Kayıtlar

hatalar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hatalardan Kurtulmanın Yolları

Hatalardan Kurtulmanın Yolları “Beş vakit namazı bir türlü tam olarak kılamıyorum”, “İslam’ın emrettiği tesettürü tam olarak yapamıyorum”, “Bir takım günahları bırakmayı bir türlü beceremiyorum”, “Ne güzel hafızlığa başlamış ve bir hayli ilerlemiştim ama hafızlığımı bitiremedim”, “Fazla kilolarımdan kurtulmak için yürüyüşe başlamıştım ama sürdüremedim, bıraktım”, “Hocam çok denedim ama olmuyor, ne yapmam gerekir?” Bu tip sorulara defalarca muhatap oldum, oluyorum. Dahası kendi hayatımda da böyle meseleler söz konusu oluyor. Eğer sizin de bu konuda sorularınız varsa bu yazıyı okumanız faydalı olabilir. İster dünyevî işlerimizde isterse ahirete yönelik işlerimizde başarısız olmamızın pek çok farklı sebepleri bulunmaktadır. Ancak bunların en başında gelen sebep “istikrarsızlık” tır. İstikrar, bir konuda kararlılık göstermek, sabır ve sebat etmek, istikamet üzere yürümeye gayret etmek demektir. Türkçede istikrarsızlık anlamında “dikiş tutturamamak”, “ayran gönül

Hz. Mevlâna’dan Güzellikler 1

Ol! “Sevgide; güneş gibi ol! Dostluk ve kardeşlikte; akarsu gibi ol! Hataları örtmede; gece gibi ol! Tevazuda; toprak gibi ol! Öfkede; ölü gibi ol! Her ne olursan ol! Ya olduğun gibi görün! Ya göründüğün gibi ol!” Diyor Hz. Mevlana Rahmetullâhi Aleyh

Nasuh Tevbesi

Nasuh Tevbesi “Ey mü'münler, Allah'a (CC) nasuh tevbesi ile (samimi bir tevbe ile) tevbe ediniz.” [1] Tevbe- Ayetlerle Geniş İzah Nasuh-  Yapılan hatalardan vazgeçmektir. Bir daha günah işlememeye azm etmek, murad etmek ve gayret etmektir. Nasihat sözcüğü ile ilgili olan nasuh, halislik ve safilik anlamı taşıdığı gibi, söküğü dikmek, yırtığı yamamak suretiyle onarmak anlamına da gelir. “Çok ıslah edici, hiçbir kir bırakmayıcı ve hiçbir gedik, yırtık bırakmayacak şekilde onarıcı” demektir. Nasuh tevbe de günahtan kalpte bir karartı bırakmayacak şekilde hem kalbi temizleme, hem de günahın kalpte açtığı yarayı tedavi etme, iman ve amelde meydana getirdiği açığı kapama olmaktadır. Tevbe-i Nasuh dört şeyi kendinde toplar: 1- Lisan (dil) ile istiğfar (tevbe), 2- Günahı işleyen aza ile günahı terk etmek, pişman olmak, 3- Bu günahı bir daha hiç işlemeyeceğine kati olarak karar vermek, 4- İnsanı günah işlemeye sevk eden kötü arkadaşlardan uzaklaşmaktır. Tevbeye Ait

GERÇEK TEDBİR BUDUR

Gerçek Tedbir Budur Hepimiz çocuklarımızdan şikâyet ederiz. Hatta böyle giderse herkes şikâyetçi görünüyor. Fakat hiçbirimiz kendi hatalarına bakmaz . “Zamane çocuğu” der geçer. “Zamane çocuğu” ne demekse öyle garip bir ucubedir ki, yapılan gayri meşru işleri bile meşrulaştırmaktadır. Hacı hoca bile çocuğunun işlediği haramlar karşısında “Ne yapalım zamane çocuğu”  deyip işin içinden sıyrılmaktadır. Acaba geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında ne fark vardır? Eskiden dünya kendi etrafında ve güneş etrafında kaç saatte dönüyordu, şimdi kaç saatte dönüyor? Bakıyoruz hiçbir fark yok. Yüce Rabbimiz öyle güzel ayarlamış ki, ona bizim aklımız ermez. On milyar yıl öncesi de aynı, şimdi de aynı. O zaman fark nerde? Fark bizde, fark bizim yaşayışımızda, güzel İslâmiyet’i kendi nefsimizin sapık ideallerine uydurmak isteyişimizde. Çocuğumuz daha anne karnına düşmeden önce ve sonra yaptığımız tüm olumlu ve olumsuz davranışlar doğacak çocuğun huy ve karakterine yansımaktadır. Bugünkü bilim

Zamane Çocuğu

Zamane Çocuğu Küçük Afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş, etrafa bakınırken şekerleri ard arda ağzına atıyormuş. Yanındaki banka oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve... “Evladım, şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır... Hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın...” Çocuk bunun üzerine adama dönmüş: “Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı...” Adam: “Yaa…!” Demiş…   “Yani deden de mi çok şeker yerdi?” “Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!”