Kayıtlar

Hesabı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Eski Bir Deve Yularının Hesabı

Eski Bir Deve Yularının Hesabı Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’ın oğlu Abdullah Radiyallahü Anh babasını ölümünden tam bir sene sonra rüyasında benzi sararmış olarak görüp: - Babacığım senin benzin kırmızı idi. Ne oldu da bu kadar sarardın? Diye sordu. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh: - Oğlum bir seneden beri Allah'a hesap veriyordum, daha yeni çıktım. Benzim ondan sararmıştır, Diye cevap verdi. Abdullah İbni Ömer Radiyallahü Anh tekrar sordu: - Babacığım hesap nasıl geçti? - Oğlum hesapların biri bitip biri başladı. Eğer kefenimin içine koydurduğum mektup yanımda olmasaydı, işim çok zor olacaktı. o mektubun bana çok faydası oldu. Hele sadaka develerden Şirinin yuları iyice eskimişti de birkaç yerinden bağladıktan sonra kullanılamaz olunca atmıştık. Onun hesabını verirken Hak Teâlâ: “O yuları atıp Müslümanların malını zayettin,” Diye azarlayınca cevap verecek bir şey bulamadım. Ancak işte o mektubun yüzü suyu hürmetine af olunarak kurtuldum, dedi. Hazreti Öm

Keçi Yavrusunun Hesabı

Keçi Yavrusunun Hesabı Ömer (r.a.) hazretleri, şehid olmasından on iki sene sonra rüya’da görüldü. Etrafını meshediyor ve şöyle diyordu: “Şu ana kadar hesap görüyordum. Kırık bir köprünün üzerinde suya düşen bir keçi yavrusundan dolayı yazılan hesabı görüyordum ve münakaşa olunuyordum. Lakin Allah’ü Teâlâ hazretleri, beni, bir sabi çocuktan satın alıp serbest bıraktığım bir serçe kuşundan dolayı bağışladı.” Ruhu’l Beyan Tercümesi cilt 15 Sahife 757 Asli vazifelerimizi yapmadığımız halde hesap nasıl olur, acaba imanımızı kurtarabilir miyiz? Yukarıda anlatılan İslamın dört halifesinden biri. Demekki hiç bir ameli küçük görmememiz gerekir. Bağışlanma ve Cennet sadece amellerle değil, bahanelerle de oluyormuş.

İpin Hesabı

İpin Hesabı Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde; "Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal, "Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş. Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar. “O ip kimin?” “Nereden aldın?” “Niye aldın?” “Nasıl aldın?” “Nerelerde kullandın?" Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.  - Tamam, servetin yarısı senin, demişler.  - Aman, demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha