Müslümanın Ölümü Sonsuz Hayattır!
Müslümanın
Ölümü Sonsuz Hayattır!
Vehbi Tülek
Ölmek, yok olmak değildir, ruhun bedene olan
bağlılığının sona ermesidir.
Ebû Bekr Havlânî hazretleri Mâliki mezhebi fıkıh
âlimidir. Tunus’ta Kayrevan'da doğdu. Mısır’a giderek zamanın meşhur fıkıh
âlimlerinlerinden ilim tahsil etti. Memleketine dönüp çok talebe yetiştirdi.
432 (m. 1041)’de Kayrevan'da vefat etti. Buyurdu ki:
Ölmek, yok olmak değildir, ruhun bedene olan
bağlılığının sona ermesidir. Rûhun, bedenden ayrılmasıdır. Bir evden, bir eve
göç etmektir. Ömer bin Abdül’azîz “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki: (Sizler,
ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç
edersiniz!)
Mevt (ölüm) mümine hediyedir, nimettir. Günâhı
olanlara musîbettir. Fakîrlere rahat, zenginlere azaptır. Müminin rûhunun
bedenden ayrılması, esîrin hapisten kurtulması gibidir. Mümin öldükten sonra,
bu dünyâya geri gelmek istemez. Yalnız şehitler, dünyâya geri gelip, bir daha
şehit olmak ister...
Dünyânın iyiliği gitti. Kederleri kaldı. Bundan
dolayı ölüm, her Müslüman için hediyedir. Bir adamın dînini, ancak kabri korur.
Müminlere yapılacak ikrâmlardan birincisi, ölümdeki sevinçtir. Mümini
rahatlatan, ancak Allahü teâlâya kavuşmakdır. Her mümine mevt, hayâtından dahâ
iyidir. Allahü teâlânın emirlerine uyan bir mümine, ölümden dahâ sevinçli bir
şey olmaz. Allahü teâlâya kavuşmayı seven mümin, mevti (ölümü) ister. Mevt,
dostu dosta kavuşturan bir köprüdür. Kavuşmak şevki, büyük ve yüksek derecedir.
Bu dereceye yükselen mümin, mevtin gecikmesini istemez. Rabbine iştiyâkından
dolayı, Ona kavuşmayı, Onu görmeyi sever. Cenneti seven ve ona hâzırlanan insan
mevti sever. Çünkü mevt olmayınca, Cennete girilmez.
Bir kimsenin îmân ile öleceği son nefeste belli
olur. Bir insan, bu devlete kavuşunca, Allahü teâlânın ihsânları başlar. Bu
ânda, elbette sevinir. Saadet sâhibi şu kimsedir ki, Azrâîl “aleyhisselâm”
gelip, (Korkma, Erhamürrâhimîne gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük
devlete erişiyorsun!) der. Böyle kimseye, bundan daha şerefli bir gün yoktur...
Bu dünyâ bir konaktır. O cihâna bakınca zindandır.
Bu geçici varlık, bir görünüştür. Gölge gibi, yavaş yavaş çekilmekte, geçip
gitmektedir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İnsanlar uykudadır, ölünce
uyanırlar.)
Dünyâ hayâtı, rüyâ gibidir. Mevt uyandırıp, rüyâ
bitecek, hakîkî hayat başlayacaktır. Müslümanın ölümü, hayattır. Hem de, sonsuz
hayat!
Yorumlar
Yorum Gönder