Kayıtlar

millet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bu Millet Sizleri Asla Unutmayacak…

Resim
  Bu Millet Sizleri Asla Unutmayacak…   Rahmet ve Minnetle Anıyoruz…   30 Ocak 1932 tarihinden itibaren 18 yıl süreyle Türkçe okunan ezan, merhum Başbakan Adnan Menderes sayesinde yeniden Arapça okunmaya başlanmıştı. Menderes ve hükümeti sayesinde ülkede ezan yeniden özgürdü… Türk Milleti yeniden Ezan-ı Muhammedî’yeye kavuşmuştu…   Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu… Bu mübarek vatan evlâtlarını içimizdeki Siyonist Haçlı zihniyetinin (İsrail, ABD ve AB’nin) uzantıları İdam ederek şehit ettiler. 1960'da idam edilerek şehit edilen demokrasi tarihimize kara bir leke olarak kazınan merhum demokrasi şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz... Sizleri asla unutmadık, asla unutmayacağız…   Ya Rabbi! Vatan, Millet, Bayrak ve Ezan uğruna canlarını feda eden mübarek şehitlerimizin makamını Cennet, makamlarını âli eyle! Onları idam eden yerli hainlerin azabını bol eyle!

Bir Milletin Asıl Gücü...

Resim
  Bir Milletin Asıl Gücü... "Bir milletin asıl gücü; zengin doğal kaynakları, güçlü silahları veya kalabalık ülke nüfusu değil; çağın teknik donanımlarıyla donatılmış, dini ve fenni bilgilerle yetiştirilmiş, imanlı ve vatansever gençliğidir!" Yaşar Akkaş “Ya Rabbi! Gençlerimize, ordumuza bütün Müslümanlara; iman ve İslâm’ı sevdir! Müslümanlar’a her zaman zafer nasip eyle!”

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?   Alâ İbnu Ziyâd'ın anlattığına göre, cehennemi zikrederken bir adam kendisine: "- Niye milleti ümitsizliğe sevk ediyorsun?" diye müdahale etti. O da; Allah-u Teâlâ: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir" (Zümer, 53) Ve: "...Aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur" (Mü'min 43) buyurmuş olunca, ben ümitsizliğe düşürebilirim. Ne var ki, siz kötü amellerinize rağmen cennetle müjdelenmekten hoşlanıyorsunuz. Hâlbuki Allah, Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i itaat edenler için cennetle müjdelemek, isyan edenler için de cehennemle korkutmak üzere gönderdi." dedi. Buhârî, Tefsir, Hâ-mim el-Mü'min 1. Hadis muallâktır.  

Bu Milletin Hiçbir Kâğıdını Abdestsiz İmzalamadım

Bu Milletin Hiçbir Kâğıdını Abdestsiz İmzalamadım İkinci Abdülhamid Han Hazretleri Rahmetullahi Aleyh, siyasal bilgileri birincilikle bitirene, her sene sarayda görev verir, böylece, gençleri çalışmaya teşvik ederdi. Kâtip seçilen Esad Bey, Hatırat-ı Abdülhamid Han-ı Sani kitabında diyor ki: Bir gece yarısı şifre yazdım. İmza için, sultanın yatak odası kapısını çaldım. Açılmadı. Bir daha vurdum. Yine açılmadı. Üçüncüyü vuracağım anda, kapı açıldı. Karşıma çıkan sultan, havlu ile yüzünü siliyordu. - Evlat, seni beklettim. Kusuruma bakma, ilk çalışta kalkmıştım. Gece yarısı, mühim bir imza için geldiğini anladım. Abdestsiz idim. Bu milletin hiçbir kâğıdını abdestsiz imzalamadım. Abdest almak için geciktim! Dedi. Besmele çekerek imzalayıp; - Hayırlı olsun inşallah! Dedi. İşte Osmanlı sultanları İslamiyet’e böyle bağlı, böyle saygılı idi.

Onlara Benzemeyin!

Onlara Benzemeyin! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara, 120) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır." (Ebu Davud, libas 4) Gayr-ı Müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek dinimizce bid'at kabul edilir. Nitekim cahil Müslümanlardan birçoğu Hristiyanların en büyük bayramı olan Paskalya'da ve Noel (yılbaşı)de ateş yakmak, mum gibi vb. şeyler hazırlamak suretiyle Hristiyanlara katılır, yaptıklarını yapmaya özenirler. Amr b. Şuaybin babasından, onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz. "Bizden başkasına benzemeye çalışan,

Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İstiklal!

Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İstiklal! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Bir kısım insanlar, müminlere: "Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler.” (Âl-i İmrân, 173) Rasûlullah (sav) buyuruyor: “Ey kitab’ı (Kur’an’ı) indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allahım,  şu düşmanı  perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl!” (Buhârî,Cihâd 112; Müslim, Cihâd 20) (Osman Nuri Topbaş) İstiklal Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal, Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal

Neme Lâzım!

Neme Lâzım! Değerli dostlar; bir fert olsun, bir aile olsun, bir toplum olsun, bir millet olsun neden çöker diye düşünürsek en önemli nedenlerden birisi “Neme lâzımcılıktır!”. Neme lâzımcılık sağlıklı bünyeyi içten kemiren kanser gibidir. Her ortama kolaylıkla sızar. Kimsenin haberi olmaz. Toplumu ve fertleri içten eritir. Koca bir çınar içi çürüyünce çöktüğü gibi o toplum da ne kadar güçlü olursa olsun çöker gider. Neme lâzımcılığın girdiği yerde kötülükle mücadele biter. Kötülük serbest kalarak şımarır, alır başını gider. Bir örnek verelim. Ülkemizde dünya şaheseri bir bina var. O ülke halkı o binayla övünüyor. Her yıl sayısız turist o binayı ziyaret edip; milyonlarca liralık döviz bırakıyor. Bir gün iki yaramaz çocuk o binanın karşısında ateş yakmışlar. Oradan geçenler “ neme lâzım” diyerek kimse yetkilileri ve itfaiyeyi aramamış. Sonra ateş büyüyüp o güzel binaya sıçramış. O şaheser bina birkaç dakikada kül olur gider. İşte size şanlı tarihimizden yüzde yüz yaşanmış bir

Yetenek Havuzu

Yetenek Havuzu Muhterem Dostlar; iyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş kaliteli insanlar olmadan insanın ve toplumun mutluğundan vatanın ve milletin kalkınmasından, bekâsından söz edilemez. Ne aileler, ne toplumlar, ne insanlık refah ve huzur bulamaz. Kötü karakterli ve cahil insanlar zehirli gıdaya benzer. Tüm toplumu zehirleyip öldürebilir. Cahil ve ahlâksız insanlardan tüm insanlık zarar görür. Çünkü insanlık bir ailedir. İnsanlık ailesinin her ferdi cehaletten ve tüm kötülüklerden korunmalıdır. Bugün dünyamızın birçok bölgesinde özellikle Müslüman coğrafyasında kan, gözyaşı terör ve yoksulluk var. Dünyayı yöneten sömürücü emperyalist güçlerin gizli ve kalleşçe kurdukları terör örgütleri sürekli katliam yapıyor. Öldürdükçe öldürüyor, kana doymuyorlar. O zamsan bütün gayret ve çabalar iyi insan yetiştirmeye yönelik olmalıdır. Bütün insanlığın mutluluğu iyi bir eğitimden geçmiş, kaliteli, ahlâklı, iyi insanlara bağlıdır.  Dünya devletler tarihine bakacak olursak; iyi yetişmiş,