Kayıtlar

sermaye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sermayesi Eriyen Adama Acıyın

Sermayesi Eriyen Adama Acıyın Bir veli pazara gider. Pazarda pazarcı malını satmak için şöyle bağırıyor: —Sermayesi eriyen adama acıyın! Bu sözü duyan veli düşer bayılır. Onu görenler hemen koşar yanına gelir ve ayılması için elini yüzünü ıslatırlar. Bir müddet sonra kendine gelir. Etrafında toplanan meraklı kalabalık dayanamayıp sorar: — Efendim, size ne oldu böyle, bir rahatsızlığınız mı var? Ansızın düşüp bayıldınız. Sizi böyle görünce bizlerde üzüldük ve de merak ettik bu halinizi. Mahsuru yoksa bizimle paylaşır mısınız sizi bu hale düşüren nedir? — Evladım, az önce buz satan kardeşinizin sözü beni çok etkiledi. O malını satmak için kullandığı cümleler beynime balyoz gibi indi. Ayakta duracak dermanım kalmadı. Yığılıp kalmışım. O, “Sermayesi eriyen adama acıyın.” dediğinde ben de kendimi düşündüm. Her gün ömür sermayem eriyip gidiyor. Bir daha telafisi olamayacak. En önemli sermayemi verimli kullanamazsam halim nice olur? Nefsimin serkeşliği beni korkutuyor. Rabb

Sermayesi Eriyen Adam!

Sermayesi Eriyen Adam! Cenâb-ı Hak buyuruyor:             “…Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. “Ey müminler! Ahiret için! azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.” (Bakara, 197) Rasûlullah (sav) buyuruyor: "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: 1- Sadaka-i câriye, 2- İstifade edilen ilim, 3- Kendisine dua eden hayırlı evlat." (Müslim, Vasiyyet 14. Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8)  Eski zamanlarda, içecekleri ve bazı yiyecekleri korumak için, dağlardan buz kesilir, dağarcık veya kırbalara konur pazar yerlerinde satılırdı. Buz parçası sıcağı görür görmez erimeye başlardı. Sıcak bir yaz gününde, Cüneyd-i Bağdadi Rahmetullahi Aleyh, talebeleriyle şehirde dolaşırken, böyle bir buz satıcısına rastladı. Satıcı: “Sermayesi eriyip giden şu adama acıyın, merhamet edin! Buzlarımı erimeden alın!” diye bağırıyordu.

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir En kutsal sermaye alın teridir, Haram para pistir, elin kiridir, Helâl para ise; gözün nurudur. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Toprağı parçala, bir şeyler üret, Bulutlara yüksel, gökleri titret, Çalışmak mutluluk, gayret et gayret! Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Mert olan çalışır, işten kaçamaz, Başkasına gidip, avuç açamaz, Kazancını kötü yola saçamaz. Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Bilim ve ahlâkın, bizi baş etsin, Uyandır milleti, cehli tuş etsin, Başardığın işler, gönül hoş etsin. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Kılavuzun iman, İslâm, ilimdir, Mürşidin ehlisünnet gerçek âlimdir. Reformcuya kanma, sonun ölümdür, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Tembel hiç sevilmez, sevgi bulamaz, Hep sürünür asla, dimdik duramaz, Ömür boyu ağlar, mutlu olamaz, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Başar ki tarih