Kayıtlar

Ağustos 25, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünya Ve Âhiret Saadeti İçin...

Dünya Ve Âhiret Saadeti İçin... M. Said Arvas Huzurla yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor; üstelik ücret de talep etmiyorlar!.. Rabbimize ne kadar şükretsek azdır... Biz daha dünyaya gelmeden, dünya hayatında rahat ve huzur içinde hayat sürebilmemiz için ne lazımsa hepsini yarattı ve bize ihsan eyledi. Bunların hiçbirini biz talep etmedik, böyle bir şeyi düşünmedik, düşünebilseydik bile yapmaya gücümüz yetmezdi. Tamamı bizi yaratan Rabbimizin lütfu ve ihsanıdır... Rızkımızı daha biz dünyaya gelmeden önce annemizin göğsünde hazırlamıştır. Sadi-i Şirazi rahmetullah-ı aleyh buyuruyor ki: "İnsanlar, rızıklarından niçin endişe ederler o dünyaya gelir gelmez rızkını hazır bulur." Yemeden, içmeden yaşamak mümkün olmaz. Havamızı, suyumuzu, gıdamızı akıl ve hayal edemeyeceğimiz kadar güzellikte kim yaratıyor ve bizlere ihsan ediyor!.. Güneş elmaya da, bibere de aynen yansıyor, ikisi de kırmızıdır. Birisini tatlandırıyor,

Dünyanın Bekâsı Yok Halkın Da Vefâsı Yok!

Dünyanın Bekâsı Yok Halkın Da Vefâsı Yok! M. Said Arvas "Gönlünü dünyaya bağlama, çünkü dünyanın bekâsı yoktur. Gönlünü halka da bağlama halkın da vefâsı yoktur..." İnsanoğlu zayıf yaratılmıştır. Dünyaya geldiğinden beri içine düştüğü sıkıntılardan, maruz kaldığı belalardan kendisini koruyacak bir güç, bir sığınak aramıştır. Bir yerden medet ummaya kendisini mecbur hissetmiştir. Ezelden beri onu titreten, korkutan "Ölüm muamması"nı ve buna karşı içine düştüğü ümitsizlik karanlığından kurtulmak için çare aramış durmuştur. Bunun içindir ki; tarihte hiçbir kavim ve kabile yoktur ki, bir ma'budu olmasın!.. En ilkel topluluklarda bile, tapındıkları "tanrı"ları vardı. Kimi ağaçtan, kimi taştan kendi elleri ile yaptıkları ve şekil verdikleri putlara tapıyor ve onlardan medet umuyorlardı. Hâlbuki, kendileri de çok iyi biliyorlardı ki; duymayan anlamayan, iyiliği veya kötülüğü dokunma ihtimali olmayan bu cansız varlıklardan hiçbir hayır gelmez

Tevâzudan daha iyi bir şey görmedim...

Tevâzudan daha iyi bir şey görmedim... Vehbi Tülek Feth-i Mûsulî hazretleri, Hazreti Ali'yi rüyâda görür ve ondan nasîhat ister!.. Feth-i Mûsulî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Musul’da doğdu 835 (H. 220) senesinde orada vefât etti. Bişr-i Hafî'nin arkadaşıdır. Bişr-i Hâfî hazretleri gibi gibi yüksek dereceler sâhibiydi. Bir gün Feth-i Mûsulî'ye, "sıdk nedir?" diye sorulunca, içinde demir bulunan bir ocağa elini sokup, kızgın bir demir parçasını çıkarıp elinde tuttu ve; "İşte sıdk budur" dedi. Şöyle anlatır: "Bir gün Emir-ül-müminîn Hazreti Ali'yi rüyâmda görüp, bana nasîhat et, dedim. Tevâzudan daha iyi bir şey görmedim. Yalnız Allahü teâlâdan sevap umarak, zenginin yoksula gösterdiği tevâzudan daha güzel ne olabilir, dedi. Biraz daha nasîhat edin, dedim. Buyurdu ki: Ondan daha güzel olanı, Allahü teâlâya gâyet fazla güven duyan fakirin, zengine karşı kibirli ve gururlu davranmasıdır." Hacca giderken yolda henüz

Ben O Zâtı Sırf Allah Rızâsı İçin Severim...

Ben O Zâtı Sırf Allah Rızâsı İçin Severim... Vehbi Tülek "Sen o zâtı nasıl seviyorsan, Allahü teâlâ da seni öylece seviyor." Muhammed ibn-i Gaylân hazretleri hadis âlimidir. 347'de (m. 958) doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadis rivayet etti. Kendisinden de Hatîb el-Bağdâdî, gibi meşhur âlimler ilim tahsil etti. 440 (m. 1049)’de Bağdat'ta vefat etti. “Gaylâniyyaât” isimli kitabında naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları: Birisi Resûlullah Efendimize “sallallahü aleyhi ve sellem” geldi ve “Babam size selâm söyledi” dedi. Resûlullah buyurdu ki: “Aleyke ve alâ ebîkesselâm.” Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevap vermek, hastasını yoklamak cenâzesinde bulunmak, davetine gitmek ve aksırıp elhamdülillah diyene, yerhamükellah diyerek cevap vermek.” “Tanıdığınız ve tanımadığınız Müslümanlara selâm veriniz.” “Birbirinize selâm veriniz. Birbirinize yiyecek ikram ediniz, akrabanızın haklarını gözeti

Müslümanın Ölümü Sonsuz Hayattır!

Müslümanın Ölümü Sonsuz Hayattır! Vehbi Tülek Ölmek, yok olmak değildir, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Ebû Bekr Havlânî hazretleri Mâliki mezhebi­ fıkıh âlimidir. Tunus’ta Kayrevan'da doğdu. Mısır’a giderek zamanın meşhur fıkıh âlimlerinlerinden ilim tahsil etti. Memleketine dönüp çok talebe yetiştirdi. 432 (m. 1041)’de Kayrevan'da vefat etti. Buyurdu ki: Ölmek, yok olmak değildir, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Rûhun, bedenden ayrılmasıdır. Bir evden, bir eve göç etmektir. Ömer bin Abdül’azîz “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki: (Sizler, ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç edersiniz!) Mevt (ölüm) mümine hediyedir, nimettir. Günâhı olanlara musîbettir. Fakîrlere rahat, zenginlere azaptır. Müminin rûhunun bedenden ayrılması, esîrin hapisten kurtulması gibidir. Mümin öldükten sonra, bu dünyâya geri gelmek istemez. Yalnız şehitler, dünyâya geri gelip, bir daha şehit olmak ister... Dünyânın iyiliği

600.000 Nasihat Değerinde 6 Nasihat

600.000 Nasihat Değerinde 6 Nasihat Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazreti Ali Radiyallahü Anh’a hitaben: “- Ya Ali! Altı yüz bin koyun mu istersin; yahut altı yüz bin altın mı? Veyahut altı yüzbin nasihat mı istersin?” şeklinde buyurdular. Hazreti Ali kerremellahü vecheh dedi ki: “- Altı yüz bin nasihat isterim.” Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “- Şu altı nasihate uyarsan, altı yüz bin nasihatte uymuş̧ olursun: 1- Herkes nafilelerle meşgul olurken, sen farzları îfâ et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri, sünnetleri müstehapları îfâ et. 2- Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allah’u Teâlâ’yı hatırla. Yani din ile meşgul ol. Dine uygun yaşa, dine uygun kazan, dine uygun harca. 3- Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara, kendi ayıplarınla meşgul ol. 4- Herkes dünyayı imar ederken, sen dinini imar et, ziynetledir. Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetir