Dünyanın Bekâsı Yok Halkın Da Vefâsı Yok!
Dünyanın
Bekâsı Yok Halkın Da Vefâsı Yok!
M. Said Arvas
"Gönlünü dünyaya bağlama, çünkü dünyanın bekâsı
yoktur. Gönlünü halka da bağlama halkın da vefâsı yoktur..."
İnsanoğlu zayıf yaratılmıştır. Dünyaya geldiğinden
beri içine düştüğü sıkıntılardan, maruz kaldığı belalardan kendisini koruyacak
bir güç, bir sığınak aramıştır. Bir yerden medet ummaya kendisini mecbur
hissetmiştir. Ezelden beri onu titreten, korkutan "Ölüm muamması"nı
ve buna karşı içine düştüğü ümitsizlik karanlığından kurtulmak için çare aramış
durmuştur.
Bunun içindir ki; tarihte hiçbir kavim ve kabile
yoktur ki, bir ma'budu olmasın!..
En ilkel topluluklarda bile, tapındıkları
"tanrı"ları vardı. Kimi ağaçtan, kimi taştan kendi elleri ile
yaptıkları ve şekil verdikleri putlara tapıyor ve onlardan medet umuyorlardı.
Hâlbuki, kendileri de çok iyi biliyorlardı ki; duymayan anlamayan, iyiliği veya
kötülüğü dokunma ihtimali olmayan bu cansız varlıklardan hiçbir hayır gelmezdi.
İçgüdülerini tatmin ve tapma ihtiyaçlarını giderebilmek için bu yolu
seçmişlerdi.
Bazı insanlar da Güneş'e, Ay'a, yıldızlara, bazı
hayvanlara ve ateşe taparak kendilerini avutuyorlardı. Ne gariptir ki, hâlâ
bunlara tapanlar mevcuttur ve sayıları da az değildir...
Rabbimiz bizim acizliğimizi bildiği için, bize doğru
yolu gösteren Peygamberler ve kitaplar gönderdi. Böylece, bizi sahte ve yalancı
mabutlardan kurtarıp, gerçek mabuda (kendisine) kavuşturdu. Bundan dolayı ne
kadar hamd etsek yine de azdır.
Nimetlerin en büyüğü, iki cihan saadetine vesile
olan iman nimetine kavuşmuş bulunuyoruz.
İnsanlar, çağımızda kendisine başka ilâhlar edinmiş,
onlara tapmakla ömürlerini heba etmektedirler. Bu yeni ilâhlar; para, makam,
mevki; şan, şöhret ve buna benzer şeylerdir.
Bir insan, makamını ilâh kabul eder ve ona taparsa,
makamı da onu köle hâline getirir. Makam elde etmek veya makamını muhafaza
edebilmek için yapamayacağı fedakârlık yoktur, her şeyini feda etmeye ve her
türlü zillete katlanmaya hazırdır.
Bu kadar çok değer verdiği dünya saltanatı ele geçse
bile birkaç günlüktür. Belli bir müddet sonra ne hayat kalır ne de saltanat...
Dünya makamı, parası, şan ve şöhreti kabrin kapısına kadardır. Değer mi onu
gaye edinmeye?
İbrahim aleyhisselam gibi "Ben batan şeyleri
sevmem" demeli ve kalıcı saltanata talip olmalıyız.
Sadi-yi Şirazi buyuruyor ki: "Gönlünü dünyaya
bağlama, çünkü dünyanın bekâsı yoktur. Gönlünü halka da bağlama halkın da
vefâsı yoktur. Gönlünü Rabbine bağla, O'na güven, bir kul için Rabbinden daha
hayırlısı yoktur."
Yorumlar
Yorum Gönder