Kayıtlar

Orman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tevekkül

Resim
Tevekkül   Hamile bir ceylan vardı. Doğumu yaklaştığında ormanın en uzak yerine gitti. Bir nehir yanını buldu. Tam doğuracağı esnada gök gürledi şimşek çaktı ve yangın çıktı. Soluna döndü bir baktı ki ona ok atmak isteyen bir avcı var. Sağına döndü aç bir aslan onu avlamak için yaklaşıyordu. Ceylan için o an tek bir düşünce vardı. Kaçmayı düşündü. En iyi onu yapabilirdi ama eninde sonunda yakalanacağını düşündü ve çıkmazda olduğunu gördü. Kaçacak yeri de yoktu. Ya aslan parçalayacaktı ya yangında can verecekti ya da avcı onu avlayacaktı belki de nehirde boğulacaktı. Her yer tehlikelerle dolu ve ceylan kesinlikle bir kurtuluşu olmadığını düşünüyordu. İşte o an ceylan gücünün yeteceği şeye odaklanma kararı aldı. Doğumuna odaklandı doğumu yapmaya. Ve doğru olan şeyin doğasını gerçekleştirmeye yöneldiğinde bir şekilde başaracağına inanmak istedi. Sonra neler mi oldu? Şimşek çaktı, avcının görüşünü kapattı ve çıkan ok aç aslana sap

Dünyada Ve Ülkemizde Orman Varlığı

Resim
Dünyada Ve Ülkemizde Orman Varlığı Dünya kara alanlarının %30’nu kaplayan ormanlar 3.8 milyar hektardır. Tropikal ve yarı tropikal ormanlar bu alanın % 56’sını teşkil etmektedir. Dünya ormanlarının % 95’i doğal orman, % 5’ ise ağaçlandırma ile tesis edilen suni ormanlardır. Ülkemizin ormanlık alanı ise 20.7 milyon hektar olup yurdumuzun genel alanının % 26.8’sini oluşturmaktadır. Ormanlarımızda yetişen asli ağaç türlerimiz; kestane, kayın, meşe, kızılağaç, kavak, huş, ıhlamur, dişbudak, akçağaç, karağaç, çınar, söğüt, ceviz ve sığla gibi yapraklı ağaçlar ile çam, göknar, ladin, sedir, ardıç, servi ve porsuk gibi iğne yapraklı ağaçlardır... Ormanların Ülkemiz Ekonomisindeki Yeri Ormancılık sektörünün ülke ekonomisine olan katkılarını para ile ölçülebilen ve para ile ölçülemeyen katkılar olarak ikiye ayrılmak gerekir. Odun kökenli orman ürünleri üretimi, orman tali ürünleri üretimi, işlendirmeye katkısı, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltıcı etkisi, ödemeler

Ormanda Kral Seçimi

Ormanda Kral Seçimi Ormanlar Kralı'nın belirlenmesi için seçim varmış. Eşek çok iyi kulis yaptığı için kral seçilmiş. Ama kendisi de kral olduğuna inanamıyormuş. İhtiyaten uzakta durarak bir kurda karşı anırmış. Kurt yere kapanıp,  -"Emredin kral hazretleri" diye ulumuş. Eşek bir ayıya karşı anırmış. Ayı da yere kapanmış ve  -"Yaşasın kralımız" diye böğürmüş. Artık kendine güvenmeye başlayan eşek bir ağacın dibinde uyuyan aslanın kulağına doğru anırmış. Aslan gözünü açmış. Eşeği görünce bir pençe atıp, onu öldürmüş. Kıssadan Hisse:  Meğer aslanın seçimden haberi yokmuş. (Alıntı)

Hey! Kim Var Orada?

