Kayıtlar

Mana etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mânâ Eri Bu Yolda

Mânâ Eri Bu Yolda   Mânâ eri bu yolda melül olası değil, Mana duyan gönüller hergiz ölesi değil.   Ten fânidir, can ölmez, gidenler geri gelmez, Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil.   Gevhersiz gönüllere yüz bin yol eder isen, Hak’tan nasip olmasa nasip alası değil.   Sakıngıl yârin gönül sırçadır sımayasın, Sırça sındıktan sonra bütün olası değil.   Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen, Bin yıl orda durursa kendi dolası değil.   Şu Hızır ile İlyas âb-ı hayat içtiler, Bu birkaç gün içinde bunlar ölesi değil.   Yarattı Hak dünyayı Peygamber dostluğuna, Dünyaya gelen gider, bâki kalası değil.   Yunus gözün görürken yarağın eyle bugün, Gelmedi anda varan, geri gelesi değil.   (Yunus Emre Kuddise Sirrûh)

Namazın hesabını veren kurtulur." Manasında Bir Hadis Var Mıdır, Nasıl Anlamalıyız?

  "Namazın hesabını veren kurtulur." Manasında Bir Hadis Var Mıdır, Nasıl Anlamalıyız? Cevap: Değerli kardeşimiz,   Konuyla ilgili bir Hadis-i Şerif’in meali şöyledir:   "Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i: 'Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız?' der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir." (Tirmizî, Mevâkît 188; bk. Ebû Dâvûd, Salât 149; Nesâî, Salât 9; İbni Mâce, İkâmet 202)   Hesap gününde insanın, ilk önce namazdan sorguya çekilmesi, namazın ibadetler arasındaki önemini göstermektedir. Esasen günde beş defa insanın, Mevlânın huzuruna çıkmasına vesile olan bir ibadetle hiçbir şeyin mukayese edilemeyeceği açıktır.   Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm)'in nitelemesiyle ...

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anh’dan gelen bir rivayete göre Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “(Düğün gecesi) gelin damadın yanına girdiğinde, damat namaza kalkar, gelin de onun arkasında durur ve birlikte iki rekât namaz kılarlar. Ardından erkek şöyle dua eder: اَلّلهُمَّ بارِكْ لِي فِي أَهْلِي وَبارِكْ لِأَهْلِي فِيَّ اَلّلهُمَّ ارْزُقْهُمْ مِنِّي وَارْزُقْنِي مِنْهُمْ أَلّلهُمَّ اجْمَعْ بَيْنَنا ما جَمَعْتَ فِي خَيْرٍ وَفَرِّقْ بَيْنَنا إِذا فَرَقْتَ إِلى خَيْرٍ. Okunuşu: Allâhümme bârik lî fî ehlî ve bârik li ehlî fiyye Allâhümme’r-zuknî minnî ve’r-zuknî minhum Allâhümme’c-ma’ beynenâ mâ cema’te fi hayrin ve ferrik beynenâ izâ ferakte ilâ hayrin. Anlamı: “Allahım! Beni ve eşimi birbirimize karşı bereketli kıl. Allah’ım! Eşimin benden rızıklanmasını (faydalanmasını) benim de ondan rızıklanmamı sağla. Allah’ım! Bizleri bir arada tuttuğun sürece hayırda tut ve ayırırsan da hayır ...

Dua Adabı

Dua Adabı Hz. Peygamber'e Allah'ı sormuşlardı. Cevaben Allah buyurdu ki: "Kullarım sana beni sorduklarında: Ben muhakkak ki, yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin duasına icâbet ederim." (el-Bakara, 2/186). Dua ederken seslerini aşırı şekilde yükseltenleri gören Rasûlullah, şöyle buyurmuştu: "Ey insanlar! Kendinize gelin. Çünkü siz bir sağırı veya uzaktaki birini çağırmıyor, ancak her şeyi işiten ve çok yakın bulunan birine dua ediyorsunuz. Sizin kendisine dua ettiğiniz size bineğinizin boynundan daha yakındır." (Buhârî, Cihad, 131; Daavât, 51; Tevhid 9; Ebû Dâvûd, Vitr, 26; İbn Hanbel, IV, 394, 402, 418; Müslim, Sahih IV, 2076) Kul, duasında Allah ile arasında hiçbir engel hiçbir vasıta bulunmadığını böylece bilir; dua ederken yalnızca Allah'ı düşünür. Kalp başka birşey ile meşgulken dua etmek manasızdır. "Âmin" diye bağırıp çağırmak da manasızdır. İnsan dua ederek Allah'a yöneldiğinde, dileği, Allah'tan istediği şeylerin...

Şükürün Manası Nedir?

Şükürün Manası Nedir? Cüneyd-i Bağdadi "Kuddise Sirruh", henüz çocuk idi. Dayısı Sırrı Sekati hazretleri Onu yanına alıp hacca gitti. Mescid-i haramda dört yüz âlim toplanmış, şükrün tarifini yapıyorlardı. Bir kenara oturup dinlediler. Dört yüz tarif yapıldıysa da, yine de tam tarifi yapılamamıştı. Sırrî Sekati hazretleri, yeğenine; - Kalk Cüneyd, sen de bir tarif yap, dedi. Hazret-i Cüneyd; - Peki, dayıcığım, deyip kalktı. Ve yüksek sesle; - Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri, O'nun emrettiği yerde kullanmaktır, dedi. Âlimler, bu tarifi çok beğenip; - Şükrün manası şimdi tamam oldu, dediler.