Kayıtlar

Elif etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Elif Gibi Dosdoğru Olunmalı Hayatta!

“Elif”   Gibi Dosdoğru Olunmalı Hayatta!  “ ا ”   Elif  gibi dosdoğru olunmalı hayatta...  “ ب ”  Be  gibi tek nokta üzerinde durabilecek kadar dengeli olunmalı... “ ت ”   Te  gibi olmalı, veda hutbesinde emanet bırakılan iki şeyi (Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Şerif) sürekli başının üzerinde taşımalı insan...  “ ث ”   Se  gibi az konuşup üç dinlemeli toplumda...  “ ج ”   Cim  gibi çocukça bakmalı hayata, ama Cim kadar da çok iş yapmalı...  “ ح ”   Ha  gibi gönlü geniş dostlar edinmeli insan,  “ خ ”  Hı  kadar ağlamaklı olduğunda yardımcı olabilecek...  “ د ”   Dal  gibi boynunu bükse de hayat, “ ذ ”   Zel  gibi şapkasını takmayı bilmeli zorluklara karşı...  “ ر ”  Ra  kadar rahat olsa da insan bu dünyada,  “ ز ”   Ze’ nin noktası gibi başında dolanan bir sineğin olduğunu mutlaka bilmeli…  “ س ”  Sin  midir sanki bu dünyada, noktasız pulsuz tek garip...  “ ش ”   Şın  gibi pulları vermeli getirip...  “ ص ”   Sad  kadar şişse de karnın,  “ ض ”   Dad  

Şehit Şerife Bacı

Resim
Şehit Şerife Bacı İşte Şerife gelin bu köylü ve 21 yaşında. O'nu 16 yaşında evlendirmişlerdi. Düğünden iki ay sonra Harbi Umumi patlak verdi. Kocasını askere aldılar. 6 ay sonra da Çanakkale'den kocasının ölüm tezkeresi geldi. Kimsesizdi, hiçbir geliri yoktu. "Bu tazeliğiyle yapayalnız durması yakışık almaz" diyen köyün yaşlıları, onu sakata ayrılmış bir asker gazisi olan Topal Yusuf ile evlendirdiler. Üç yıl sonra Şerife Gelin'in bir kızı oldu. Küçük kıza Elif adını koydular. Elif anasını emiyor, emdikçe Şerife Gelinin sütü artıyordu. Bunu fırsat bilen komşular, o günlerin salgın hastalıkları yüzünden anası ölen, yetim kalan, süt ememeyen hangi çocuk varsa, Şerife Gelin'e getiriyorlar; Köyün yetimlerini hep O emziriyordu. Belki de bunlar çile günlerinin tabii bir yansıması idi. Sonuç olarak bu köyde yetimlerin tamamı sütkardeşi, Şerife Gelin de sütanası olmuştu... Evdeki işlerle birlikte dışarı işlerini de Şerife gelin yapardı. Öküzlerle çift