Hey! Kim Var Orada? Küçük Ali dedesi ile tarlaya gitmişti. Dedesi öküzlerle çift sürerken bir taraftan da Ali’yi izliyordu. Ali’de ormanın kenarında oynuyordu. Ali, bir ara ormandan sesler duydu. Hemen ormana dönerek; -“Hey kim var orada?” diye seslendi. -“Hey kim var orada?” diye cevap geldi ormandan… Ali şaşırmıştı; yeniden; -“Kimsin ortaya çık!” diye tekrar seslendi. -“Kimsin ortaya çık!” diye cevap geldi ormandan… -“Oraya gelirsem, seni çok fena döverim!” diye seslendi, sinirli bir şekilde.             -“Oraya gelirsem, seni çok fena döverim!” diye cevap geldi ormandan, sinirli bir şekilde… -“Haydi! Gel de ağzını, burnunu dağıtayım!” diye seslendi, çok daha sinirli… -“Haydi! Gel de ağzını, burnunu dağıtayım!” diye cevap geldi ormandan, çok daha sinirli… Ali daha da kızmıştı. -“Sen çok kötü, kaba birisin… Ne olacak, orman ayısı!” diye seslendi. -“Sen çok kötü, kaba birisin… Ne olacak, orman ayısı!” diye cevap geldi ormandan… Ali sinirinden ağlamay

Baltayı Bilemek

Baltayı Bilemek Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: “Bu Nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?” İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: “Ortada bir sır yok... Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.” “Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaş

Devletimizin Bekası Çocuklarımızın Eğitimi Ve Geleceği

Devletimizin Bekası Çocuklarımızın Eğitimi Ve Geleceği Hükümdar Bekir Han ve bilge veziri Osman Alp birkaç adamı ile birlikte ormanın derinliklerinde ava gitmişti. Hükümdar yanına on yaşlarındaki şehzade Onurbey’i de almıştı. Ormanda ilerledikçe ilerlediler. Nihayet yeşil bir vadide dinlenmeye karar verdiler. Bir de baktılar derenin yamacında otuz kırk hanelik güzel bir köy var. Zaten akşam olmuş hava kararmaya başlamıştı. Hükümdar ve vezir bir evin kapısını çaldılar. Kapıyı kırk yaşlarında bir erkek açarak; -“Buyurun, ben Gökçayır Köyü’nden Oduncu Ali!” diyerek misafirleri kabul etti. Hükümdar kendisini tanıtarak; -“Bizleri misafir kabul edebilir misiniz? Dedi. Oduncu Ali; -“Bizim için şeref olur efendim! Buyurunuz! Buyurunuz!” dedi. Büyük odadaki divana oturdular. Hükümdar, oğlu Onurbey, vezir ile beş koruması toplam sekiz kişiydiler. Ev sahibi sevinçten uçuyor, ne hizmet yapacağını şaşırıyordu. Önce herkese yayık ayranı ikram etti. Ayranın lezzeti o kadar güzeld

Ayı Deyip Geçmeyin

Resim
Ayı Deyip Geçmeyin        Veli dayı, o gün çok yorulmuştu. Ormanda çalışmış, ağaçları budamıştı. Bu orman, onun evi gibiydi. Ağaçlar da sanki çocukları… Küçük bir kulübede yaşıyordu.       Bir gün kapısı birden “Küt! Küt!” diye çalınmaya başladı. Veli dayı kalktı, kapıyı açtı. Gözlerine inanamıyordu. Çünkü kapıda iri, kahverengi bir ayı duruyordu. Ayı garip sesler çıkararak ön ayağını gösteriyordu.          Dikkat etti, Ayının uzattığı ön ayağından kanlar akıyordu. Hemen geri gitti. Feneri aldı. Kocaman bir kıymığın, ayının ön ayağına saplandığını gördü. Bir pense aldı. Sıcak su getirdi. Önce yarayı yıkadı. Sonra inleyen hayvanın ayağındaki kıymığı sert bir hareketle çekip çıkardı. Sıcak su ile tekrar yıkadı. Kocaman bir gömleği yırttı, yarayı sardı. Başını kaldırdığı zaman ayı inleyerek geri gidiyordu. Arkasından baktı:    -Ne olsa ayı bu, diye söylendi. Bir kedi, bir köpek olsa elimi yalardı.     İçeri girdi, yatağına yattı.      Tam uyuyacağı sırada kapıda yin