Kayıtlar

İncinme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İncinme İncitenden

  İncinme İncitenden   Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme   Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâre Muhabbet câmını nûş et asıl Mansur gibi dâre Misâfirsin felek bağında bendin salma efkâre Düşersin bir belâya sabır kıl Mevlâ verir çâre   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zi-şânı incitme   Bulaşma çark-ı dünyâya vücûdun pâk-tâhirken Güvenme mâl ü mülk ü mansıbın efnâsı zâhirken Nic’ oldu mâli Karun’un felek bağında vâfirken Nedir bu sendeki etvâr-ı dert gönlün misafirken   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme   Hasislikden elin çek sen cömerd ol kân-ı ihsân ol Konuşma câhil-i nâd...

İncitme, İncinme!

İncitme, İncinme!   “Âşık der inci tenden İncinme incitenden Kemalde noksan imiş İncinen incitenden...”   Alvarlı Efe M. Lutfî Hz. Kuddise Sirrûh   Edeb Ya Hu! “Edebim el vermez Edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, Edebi elden gidene!”   Yunus Emre Kuddise Sirrûh   Onaracak Ustası Yok! “Kırma dostun kalbini, Onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini, Sulamaya ibrik yok…” Yunus Emre Kuddise Sirrûh   “Hor görme derviş fakiri hor deyip kılma nazar, Kalbinin köşesinde rahmet-i Rahman gezer.” Lâedrî   “Dest-i Kudretle yapılmış sun’-ı Mevlâdır gönül, Secdegâh-ı Kibriyâdır yıkma kalbin kimsenin.” Lâedrî   “Bir bahçeye giremezsen, Durup seyran eyleme. Bir gönlü yapamazsan, Yıkıp viran eyleme.”   Yunus Emre Kuddise Sirrûh   “Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı. İki cihan bedbahtı, Kim gönül yıkar ise.”   Yunus Emre Kuddise Sirrûh   “Hor görme derviş fakiri hor deyip kılma nazar; Kalbinin köşesinde rahmet-i Rahman gezer…” ...

İncitme İncinme

İncitme İncinme Prof. Dr. Ali Akpınar Hayat Düstûrumuz Kur’ân, hiçbir şeyi boşuna anlatmaz. Onun bize anlattığı her şeyde sayısız hikmet, ibret ve ders vardır. Onun geçmişten bahsettiği kıssalar da öyledir. Hepsi mesaj yüklüdür. Zîrâ Kur’ân bir târih kitâbı değildir ki geçmiş hakkında bize sâdece bilgiler versin! Sözgelimi Kur’ân-ı Kerim bize, Hz. Süleyman Aleyhisselâmın ordularıyla bir karınca vâdisinden geçerken kraliçe karıncanın söylediği ve Hz. Süleymân’ın da anlayıp güldüğü karınca sözünden bahseder: Sonunda SüleymanAleyhisselâm, karıncaların bulunduğu vâdiye geldiklerinde bir karınca: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleymân’ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin” dedi. Süleyman Aleyhisselâm, onun sözüne hafifçe güldü ve: ‘Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nîmete şükürde, hoşnûd olacağın işi yapmakta beni muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına koy’ dedi.1 Bu anlatımda karıncaların da dilinin olduğu mesajı vardır. Yine bu anlatımda karı...