Kayıtlar

Haziran 17, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ey Ârif! Gözünü Aç!

Ey Ârif! Gözünü Aç! Hak teâlânın kudreti her şeyde görülüyor. Dilini ve kulağını kötü şeylerden koru ki, Allahü teâlâya yakın olasın! Ne mutlu o kimseye ki, ömür sermâyesini zayi etmeyip, sayılı olan nefeslerini, Allahü teâlâya hamd etmek ve O’nu zikretmekte sarf eyleye! “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demenin manası, Allah’ü Teâlâ’nın izni ve irâdesi olmadan hiç kimse ve hiçbir şey hareket edemez. Hareket ve hareketsizlik, hiç bir mahlûkun elinde değildir. Bütün fiiller, nimetler, sıhhat, hastalık, fayda ve zarar, hayır ve şer Allah’ü Teâlâ’nın yaratması ile olur.

Gölgesi Ağaca Dedi ki

Gölgesi Ağaca Dedi ki: Gölgesi ağaca dedi ki: “- Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyâya geldik. Beraber büyüdük. Dâima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?” Bunun üzerine ağaç şöyle dedi: “- Hayır, hayır! Ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece-gündüz kıyamda olup Allahü teâlâyı zikretmem sebebiyledir. Sen ise, dâima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”

Eğer Namaz Kötülükten Alıkoymuyorsa

Eğer Namaz Kötülükten Alıkoymuyorsa Tedavisi olmayan dert ve hastalık yoktur. Bilinmiyordur o ayrı bir şey. Her hastalığın çaresi olduğunu, kâinatı yoktan var eden Allahü Teâlâ tarafından, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz haber veriyor. Buyuruyor ki: “Allahü teâlâ, devasını, çaresini vermediği hastalık, dert yaratmadı. Bilen bildi, bilmeyen bilmedi. Yalnız ölüme çare yoktur.” [Taberani] “Her derdin devası vardır. İlacı kullanıldığında Allahü Teâlâ şifasını verir.” [Buhari, Müslim] “Ey Allah'ın kulları, tedavi olun. Allahü teâlâ, ilacını, devasını vermediği hiçbir hastalık yaratmadı. İhtiyarlık bundan müstesnadır.” [Ebu Ya'la, İbni Hibban] İçki, zina, hırsızlık, eşcinsellik gibi her türlü günahın tek ilacı vardır. Bu ilaç Kur'an-ı Kerim’de açıkça bildiriliyor. Bu ilacı kullanan her Müslüman, alışkanlık haline gelen, bağımlısı olduğu büyük günahlardan mutlaka kurtulur. Kur'an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki: “Namaz, münker ve

Namaz Kılan Eşkıya

Namaz Kılan Eşkıya Evliyanın büyüklerinden olan Fudayl bin İyâd Rahmetullahi Aleyh, gençlik yıllarında yol kesicilik yapar, kervanları soyardı. Fakat bütün yaptıklarına rağmen namazını hiç bırakmaz, adamlarından namaz kılmayanları kovardı. Yine böyle bir gün kervanları soyarken, namaz vakti girdi ve nöbetleşe namaz kılmaya başladılar. Bir kısmı namaz kılıyor, bir kısmı da çevreyi gözetliyordu. Bütün adamları namazlarını kıldıktan sonra Fudayl da çadıra girerek namaza durdu.       Tam bu sırada büyük ve görünüşünden zengin olduğu anlaşılan bir kervan geldi. Fudayl’ın adamları kervanı fark edince hemen yolunu kesmek üzere hazırlandı. Kervanın içindeki zengin bir zât, eşkıyaları fark edince; “Altınlarımı öyle bir yere saklayayım ki, eşkıyalar eşyalarımızı alırsa geriye bunlar kalsın.” düşüncesiyle etrafına bakınırken, bir çadır gördü, hemen oraya koştu. İçeride sırtında abası, başında külâhı bulunan bir adam namaz kılıyordu. Böyle biri ile karşılaştığına çok sevinen adam: