Kayıtlar

Kuyruk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuyruğu Yazılı Balık

Kuyruğu Yazılı Balık 1985 yıllarında, Afrika ülkelerinden Tanzanya'nın başkenti Dar- es Selâm limanında kuyruğunda “Ya Malik- el Mülk” yazılı bir balık bulundu. Kuyruğunda yazı olan balığın bulunması, etrafta heyecan husule getirdi. Kuyruğunun öbür yüzünde ise “Sani Allah” yazılı olan balık, Londra İslâm Araştırma Enstitüsünde incelemeye tâbi tutulduğunda ilim adamları tarafından da yazının doğru olduğu tesbit edildi. Balık, siyaha yakın bir renkte olup, kuyruğundaki yazılar ise beyazdır. Balığın alışılmışın dışında kelebeğe benzediği o zamanki gazetelerde yer almış, zamanında günün mevzuu haline gelmişti. (Alıntı)

Sende Çocuk, Bende Kuyruk Acısı Oldukça Dost Olamayız

Sende Çocuk, Bende Kuyruk Acısı Oldukça Dost Olamayız Eski zamanda bir beldede fakir bir adam varmış. O kadar fakirmiş ki köyün çobanı bile ondan zenginmiş. Bir gün dağda oduna giderken sıcaktan bunalmış vaziyette ağzını ayırmış sanki “Su! Su!” Diye bağıran bir yılan görmüş. Adamcağız kendi kendine yılanı sulaması lâzım geldiğini düşünmüş. Araya araya bir miktar su bularak yılanın üzerine dökmüş. Yılan da hakikaten susuzluktan yanmakta olduğundan adamın döktüğü suyu büyük bir zevkle yalamaya başlamış ve adamdan memnun olduğunu belirten bir tavırla oradan çekilip gitmiş. Birkaç gün sonra, adam yine ormana gittiğinde yılanı görmüş, yılan da adamı görünce boynunu bir tarafa kıvırarak: — Ne yapayım ben? Der gibi çekip gitmiş... Fakat adam dağdaki işini bitirip de evine dönerken yine yılanla karşılaşmış. Fakat bu sefer yılanın ağzında bir altın varmış, adamı görünce oraya, adamın geçeceği yola bırakıp çekip gitmiş. Adam da altını alarak eve gelmiş, ikinci gün yılandan memn

Kuyruğumu Kovalıyorum!

Kuyruğumu Kovalıyorum! Büyük kedi, kuyruğuyla oynayan küçük kediye sordu: “Neden kuyruğunu kovalayıp duruyorsun?” dedi. Küçük kedi şöyle yanıt verdi: “Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim!” dedi. “Kuyruğumu kovalıyorum, kovalıyorum… Sonunda onu yakaladığım zaman, biliyorum ki, mutluluğu yakalamış olacağım.” Yaşlı kedi gülümsedi: “Gençken ben de senin gibi, mutluluğun kuyruğum olduğuna inanıyordum!” dedi. “Yıllar geçtikçe anladım ki, ne zaman onu kovalasam, o benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam, o hep peşimden geliyor!”

Sende Evlât Acısı Ben de Kuyruk Acısı Varken…

Sende Evlât Acısı Bende Kuyruk Acısı Varken… Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaratana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılanı vurmaya kıyamamış. Yılan da duygulanmış, dile gelmiş. Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, ben de sana bir iyilik edeceğim demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve oduncuya uzatmış. "Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim. " Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Hiç kimseye olan biteni anlatmamış, ailesi dâhil. Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş. Yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Gel zaman git zaman, oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Bir kaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başla