Kayıtlar

düşünce etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kan Toprağa Düşünce

  Kan Toprağa Düşünce   Kıyam gününün o en yakın buluşma anında Bir kurşun ile toprağa düşsün bedenim Bir daha o yerden kalkmamacasına Önce bir damla kanım dökülsün toprağa Akacak temiz kanların habercisi olsun Ve ardından ılık bir titremeyle Bütün damarlarım boşalsın yağmur yerine Ki; Daha güzel güller yeşersin o topraktan Daha güzel güller benden Bu yola kurban   Ağıtlar yakılmasın ardımdan Bilinsin, yüreklere işlensin Yalnız Allah için yaşansın Ve ölüm Ölüm de yalnız O'nun için olsun   Ne gözyaşı avutur gönülleri Ne bir müjde güldürür bu yüzleri Kimbilir belki kanımı bekliyor Açmak için bu toprağın gülleri   Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın Varsın sevinçler de başka bahara kalsın Madem ölüm tek bir defa gelecek O da neden Allah için olmasın   Yüreklerden yeni bir filiz çıksın Hiç yılmasın beklesin gündüzleri Birgün yine toprak kana susarsa Bekletmesin açılacak gülleri   Abdullah Taşkıran

Şeytan Yenik Düşünceye Kadar…

  Biri, Hz. Ali Radiyallahü Anh'a sorar: “- Günah işledim, ne yapayım?” Hz. Ali Radiyallahü Anh: “- Tövbe et!”, der. O zat: “- Tövbe ettim, yine günah işledim!”, deyince; Hz. Ali Radiyallahü Anh: “- Yine tevbe et!”, der. O zat sorar: “- Ne zamana kadar tövbe edeyim?” Hz. Ali Radiyallahü Anh: “- Şeytan yenik düşünceye, senden ümidini kesinceye kadar tövbe et!”.

Başkalarının Düşünceleri Bizi Etkileyebilir mi?

Başkalarının Düşünceleri Bizi Etkileyebilir mi? Telepati düşünce Fizikçiler kuantum partiküllerinin birbirlerini aynı yerde olmaksızın etkilediklerini birçok araştırma ile ortaya koydu. Peki, insan zihni kuantum partikülleri gibi, bir başka insanın zihnine karışabilir miydi? Evet karışabilir. Bir annenin bin kilometre uzaklıktaki oğlunun hastalığını hissetmesi, bu fenomenle açıklanabilir mi? Kuramsal fizikçi Amit Goswami, Meksika Üniversite’ndeki araştırmaların insan zihinlerinin mekânız bağlantı kurdukları gerçeğini ortaya çıkardığını söyler; “Kuantum mekânsızlığı beyinler arasında da gerçekleşir.” Bir Meksika Üniversitesi deneyinde iki kişi, ortak bir meditatif evre deneyimleme niyetiyle 20 dakika boyunca elektronik olarak muhafaza edilmiş bir Faraday odasında yan yana meditasyon yaptı. Sonra meditasyon yapan denekler, bir deneyde birbirlerinden üç metre, diğer bir deneyde ise 14,5 metre uzakta iki ayrı odaya kondu ve EEG makinelerine bağlandı. Deneklerden birinin g

Kötü Düşünceli Adam

Kötü Düşünceli Adam Bir zat herkese karşı hüsnü zan ediyordu, ama bir gün deniz kenarında alaca karanlıkta bir adamın bir kadınla birlikte yiyip içtiklerini görünce; - Artık, bu kadarı da fazla. Buna da hüsnü zan edilmez! Der. O sırada, gelen bir kayık alabora olur, içindeki üç kişi denize düşer. Kadının yanındaki adam, deniz üzerinde koşarak, ikisini kurtarır. Sonra dönüp buna, - Sen de gel, diğerini kurtar! Der. O zat; - Ben denizin üzerinde yürüyemem ki… Der. O adam gidip diğerini de kurtardıktan sonra, buna dönüp; - Denizde yürümesini bilmiyorsun ama suizan etmeyi biliyorsun. Bu benim annem. Biz oruçluyduk, iftar ettik. Bu içtiğimiz de zemzemdi, şarap içiyorlar sandın. Annem için de kötü şeyler düşündün, ama denize düşenleri kurtaramadın. Suizanla, yani günahınla baş başa kaldın! Der. (Alıntı)

