Ben O Zâtı Sırf Allah Rızâsı İçin Severim...
Ben O
Zâtı Sırf Allah Rızâsı İçin Severim...
Vehbi Tülek
"Sen o zâtı nasıl seviyorsan, Allahü teâlâ da
seni öylece seviyor."
Muhammed ibn-i Gaylân hazretleri hadis âlimidir.
347'de (m. 958) doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadis rivayet etti.
Kendisinden de Hatîb el-Bağdâdî, gibi meşhur âlimler ilim tahsil etti. 440 (m.
1049)’de Bağdat'ta vefat etti. “Gaylâniyyaât” isimli kitabında naklettiği hadis-i
şeriflerden bazıları:
Birisi Resûlullah Efendimize “sallallahü aleyhi ve
sellem” geldi ve “Babam size selâm söyledi” dedi. Resûlullah buyurdu ki:
“Aleyke ve alâ ebîkesselâm.”
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Müslümanın
Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevap vermek, hastasını yoklamak
cenâzesinde bulunmak, davetine gitmek ve aksırıp elhamdülillah diyene,
yerhamükellah diyerek cevap vermek.”
“Tanıdığınız ve tanımadığınız Müslümanlara selâm
veriniz.”
“Birbirinize selâm veriniz. Birbirinize yiyecek
ikram ediniz, akrabanızın haklarını gözetiniz. Gece herkes uyurken namaz
kılınız. Bunları yaparak selâmetle Cennete giriniz.”
“Sâlih kimse ile beraber olan kimsenin hâli, misk
satan kimse ile bulunan gibidir. Eğer o, ondan bir şey satın almasa bile, onun
kokusundan istifâde eder. Kötü kimseyle oturanın hâli ise, körük çeken
demircinin hâline benzer. Onun yaktığı ateş ona isâbet etmese de, bir kıvılcım
isâbet edip, bir yerini yakabilir.”
“Birisi, başka bir köyde bulunan bir din kardeşini
ziyâret etmek için giderken, Allahü teâlâ bu şahsın yolunu gözetlemek için bir
meleği görevlendirdi. O şahıs, o meleğin yanına gelince melek ona nereye
gittiğini sorar. O da 'Şu köyde bir kardeşim var. Ona gidiyorum' cevâbını
verir. Melek 'O zâtın sana daha önce yapmış olduğu bir iyiliği var da onu devam
ettirmek için mi gidiyorsun?' deyince, o zât 'Hayır, ben o zâtı sırf Allahü
teâlânın rızâsı için severim' dedi. Bunun üzerine Melek 'Ben Allahü teâlânın sana gönderdiği
elçisiyim. Sen o zâtı nasıl seviyorsan, Allahü teâlâ da seni öylece seviyor'
buyurur.”
“Rabbim bana dokuz şeyi yapmamı bildirdi. Ben de
size (ümmetime) bildiriyorum: Aşikâre olsun gizlilikte olsun ihlâsı, öfkeli
anda da rahatlık ânında da adâleti, zenginlik ve fakirlikte orta yolu, bana
zulmedeni affetmeyi, vermeyene vermeyi, benden alâkayı keseni arayıp sormayı,
susmamın tefekkür, konuşmamın zikir, bakışımın ibret olmasını.”
“Sizi boş ve lüzumsuz konuşmaktan, malı isrâf
etmekten ve lüzumsuz çok soru sormaktan menederim.”
Yorumlar
Yorum Gönder