Deli
Deli
Çoluk-çocuk, kadın-erkek, akıllı-deli. Deli lafın gelişi
değil, gerçekten deliyi de davet etmiş çünkü hemen her köyde olduğu gibi o
köyün de bir delisi varmış.
Yemekler yenmiş. Köylüler ayrılırken; Ağa:
“- Deliye sorun, bu konaktan ne istiyorsa alsın.” talimatını
vermiş adamlarına.
Delinin gözü bahçede bağlı duran beyaz ata takılmış ve:
“- Bu atı istiyorum.” demiş.
O at ise Ağa'nın gözdesiymiş.
“- Hayır!” demiş Ağa,
“- Başka bir şey istesin.”
Deli ısrar etmiş,
“- İlla da bu beyaz at.” diye diretmiş.
Ağa da:
“- Hayır!” demiş başka bir şey dememiş.
Ziyafet bitmiş, ayrılık zamanı gelmiş. Deli konaktan
melül-mahzun bir şekilde ayrılırken bir şeyler konuşuyormuş kendi kendine.
Ağa'nın dikkatini çekmiş bu hâl ve:
“- Gidin dinleyin bakalım.” demiş adamlarına.
Deli sürekli şunu söylüyormuş:
“- Sen isteseydin verirdi, Ağa da kim oluyor ki?”
“- Sen isteseydin verirdi, Ağa da kim oluyor ki?”
Adamları, Ağa'ya söylemiş delinin dediklerini.
“- Geri çağırın ve verin atı demiş.” bu defa ağa.
Deliye atı vermişler.
Deli, atın yuları elinde konaktan ayrılırken yine aynı
şekilde söylenmeye devam ediyormuş.
Ağa adamlarına:
“- Bu defa ne diyor, gidin dinleyin.” demiş.
Ne diyormuş biliyor musunuz deli?
“- Sen istedin de verdi, Ağa da kim oluyor ki?”
“- Sen istedin de verdi, Ağa da kim oluyor ki?”
"- Yeter ki sen iste... Her şeye gücü yeten, kudret mutlaka verir ya vererek verir ya da vermeyerek verir..."
Yorumlar
Yorum Gönder