir. O zaman kadın der ki: “- İnsanlar bizi görmüyorsa da şu anda uykuda olmayan ve hiç bir zaman uyumayan Allah’ü Teâlâ bizi görüyor. B

Gün Doğmadan Neler Doğar

Zalim Bir Kral, bir gün; avdan dönüyormuş. Şehrin girişinde güzel bir ev görmüş. Evin bahçesi çok hoşuna gitmiş. Bahçeye bakarken bahçede güzel mi güzel bir kadın gezinmiyor mu? Kadına dikkatlice bakmış, genç kadının endamına, güzelliğine hayran kalmış. Kral saraya döner dönmez baş veziri huzuruna çağırmış ve şöyle demiş: -Ben bu memleketin kralıyım,  benden başka büyük yok, mal benim, makam benim, şan benim, şeref benim. Bugün şehrin girişinde güzel bir bahçe bahçede de güzel bir kadın gördüm. Kadına âşık oldum. Ne yapıp yapıp buna bir çare bulun, tez elden bu güzel kadını bana getireceksiniz! Bu güzel kadın benim olmalı! Haydi, çabuk olun, bir şeyler yapın!” Diye emirler vermiş… Baş vezir “hay hay efendim, hemen hallederiz” deyip gitmiş. Kadını araştırmış. Bir marangozun karısını olduğunu öğrenen baş vezir sinsi bir plan kurup marangozun yanına gelmiş. -Kralımızın emri var, yarın sabaha kadar 100 tane ceviz sandık yapacaksın, yoksa seni zindana atarız, belki de asarız!&quo

AŞK VE VUSLAT

AŞK VE VUSLAT Yüce Rabb’im ben sana, candan âşık olmuşum. İlâhi Cemaline kalbimden vurulmuşum.   İslâmi düzen için, gece gündüz ağlarım. Dermansız derde düştüm, ömür boyu yanarım.   Güneşe değse elim; hemen yanar kavrulur. Parçalanır kül olur, uzaylara savrulur.   Doktor, ilâç, hiçbir şey; bana fayda vermiyor, Okyanusları içsem, susuzluğum kanmıyor.   Günden güne vücudum, bir mum gibi eriyor. İnsanlığın bu hali, yüreğimi deliyor.   Kalmadı siyah saçım, her dakka aklaşıyor. Zaman hızla bitiyor,  “Büyük Gün”  yaklaşıyor.   Şudur senden niyazım, bu sevgi azalmasın! Her an yansın bu aciz, yeter ki bozulmasın!   İbadet gıdam olsun; gönlüm bundan bıkmasın! Dağ gibi dert gelse de; doğru yoldan çıkmasın!   Kavuşabilmek için, ölüm sen ne güzelsin! Ayrılmazsın peşimden, gölge gibi gezersin!   İnşallah yakalarsın, gafletsiz bir anımda. Tövbe edip ağlarken, Rabb’imin huzurunda.   Gülerek son veririm, ruhumdaki hasrete. Şehitlik nasip olur, kavuşurum vuslata.                       12 Mayıs 2002 Yaş