Yüzde Yüz Düşünce Gücü Ve İlginç Bir Test

Resim
Yüzde Yüz Düşünce Gücü Ve İlginç Bir Test Bir düşünsenize, insanoğlu tüm islerini tek parmakla yapıyor olsa idi, o zaman 10 parmakla donatılmış olarak doğmazdık. Eğer beyin hücrelerimizin sadece %10′u mutlu, seviyeli bir yaşantı sürdürmeye yetse idi, kafamız tam 10 kati daha fazla hücre ile dolu olmazdı. Aslında, insanoğlu dünyada beyin kapasitesinin % 100′ünü kullanmayan tek varlıktır. İnsanoğlu ayni zamanda, beraber yasadığı diğer canlılar ile sürekli uyumsuzluk halindeki tek varlıktır. Yunuslar da benzer bir beyin ile donatılmışlardır, ancak onlar beyin kapasitelerinin tümünü kullanarak yaşamlarını akıllı, eğlence sever, çevreleri ile uyumlu varlıklar olarak devam ettirmektedirler. İnsanların da daha fazla beyin kapasitesinin kullanımı ile daha mutlu, daha uyumlu bir yasam sürebileceğini söylemek yanlış olmaz. Siz hiç, beyninin % 100′ünü kullanan birisinin suç, savaş, açlık, salgın hastalık, ön yargı ve çevre katliamı ortamlarında olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Karıncanın Düşüncesi

Resim
Karıncanın Düşüncesi Bir gün Süleyman Aleyhisselâm bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar: Karınca da; -“Bir buğday tanesi yerim.” diye cevap verir. Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Aleyhisselâm karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmıştır. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi? Bunun üzerine Süleyman Aleyhisselâm karıncaya buğday tanesini neden yemediğini sorar. Karınca da: “Daha önce benim yiyeceğimi Allah’ü Teâlâ verirdi. Ben de O’na güvenerek bir buğday tanesini tamam yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi. Fakat bu işi sen üzerine alınca nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim.” “Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek, diğer yarısı

Yüzde Yüz Düşünce Gücü Ve İlginç Bir Test

Resim
Yüzde Yüz Düşünce Gücü Ve İlginç Bir Test Bir düşünsenize, insanoğlu tüm islerini tek parmakla yapıyor olsa idi, o zaman 10 parmakla donatılmış olarak doğmazdık. Eğer beyin hücrelerimizin sadece %10′u mutlu, seviyeli bir yaşantı sürdürmeye yetse idi, kafamız tam 10 kati daha fazla hücre ile dolu olmazdı. Aslında, insanoğlu dünyada beyin kapasitesinin % 100′ünü kullanmayan tek varlıktır. İnsanoğlu ayni zamanda, beraber yasadığı diğer canlılar ile sürekli uyumsuzluk halindeki tek varlıktır. Yunuslar da benzer bir beyin ile donatılmışlardır, ancak onlar beyin kapasitelerinin tümünü kullanarak yaşamlarını akilli, eğlence sever, çevreleri ile uyumlu varlıklar olarak devam ettirmektedirler. İnsanların da daha fazla beyin kapasitesinin kullanımı ile daha mutlu, daha uyumlu bir yasam sürebileceğini söylemek yanlış olmaz. Siz hiç, beyninin % 100′ünü kullanan birisinin suç, savaş, açlık, salgın hastalık, ön yargı ve çevre katliamı ortamlarında olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar Milletimizi millet yapan değerler her gün yıkıma uğruyor. Sorumluluk sahipleri kara kara düşünüyor. Tuzu kuru azınlık bir kesim ise kapitalizmin, acımasızca yaptıkları sömürünün getirisinden sarhoş ne yaptıklarını bilmiyor. Ancak üzücü felâketler kapıyı çalınca “Of, of…” çekmeye başlıyor. Felâketin nereden geldiğini düşünmek bile istemiyor. Sadece dünyevi sebepleri sorguluyor. Nerede hata yaptım deyip özeleştiri yapmıyor. Toplumu çatırdatan bu acıların en büyük sebebi; “Çocukların ebeveynlerin sevgilerinden mahrum olarak manevi ve milli eğitimden yoksun olarak yetişmesi” diyebiliriz. Tanzimat’la başlayan “Batılılaşma” hareketleri, Müslümanların manevi değerlerine gereği gibi sahip çıkmayışları bizi bu hale getirdi. Batasıca batı kendi düştüğü dünyevileşme çukuruna bizi de çekiyor. Bazen düşüp bazen kalkıyoruz. Bazen yarı yerimiz pisliğe batıyor yarı yerimizi kurtarıyoruz. Şu haberlere bakar mısınız? Kesikbaş cinayetleri, bir annenin bebeği