Kayıtlar

Ocak 18, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mümin'i Görünce Selam Ver ki…

  Mekke’de yetişen velilerden Müslim bin Yesar Kuddise Sirrûh hazretleri bir sohbetinde “Kâbe'yi (mümini) ilk görünce yapılan dua kabul olur!” buyurdu.   Hikmetini sordular.   “Çünkü Kâbe-i şerif çok kıymetli bir yerdir. Ama müminin kalbi daha kıymetlidir. Zira Kâbe, kul yapısıdır. Kalp ise Allah'ü Teâlâ’nın kudretiyle var olmuştur. Onun için bir mümini görünce yapılan dua kabul olur!” buyurdu.   Sordular: “Nasıl dua edelim efendim?” Buyurdu ki:   “En güzel dua, selâm vermektir. Selâm verince ona dua edilmiş olur. O da selâmı alınca, selâm verene dua eder.”   Müslim bin Yesar Kuddise Sirrûh hazretleri, Allah’ü Teâlâ korkusundan titrerdi! Ve devamlı ağlardı! Sevdikleri ona; “Allah’ü Teâlâ'nın lütfu boldur, niçin bu kadar çok korkuyorsun?” dediler. Buyurdu ki:   “Bir kimse bir şeyden korkarsa, ondan kurtulmak için çalışır, öyle değil mi?” “Evet öyledir.”   “Bir kimse de bir şeye kavuşmak isterse, o da bunun için çalışır, değil mi?”

Ecdadımıza Ne Kadar Benziyoruz?

  Dün: Bir işe niyet ettiğimizde “İnşallah” derdik... Bugün: “Yapacağım-edeceğim” diyoruz.   Dün: Her işe “Bismillah” ile başlardık... Bugün: “Allah yokmuş gibi” yaşıyoruz (haşa)!   Dün: Her güzellik karşısında “Maşallah” çekerdik... Bugün: “Vay beee!” çekiyoruz.   Dün: Hayretimizi “Allah Allah” diye ifade eder, hayretimiz derinleştiğinde: “Fesübhanallah” derdik... Bugün: İngiliz ağzıyla, “Vaavv yaaa!” diyoruz...   Dün: Her adımımızı, “Tevekkeltü Alellah” diyerek atar, tevekkülü hayat felsefesi yapardık... Bugün: Ne tevekkülden eser var, ne hayat felsefesi kaldı; sözün tam anlamıyla “yuvarlanıp gidiyoruz!”   Baktığımızı görmüyoruz, ikram edilen güzellikleri yaşamıyoruz; abuk-sabuk diziler, yarışmalar, tartışmalarla ömrümüzü heba ediyoruz!   Dün: Kızınca, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” der, daha fazla kızarsak; “Hasbünallah” diyerek Allah’ü Teâlâ’yı vekil ederdik... Öfkemiz bile zikir kokardı... Bugün: En basit gerekçelerle hakaretler savuruyor