Kayıtlar

çaldı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Biz Bulduk, Batılılar Çaldı

Biz Bulduk, Batılılar Çaldı 01- Suyun kaldırma gücünü bulan: Arşimed değil;   Hz. Nuh Aleyhisselâm’dır. (Binlerce sene önce) 02- Kan dolaşımını: William Harvey değil;   İbni Nefs Rahmetullahi Aleyh bulmuştur. (300 sene önce) 03- Yerçekimi kanununu: İsac Newton değil;   Biruni Rahmetullahi Aleyh bulmuştur. (1000 sene önce) 04- Atomun parçalanacağını: Albert Eınsteın değil;   Cabir Bin Hayyan Rahmetullahi Aleyh buldu. (1100 sene önce) 05- Gözün yapısı ve yazılan eser: Papaz Konstantın (Liber Pantegni kitabı) Ali bin Abbas Rahmetullahi Aleyh buldu. (Kitabul Melik kitabı) Papaz Konstantin, Ali bin Abbas Rahmetullahi Aleyh’in kitabını tercüme edip, ben yazdım diye kandırmıştır. 06- İlk mikrobu keşfeden: Louıs Pasteur değil;   Fatih Rahmetullahi Aleyh’in hocası Akşemseddin Rahmetullahi Aleyh bulmuştur (500 sene önce) 07- Amerika kıtasını: Kristof Colomb değil;   Piri Reıs Rahmetullahi Aleyh buldu. (Piri Reis çizdiği dünya haritasında Amerika kıtasını da çizmiştir)

İnsanı Harcamayın İnsanı Kazanın!

Resim
İnsanı Harcamayın İnsanı Kazanın!           Benim zamanımda kol saati çok önemliydi; öyle herkesin olmazdı. Arkadaşlarımdan birisine babası kol saati almış. Tam hayalimdeki gibi. Koluna takmış okula geldi. Hepimiz çok beğendik.           Çocukluk işte, benim asla böyle bir saatim olmayacaktı. Bu saat benim olmalıydı. Karar verdim. Saati çaldım ve cebime koydum. Arkadaşım saatin çalındığını anladı ama kimin çaldığını anlayamadı.           Durumu öğretmenimize anlattı. Öğretmenimiz           "Saati kim aldıysa sahibine versin!" dedi.           Pişman olmuştum ama utancımdan ben aldım diyemedim. Bu sefer öğretmen farklı yöntem denedi. Hepimizi tahtaya dizdi ve gözlerimizi kapattırdı. Bu benim hayatımın en utanç verici sahnesiydi.           Ceplerimizi teker teker arayarak saati buldu ve sahibine verdi. Hepimiz gözlerimizi açtık, öğretmen bana hiç bakmadan derse devam etti.           Yıllar geçti, öğretmen oldum ve öğretmenim ile karşılaştım. Kendisine o

Hırsız Evliya – Yahya Efendi

Hırsız Evliya – Yahya Efendi Ortaköy Rumlarının gönüllerini İslam’a çelip çaldığı için Hırsız Aziz, (Hırsız Evliya) derlermiş Rumlar Yahya Efendi’ye. Kosta adında bir Rum Kaptan varmış, şarapçılık yaparmış, çok da içtiği için ayık anı olmazmış. Ama Yahya Efendi’yi nerde görse, eline kapanırmış. Yahya Efendi de sırtını sıvazlayarak. – Kastın ne Kosta? Niye harap ediyorsun kendini bu kadar? Der gönüllermiş. Bir böyle, iki böyle derken bir gün Marmara Adalarının birinden Ortaköy’e şarap taşırken deniz kabarmaya, dalgalar teknesini tokatlamaya başlamış. Derken fırtına kasırgaya, kasırga kıyamete dönüşmeye başlayınca, kabaran, köpüren, taşan rahmet deryasında sırılsıklam olan Kosta, riyasız bir gönülle, içten içe, dıştan dışa, resmen de alenen de hep sevip saydığı Yahya Efendi’ye yönelerek: – Elimden tut Aziz Yahya, çek sahile beni, sana bir küp şarabım var, hepsi feda olsun sana… Diye içten içe yana göynüye Ortaköy’e ulaşınca, Kosta’yı sevenlerden birisi: – Geçmiş olsun