Kayıtlar

Ayasofya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ayasofya

  Ayasofya   Gökyüzünün yerdeki zarif bir timsâlisin Kubbenle seyyârenin cevlân eden hâlisin   Fatih’in genç ruhunun bezm-i elest ikrârı Çocukluk günlerinin en büyük hayâlisin   İslâm’ın kılıç remzi, Feth’in Kızılelma’sı Fatih’in kudretinde Bizans’ın zevâlisin   Doldurmuş derûnunu nice asır zikr-i Hû Fatih’in heybetinin yıkılmaz zılâlisin   Kubben Nûr-i Muhammed alemin Hak remzidir İslâm’ın hiç batmayan arzdaki hilâlisin   Hangi hain el verdi seni hain ellere Asır var ki sükûtun en hazin misâlisin   Hâk ile yeksân olsan bunca elem duymazdık Sen ki cümle ümmetin en büyük vebâlisin   Yeni bir Fatih gerek seni kurtarmak için Bu zavallı devletin esîr ü ihmâlisin   Kâfî nâçâr ağlayıp dua ve niyaz eder Türk’ün hâlâ cihanda görünen celâlisin   Kâfî

Ayasofya’da Bayram Namazı

  Ayasofya’da Bayram Namazı   Doğrulup türbesinden ön safa geçti Fatih Başladı fermanıyla Ayasofya’yı fetih   Ni’mel ceyş arkasında saf tuttu birer birer Beş asır sonra geldi müjdeye mazhar bir er   Safların arasında nice yüz bin şehîd var Çıkmaz Ayasofya’dan hiçbiri haşre kadar   Fatih’le ilk cumada huzura varan ordu Yeniden fetih neden Sultan’ım diye sordu   Minberde cevap verdi kaldırıp kılıncını Dedi beş asır sonra küfür aldı hıncını   Vakfımı lağvederek camimi kapattılar Nice eserim varsa kâfirlere sattılar   Torunlarım gaflette cehalette yarıştı Milletin arasına çok münafık karıştı   Devlet-i Ebed Müddet hâk ile yeksân oldu Mülk-i Osman gözyaşı ıstırâb ve kan oldu   Sustu minarelerde ezanlar beş vakitte Devlet kaldı bir zaman nesebsiz soysuz itte   Hak bir gün galiba geldi ve batıl zâil oldu Heykeli dikilenler yıkılıp zelîl oldu   Ceddine layık bir er çıktı m...

Ayasofya Ağlıyor

Ayasofya Ağlıyor Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Allah’ın mescitlerini O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.” (Bakara, 114) Rasûlullah (sav) buyurdular: “…Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekânlardır.” (Müslim, Mesâcid 80, 81. İbni Mâce, Mesâcid 11.) Anadolu'nun dilinde Ayasofya'nın adı İstanbul'la beraber yaşadı. Sultanahmet Camii kendisine rakip olduğu gün bile mutluluğu bozulmadı. Vatanın her köşesinde kubbeler kabarıyor, minareler yükseliyor, fakat Ayasofya'nın sevgisi, ilk evlat sevgisi gibi hiç bir zaman eksilmiyordu. O, Fatih'in yadigârıydı... Kimsenin bu şerefi kendisiyle paylaşamayacağını biliyor, gururlandıkça gururlanıyordu. Kimse ona dil uzatamıyor, "Sen Bizans'sın" diyemiyordu. O, Fatih...