Kayıtlar

Deli etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

“Namaz!”, “Namaz!”, “Namaz!”

“Namaz!”, “Namaz!”, “Namaz!”   “- Namazı kıldın mı?” Diye sordum! “- Kıl kıl bitmiyor!” Dedi. Hafif tebessüm ettim biraz bekledim! Sonra oldukça yumuşak bir ses tonuyla: “- Ye ye bitmiyor! Allah sürekli veriyor!” Dedim. Başı biraz öne eğildi! Biraz bekledim sonra: “- İç iç bitmiyor! Allah sürekli veriyor!” Dedim. Baş biraz daha eğildi! Biraz bekledim sonra: “- Eskit eskit bitmiyor! Allah yenilerini veriyor!” Dedim. Baş biraz daha eğildi! Sonra birden başını kaldırdı. Gözünden damlalar dökülüyordu! Çok kısık bir sesle; “- Müsaade edersen namazı geciktirmeyim!” Dedi. Tebess “Namaz!”, “Namaz!”, “Namaz!”   “- Namazı kıldın mı?” Diye sordum! “- Kıl kıl bitmiyor!” Dedi. Hafif tebessüm ettim biraz bekledim! Sonra oldukça yumuşak bir ses tonuyla: “- Ye ye bitmiyor! Allah sürekli veriyor!” Dedim. Başı biraz öne eğildi! Biraz bekledim sonra: “- İç iç bitmiyor! Allah sürekli veriyor!” Dedim. Baş biraz daha eğildi! Biraz bekledim sonra: “- Eskit eskit bitmiyor! Allah yenilerini

Böyle Analar, böyle kahraman evlâdlar Varken Türkiye Yıkılmaz, İslâmiyet Yok Edilemez!!!

Böyle Analar, böyle kahraman evlâdlar Varken Türkiye Yıkılmaz, İslâmiyet Yok Edilemez!!! “Vatan bizimdir, kaçan haindir, düşmana sırtını döneni vururum! Ben dönersem, siz de beni vurun!” Diye emir verebilen, düşman üstüne Fetih Sûresi’ni ezberden okuyarak gidebilen, unutturulan bir kahramandır O! Halit Paşa'nın anası soruyor: “- Oğul savaş bitti mi ki sen eve döndün?” “- Yok, ana! Yaralandım, tabipler istirahat verdi, izine geldim!” “- Yaralanmakla bir şey olmaz! Git, şehit ol!!!” Not: (Bu Millî Mücadele kahramanı Halid Karsıalan, 1923’te meclis koridorunda, sırtından tabancayla vurularak şehid edilmiştir!) Allah’ü Teâlâ rahmet eylesin! Mekânı cennet olsun! Bu Analar Şehitliğin Yüksek Kutsal Değerini Nereden Biliyor? Kalbindeki imandan ve İslâm’dan biliyor… Böyle analar, böyle kahraman evlâtlar yetiştiriyor! Başörtüsü Neden Hedefte? Bu anaların başörtüleri açılmadan İslâmiyet yıkılamaz... İslâmiyet Neden Hedefte? Bu anaların, babaların d

Allah’ü Teâlâ'ya Yazdığı İlginç Mektup (Deli Zannedilen Veli)

Resim
Allah’ü Teâlâ'ya Yazdığı İlginç Mektup (Deli Zannedilen Veli) https://yandex.com/video/preview/1013216627825787661 (Bu siyah beyaz fotoğrafta gördüğünüz ortadaki kişi, 1965 yılında vefat etmeden önce Allah'a bir mektup yazdı.)             Elazığ’daki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde 1965 yılında vefat eden bir hastanın Allah’a yazdığı mektubunu paylaşacağız bugün sizlerle… Kimin ruh sağlığının yerinde olup olmadığını bilemediğimiz bugünlerde bu mektup size o kadar iyi gelecek ki…             Bu siyah beyaz fotoğrafta gördüğünüz ortadaki kişi, 1965 yılında vefat etmeden önce Allah'a bir mektup yazdı. Yazdığı mektupta yaşadığı acıları anlatırken bir yandan da sitem eden akıl hastası, Allah'a sığınarak her şeyi hallettiğini ifade ediyor. İşte o mektup... “Ben dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz Tımarhanesi sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken,

ABD'de gündem: Bu adam Müslüman olsaydı...

Resim
ABD'de gündem: Bu adam Müslüman olsaydı... ABD'de yaşayan birçok kişi, yetkililerin ve basın organlarının Stephen Paddock için "terörist" terimini kullanmamasına tepki gösteriyor. Trump: Saldırgan hasta ve deli biri Basın organlarında, Mandalay Bay Oteli'nin 32'nci katında tuttuğu odadan konser izleyen kalabalığın üzerine ateş açarak 59 kişiyi öldüren 64 yaşındaki Paddock'tan "yalnız kurt", "dede", "kumarbaz" ve "emekli muhasebeci" ifadeleriyle bahsediliyor. Ancak "terörist" sıfatı kullanılmıyor. Deaş Saldırıyı Üstlendi Paddock'un bu saldırıyı neden düzenlediği henüz bilinmiyor. Terör örgütü DEAŞ'ın saldırıyı üstlenmesine rağmen, ABD polisi uluslararası terör örgütleriyle arasında herhangi bir bağ tespit edilemediğini ve psikolojik bir rahatsızlığı olduğu yönünde herhangi bir bulgu olmadığı açıkladı. Müslüman Olsaydı... Sosyal medyada, Müslüman olsaydı saldırının h

Delinin Beyazid-i Bestami'ye Tavsiyesi

Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla bireyler dövdüğünü görüp: — Ne yapıyorsun? Diye sordu. Hizmetçi: — Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum, dedi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri: — Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? Dedi. Hizmetçi hastalığının ne olduğunu sordu. Beyazıd Hazretleri: — Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum, dedi. Hizmetçi: — Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum, Diye cevap verdi. Tam bu sırada tımarhane parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli, (!) Beyazıd-ı Bestamî Hazretlerine: — Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, Diye seslendi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri, delinin yanına sokularak: — Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? dedi. Deli (! ) şu ilâcı tavsiye etti: — Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb havanında tevhîd tokmağı

Delilikten Yatıyoruz Enayilikten Değil

Delilikten Yatıyoruz Enayilikten Değil Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum... Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; - Ula ne yapıyorsun, orda öyle? - Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. - Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder. Adam hemen denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir: - Senin ne işin var tımarhanede? Cevap müthiştir... - Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, enayilikten değil!  (Alıntı)

Deli Balta

Deli Balta Dinle evlat! Sana bir çift söylenecek sözüm var, Beni bilmek ister isen Hakka bağlı özüm var… Neslim bana bühtan etmiş yüreğimde sızım var, Şu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır… Şanlı tarih dile gelse bütün dünya utanır! İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm… Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm, Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm… Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır, Şarktan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır! Mazlumların gözyaşını şefkat ile silmişim, Vatan, namus, din ve devlet kıymetini bilmişim… Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim, Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır, Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır... (Alıntı)