Kayıtlar

Çanak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sabır Çanağı Taştı!

Sabır Çanağı Taştı! Sabırla ilgili çok meşhur bir deyim vardır, sabır çanağı taştı, diye. Hikâyesi ise şöyle; Zengin bir adam genç yaşta ölmüş. Karısı da bir yıl sonra ölünce, mallarının tek varisi olan küçük kızlarına amcası vasî olmuş. Amcası, yengesi ve oğulları, yetim kızcağızın hem mallarını yerler hem de hizmetçi gibi davranırlarmış. Bütün ev halkının ayrı ayrı tafralarını çeken, hakaretlerine hedef olan bu yavru, sık sık dayak yermiş. Halini kimselere anlatmasını beceremez ve hiç kimse ile konuşturulmayarak çamaşır, bulaşık, ortalık temizliği mutfak işleri gibi adi hizmetlerde çalıştırılırmış. Kabahati olsun olmasın her gün dövülerek korkutulurmuş. Tavan arasındaki odasında geceleri geç vakitlere kadar ağlayan kızcağız, bir gece rüyasında Peygamber Eyüp Aleyhisselâm’ı görmüş. Rüyasında Eyüp Aleyhisselâm, bu kızın derdini dinlemiş, sırtını sıvazlamış, onu teskin ve teselli etmiş, sabır tavsiye ederek kendisine bir çanak vermiş. —Bak yavrum, bu çanağı giz

Dolmayan Çanak

Dolmayan Çanak Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. - Dile benden ne dilersen! Der. Dilenci güler ve: - Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz! diye yanıtlar. Kral: - Ben çok güçlü birisiyim! Her dediğini anında gerçekleştirebilirim! Sen söyle hele; ne istiyorsun? Der. - Söz vermeden önce iyi düşünün kralım. Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir. - Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım. İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır: - Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz. Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp; - Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz? diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine ç